Tarihte Pomak Timraş Cumhuriyeti ve Gelenekleri » Boşnak HaberBoşnak Haber

3 Mayıs 2024 - 19:24

Tarihte Pomak Timraş Cumhuriyeti ve Gelenekleri

Tarihte Pomak Timraş Cumhuriyeti ve Gelenekleri
Son Güncelleme :

19 Şubat 2017 - 12:09

 

 

Pomak Timraş Cumhuriyeti

Rodop dağları çevresinde yaşayan Pomaklar tarafından kurulan ve  1879-1886 yılları arasında hayatta kalan kısa ömürlü kendi kendini yöneten tarihteki tek Pomak devletidir.Başkenti Trigrad.1880 yılında nufusu 7320 kişi.

Bölgeye Bulgar ve Rus egemenliğine girme tehlikesinden ötürü Rodoplar’daki Pomak halkı, Pomak Timraş Hükümeti’ni Rodoplu Pomak 30 milletvekilinin ve yaklaşık 100 nahiye müdürünün de onayını alan Ahmet Ağa Timirski, Abdullah Efendi ve Kara Yusuf Çavuş önderliğinde kurulmuştur.

 

Pomakların milli çalgısı Gaydayı tanıyalım;

Gayda, Kuzeydoğu Anadolu’da tulum , dankiyo (Rumca), tsimpona(Latince), guda (Lazca) adlarıyla bilinen sürekli pes ses veren ek boruya sahip olmayan çeşitlerinin yanı sıra Trakya ve Balkanlar da gayda adıyla bilinmektedir.Meleyen Keçi adlı Macaristan’da 20. yüzyılın başlarında yapılan bir türü vardır.Bu ensturumanda da körük kol altına alınır.

Oğlak derisinden yapılma tulumu şişirmek için tulumun içine hava pompalanır.Bir kamışı bulunan kıvrımlı borudan, dem sesinde sürekli pes bir ses çıkar.Tulum, bunun yanı sıra çifte dedende bulunan çift kamışa üfürüm yapar.Çifte dedende melodi çalmak için parmak delikleri vardır.

Gayda’nın bir başka türü Eski Tulum’dur.Fransa’nın Bretanya bölgesinde koyun postundan yapılan basit bir gayda’dır.İlk önce üfleme borusundan üflenerek tulum şişirilir.Ardından dem borusuyla dedeni seslendirmek için bu tulum sıkıştırılır.

Müslüman-Pomak Mutfağı
Açıkçası, Bulgar mutfağının çok zengin olduğunu söylemek doğru olmaz; ama gerçekten güçlü bir Müslüman-Pomak mutfağından söz edebiliriz.

Hiç kuşkusuz, Sofya’da da dünya mutfaklarından seçkin örnekler sunan lüks restoranlar var; İtalyan, Japon, Çin ve Yunan mutfağından örnekler bulmak mümkün… Ancak en küçük şehir haritalarında bile, ‘Geleneksel Bulgar Mutfağı’na gönderme yapılmış. İşkembe çorbası sıcak; ‘tarator’ dedikleri, içine fındık ve ceviz konmuş cacığa benzeyen çorbaları ise soğuk içiliyor. Bizdeki köfte, olmuş size ‘kyufte’; köz patlıcanlı sarımsaklı ‘köpeoğlu’ salatasına da ‘kyopolu’ diyorlar. (ekmeğin üzerine sürüp yiyorlar) Et yemeklerinde ise tamamen Türk etkisi hâkim: Kavarma, kapama, gyuvech gibi… Her türlü hamur işinin adı da ‘byurek’… Sadece içine konan malzemeye göre, böreklerin adı biraz değişiyor. Yeri gelmişken, kızarmış biberli, yumurtalı ve kaşkavallı ‘Chuskibyurek’in harika olduğunu da söylemeliyim. Bir de Rodop usulü sarmalı horozdan bahsettiler, eski Türk kültürünün en önemli malzemelerinden biri olan horozu unuttuğumuz aklıma geldi.
Pomak mutfağı, gerçekten Bulgaristan’ın önemli zenginliği… Sofya’da  örneğin,

‘Karı-Koca Aşı’, kolay ve çabuk hazırlanan bir yemek: Tatlı kırmızı biberleri iri iri doğrayıp bol yağda kavuruyorlar, sonra bir tepsiye bulgur koyup üzerine bu biberleri yerleştiriyorlar. Üstüne biraz su ile seyreltilmiş (ama ayran olmamış) yoğurt koyuyorlar. En üstüne de yumurta ya da peynir koyarak üzeri kızarıncaya kadar fırınlıyorlar.

