.
.
Yunan Tarihçi Strabon: MS 1. yüzyılda bugünkü Bosna ve Hersek sınırındaki Hersek bölgesinde yaşayanlar tarafından dövme yaptırmanın bir gelenek olduğunu yazmış ve şu notu eklemiştir; ” Onlar fakirdi, ve İliryalı kabileler gibi dövmeleri vardı.”
Bosna Hersek’de yaşayan Katoliklerin Geleneksel Dövmeleri kültürel mirası olmuştur
Bu dövme geleneği Roman Katolik olan Bosna Hersek halkında Osmanlı hakimiyeti boyunca (1463-1878) ve daha sonrasında da 1938 yılına kadar devam etmiştir. Komünist Yugoslavya’nın kurulması ve Bosna Hersek’in 2.Dünya Savaşı gören tarafında ise bu dövme geleneği artık istenilen bir şey değildi ve düşüşe geçti. Bu dövmelerin geleneksel yöntemlerle yapılması en son 1984 tarihinde olmuştur.
Bosnalı Katolikler Osmanlı döneminde bu dövmeleri çocuklarına yaptıkları zaman devşirme sistemiyle çocuklarının İstanbul’a gönderilmeyeceğine ve İslama döndürülmeyeceğini umut ediyorlardı. Ayrıca çocukları devşirilip İstanbul’a gönderilse bile çocuklarının nereden geldiklerini ve nereye ait olduklarını unutmamaları için kalıcı iz bırakmak asıl amaçlarıydı.
Bu dövmeler daha çok genç kızlar arasında yaygındı.Bunun nedeni ise ebeveynleri kız çocuklarına bu dövmeleri uyguladıkları zaman (haç yada diğer Hristiyan sembolleri) Türk erkeklerinin kızlarını eş olarak almayacaklarını umuyorlardı.
Bosnalı Katolik Hırvatlar ellerini, göğüslerini, bileklerini ve alınlarını bile bu Hristiyan sembolleriyle donatmaktaydı ( küçük haçlar ve diğer motifler). Dövme yaptırmak için özel günleri vardı ve bu genellikle Paskalya bayramından önce olurdu. Bu dövmeleri yapmak için bal, karbon ve anne sütü gibi doğal materyaller kullanıyorlardı .
Günümüzde hala Bosna Hersek’te bu tip dövmelere sahip kadınlar görmeniz mümkün. Ancak bu kadınların çoğu 1930 larda doğmuştur ve bu etkileyici kanıtları taşıyan son örneklerdir. Kendi geldikleri yeri ve inançlarını korumak için yaptıkları bu dövmeleri taşıyan etkileyici dövmelerin son mirasçıları.
Ama neyse ki bu konu üzerine yapılmış bazı araştırmalar var. Örnek olarak arkeoloji ve tarih uzmanı olan Ciro Truhelka’nın 19. yyda yaptığı araştırma gibi. Ayrıca bazı workshoplar ve genç araştırmacı ve dövme sanatçılarının yaptığı araştırmalarla hala hayatta olan bazı dövmeli kadınların hikayelerini ve seslerini kaydetmişlerdir.
Kaynak: academia.edu