BOŞNAK MİLLETİ'NİN DOĞUŞU ... Bosnalılar-Boşnyaninler-Boşnaklar » Boşnak HaberBoşnak Haber

5 Mayıs 2024 - 17:49

BOŞNAK MİLLETİ’NİN DOĞUŞU … Bosnalılar-Boşnyaninler-Boşnaklar

BOŞNAK MİLLETİ’NİN DOĞUŞU … Bosnalılar-Boşnyaninler-Boşnaklar
Son Güncelleme :

29 Haziran 2023 - 16:47

BOŞNAK MİLLETİ’NİN DOĞUŞU …
Bosnalılar-Boşnyaninler-Boşnaklar
 
 
Bosna’da MÖ. 2200’lü yıllardan MS. 9 yılına kadar İlir halkları yaşadı. Bu süre içinde Traklar, MÖ. 4. ve 3. yüzyılda da Keltler Bosna’dan gelip geçtiler. Romalılar Batı Balkanlara hakimiyet kurunca Bosna’daki İlir halklarını sistemli bir şekilde Romalılaştırdılar. MS. 4. yüzyılda Hunlar, MS. 5. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar Gotlar Bosna’da Hakimiyet kurmuşlardı. Konuşulan diller resmi olarak Latince ve Grekçe, yerel diller ta olarak Gotça ve kısmen Hun Türkçesi idi.
Bosna’ya 6. Yüzyılın sonuna doğru gelen Avarlar, hakimiyetleri altındaki ülkelerde daha sonra onların siyasi çekirdeğini oluşturacak bir dizi büyük ve küçük bölgesel yönetin birimleri kurdular. Bunlardan biri Bosna Nehri Havzası merkezli Bosnalılar idi.
Daha sonra bunların başındaki yöneticilere Jupan (Vali) ve Ban (Bey) demişler bu isimler Avar Türkleri’nden devralınan isimlerle bu tarihi gerçek kanıtlanmıştır.
Aynı dönemde onlarla birlikte ve daha sonra gelen Slavlar, Bosna’daki Bosna’nın yerli halkı olan ve çoğunluğunu Romalılaştırılmış İliryalıların oluşturduğu bir kısmı da İlirlerle karışmış olan Got, Kelt, Hun, Trak, Grek, Sas ve Romalı kökenli insanlar ile karşılaştılar. Bosna ve çevresi tarihin hiçbir döneminde boş topraklar olmamıştır.
Ardından yerli halk ile az sayıdaki Avarlar ve bir kısım Slavlar arasındaki etnogenetik karışma süreci başladı. İlir gelen bazı Slavlar, Bosnalılar arasına karışıp asimile oldular.
Bu tür etkiler, dil ve kültür, ritüeller ve gelenekler alanında ve geleneksel sosyal kurumlarda ortaya çıkmaya başladı. Böyle bir süreç tipik bir sonuçla sona erdi; Romalılaşmış İliryalı yerlilerle karışım. Bosna’da çoğunluk olan Romalılaşmış İliryalılar, Bosna ve çevresinde İlirya geninin kesinlikle hakim olacağı yeni bir etnik topluluğa dönüşmeye başladılar.
 
Konuşulan dillerin Bizans İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki üstünlüğünden ve kısmen hakimiyetinden dolayı Grekçe, Avar Türkçesi ve gittikçe çoğalan Slav kabileleri dilleri olduğu düşünülüyor.
Avarların üstün gücünün Franklar tarafından (796 ve 815 savaşlarında) devrilmesiyle, kalan Avarlar da dilsel olarak yüceltilirken, Bosnalılar, Dalmaçyalılar ve Slavlar Jupan ve Banlık bölgesel-politik örgütlenmesini onlardan devraldı.
Bölgesel yönetimler artık bağımsız olarak faaliyet gösteriyor ve içlerinde Sklaviniye adlı siyasi sistemin-yetkililerin esas söz sahibi olduğu bir etnogenetik konsolidasyon süreci gelişiyordu.
Ne yazık ki, Avarların Bosna’sı hakkında çok az bilgiye sahibiz, dolayısıyla bu durum ancak Balkanlardaki diğer Sklavinian örneklerine bakarak kısmen böyle bir alandan bahseden ilk kayıt, 940’larda yani 10. yüzyıldan Bizans İmparatoru 7. Konstantin Porphyrogenitus tarafından yazılmış “De administrando imperio,/İmparatorluğun yönetilişi” kitabıdır.
Ancak Bosna kesinlikle politik olarak da tarihte hiç boş kalmamıştı !
 