‘Mişmaş’ da meşhur bir yemek: Bol soğanlı ve maydanozlu bir tür melemen, ama son olarak üzerine peynir rendeliyorlar. ‘Tapkana Çuşka’ ise yine Balkanların meşhur kırmızı biberinin içine kuru fasulye ağırlıklı bir iç konarak hazırlanıyor ve fırınlanıyor.

Pek lezzetli ‘Brankunyek’ de, kavrulmuş soğan ve haşlanmış kırmızı biberin üzerine mısır unu dökülerek yapılan bir çeşit kuymak…

“Bulgar Mutfağı da ne ola ki?” diyerek ‘Dobre petit’  yani ‘Afiyet olsun’.

Trigrad Pomakların Ateşle dansı

Trigrad aynı zamanda Pomak Timraş Cumhuriyetine de başkentlik yapmış bir yerleşim alanıdır.

Ateş dansı (Nestinare) motiflerine Trak kültürünün olabildiğince direnme şansı bulabildiği Rodop, İstranca ve Kuzey Bulgaristanın dağlık yörelerinde rastlanıyor. Pomakların Bulgar oluşumuna direnerek ayrı bir kimliğe evrilmesinde bu direnişin etkisi yadsınamaz. Hıdrellez (Gergöv-Gergövden) geleneklerindeki ateş üzerinden atlama figürleri bu kültlerle ilişkilendirilebilir kanımca. Kültürümüzde sentezlenmiş bu kodları okuyabilmek hayli ilginç.

Pomak Enstitüsü UNESCO’ya Pomak dilinin tanınması için başruvuruda bulundu.

Pomak halkının tanınma mücadelesinde yeni bir evreye girildi. 2000 yılından bu yana düzenli olarak UNESCO tarafından dünyada tehlike altında diller atlası çıkartılmakta ve bu diller desteklenme kapsamına alınmaktadır. Fakat Türkiye ve Balkanlarda 5 ayrı ülkede yaşayan Pomak halkının ne kimliği nede dili hiçbir resmi kurum tarafından kayıt altına alınmamıştı.
Bu güne kadar kurulmuş olan tek Enstitü olma olma özelliği taşıyan Pomak Enstitüsü yine kendi alanında bir ilke imza atarak Pomak dilinin tanınması yönünde UNESCO ya resmen başvuruda bulundu.
Pomak Enstitüsü 21 Şubat Dünya Anadilleri gününde Pomaklar hakkında kısa bilgileride içeren ir dosyayı ÜNECO nun İsveç şubesi olan Svenska Unescorådet in Drottninggatan 16. Numarasında merkezine resmen başvuru dosyası Pomak Enstitüsü başkanı İbrahim Kenar tarafından sundu.

Pomak Enstitüsü, başvuru metnindeki talepleri şu şekilde dile getirdi.

Biz bir kültürel yokoluşla yüzleşmekteyiz. Önemli sayıda devlet başkanı, başbakan, kabine bakanı, sinema ve tiyatro sanatçısı, ekonomist, şair, güreşçi – Güçlü bir pomak geleneğidir- şarkıcı, artık bu gün yokolmayla yüz yüzedir.

Biz, kültürümüzün korunduğunu, dilimizin yeniden canlanmasını görmek isteriz. Biz de kendimizi diğer kardeş halklarla, kültürlerle birlikte, aynı diğerlerinin de hak ettiği gibi gurur ve öz saygı duymayı arzu ediyoruz.

Düzenleyen :Zeynep Işıl Hamziç

Kaynak: Pomaknews-Aksam.com.tr-Pomaklar.com

 

YORUM YAP