Şuhra Maliç :CANIM O KADAR ACIYOR Kİ ! » Boşnak HaberBoşnak Haber

7 Mayıs 2024 - 18:39

Şuhra Maliç :CANIM O KADAR ACIYOR Kİ !

Şuhra Maliç :CANIM O KADAR ACIYOR Kİ !
Son Güncelleme :

05 Şubat 2017 - 23:08

 

Srebrenica Boşnak Soykırımı anma törenlerinde, evlatlarını kaybetmiş Srebrenicalı annelerinin acılarını anlatan fotoğrafın sahibi olan Şuhra Maliç’in hikayesi :

“BOLI, KOŽO… TRPI, DUŠO…”
( Canım o kadar acıyor ki … )

Šuhra Malić, Şehit verdiği iki oğlu Suad ile Fuad Malić için şöyle söylüyor:

“Potoçari’de yüzlerce insan canlarını kurtarmak için toplandığinda, çok büyük panik yaşanmıştı. Oğullarım halkı sakinleştirmeye çalışıyordu. Bosna Hersek Ordusu kontrolündeki yerlere doğru kaçacak yol keşfine iki büyük oğlum, ormanlık ve dağlık araziye gittiler. Gidiş o gidişleri oldu ve bir daha onları görmedim.”

“Ben herşeye rağmen kendimi yine de şanslı görüyorum. Benim geride kalmış çocuklarım, torunlarım, gelinlerim ve damatlarım var. Srebrenica Anneleri arasında hiç kimsesi kalmamış olanlarımız da var.”

1995 yılı Soykırımda iki oğlunu kaybetmiş, 70 kusür yaşındaki Šuhra Malić, Sırp Çetniklar tatafından öldürülmüş 20 bin kadar Srebrenicalı Boşnak kardeşlerinin acısı yanında, bu günlerde yine Çetniklerin yaptıkları vahşeti örtmek için söyledikleri yalanlara da çok üzülüyor.

‘Srebrenica’da etnik temizlik yapılmadı, biz kimseyi göçe zorlamadık, Boşnaklar kendileri göç ettiler”,diyorlar ya; çok gücüme gidiyor.
Oysa bizleri toplayıp, otobüslere bindirdikten sonra kendi topraklarımızdan kovdular.

Yolda da defalarca durdurup, öldürmekle tehdit edip, bizden altın ve paralarımızı istediler. Hiç unutmam, bir çocuk annesine şöyle yalvarmıştı; ‘anne neyimiz varsa ver, görmüyor musun ? bir şey vermezsek bizi öldürecekler.” Kadın da başörtüsünün içine sardığı paraları çözüp onlara verdi ve o an için hayatta kaldılar.”

Otobüslerde bizi soyup soğana çevirdikten sonra, hepimizi indirip yaya yürümeye zorladılar. İşin acı tarafı, yollara öyle engebeler ve barikatlar yapmışlardı ki, yaşlı ve hasta olanların yürümelerine imkan yoktu. Çok insan ne yazık ki yolda öldü.

“Komşumuz olan ve benim adeta çocuklarımla birlikte büyüttüğüm, savaşta Sırp milliyetçilerin tarafına geçmiş genç komşumuz, vicdan azabına dayanamayıp, aylar sonra evime geri döndüğümde yanıma gelip bana, kimseye söylemeyeceğime yemin ettirerek en az bin Boşnak’ın gömülü olduğu bir toplu mezarın yerini söyledi. İkinci bir toplu mezar yerini de söylemişti ama, her ikisinden de oğullarımın cesetleri çıkmadı.”

“Daha sonra oğlum Fuad’ın cesedi Kamenitsa’da bulundu. Kravitsa’da öldürüldüğü ortaya çıktı. Suad ise önce yaralanmış, daha sonra Tuzla yakınlarında Lipnya’da cesedini bir dere kenarında bulmuşlar. Belli ki öldürülmüş ve oraya atılmıştı.”

“Her ikisini de gömdüğümüzde, göz yaşlarımın tükendiğini, sesimin çıkmadığını fark ettim. Artık ağlayamıyor, haykıramıyordum bile.

ACININ ÖTESİNE GEÇMİŞTİM.

BİR DE TÜM YAKINLARINI KAYBETMİŞ ANNELERİ DÜŞÜNDÜĞÜMDE …

Kaynak:Nusret Sancaklı

YORUM YAP