Adını daha sonra Bosna hükümdarlarının tüzüklerinde öğreneceğimiz Bosna ülkesinde başka etno-sosyal bölgelerin de bir arada olduğu görüyoruz. Bu yerel beyliklerin isimlerini daha sonraki dönemlerde Bosna Banı ve Bosna Kral’ının seçildiği tüm bölgelerden seçilmiş genel halk meclisine katılanların adlarını duyacağımız temsilcileriyle ayrı ayrı anıldıkları için öğreniyoruz.
Bu bölgeler, diyalekt, yerel hukuk ve gelenekler, maddi ve manevi kültür özellikleri gibi Bosna devletine katıldıktan sonra bile bölgesel özelliklerini korudular
Tek kelimeyle, Bosna Nehri havzası çevresindeki bu bölgesel topluluklar, hem farklı hem de özel etnokültürel özelliklerde bir halka dönüşmeye başladılar. Bu yüzden onlara etnososyal alanlar adı verildi. Yavaş yavaş Orta Çağ Bosna’sının bir parçası haline gelen bu bölgeler şunlardı:
Soli (Tuzla) tarafındaki Usora, Donyi Kray (Bosna’nın Aşağı Bölgesi), Hum (Hersek Bölgesi), Batı taraf ve Zvalye ile Konvali Bölgesi ile Bosna Banlığı ile paralel statüdeki Usora Bölgesi.
Etnonimlerin (etnik grupların) oluşması ve sağlamlaşmasıyla birlikte Boşnyaninler bölgesel etnonimlerden tamamen kopmamış, arka plana geçmişler ve sadece yerel kullanıma hizmet etmişlerdir. Daha sonra bölgesel etnonimlerden sadece Usoralılar zikredilmiştir. Boşnyaninler, dinleri de dahil olmak üzere komşularından etnik özellikleriyle açıkça öne çıkıyorlardı.
Bosna Beylik ve daha sonraki Bosna Krallık Devleti, komşu bölgeleri ele geçirerek genişlemeye başlar. Bu vesile ile 14. yüzyıldan sonra Bosna Devleti’nde Katolik ve Ortodoks inancından olanların sayıları da artmaya başlıyor.
 
Bosna’daki madenciliğin gelişmesi etnik yapının değişimini de etkilemiş, dolayısıyla Boşnakların yanı sıra Saksonlar ve Latinler de ortaya çıkmıştır. Saksonlar Alman madencileriydi, Latinler ise İtalya’nın sakinleri olup çoğunlukla kıyı şehirler ile iç taraftaki şehirler arasında ticaret yapan tüccarları olarak Adriyatik’ sahillerindeki şehirlerde yaşıyorlardı.
O zamanlar, Bosna devleti içindeki farklı dini topluluklara mensup olmak, etnik kimliğin tanımlayıcı bir işareti olarak Boşnyaninler dışında farklı bir etnik kökenden olmak anlamına gelmiyordu. Bosna’de farklı inançtan olanlar da kendilerini sadece Boşnyanin olarak tanıtıyordu.
Boşnyaninler 1463’ten sonra İslam dinine geçişler yapınca Boşnak olarak anılmaya başladılar.
Etnik öz-farkındalık Osmanlı döneminde Avrupa devletleri ve kiliselerden gelen baskılar sonucu yavaş yavaş şekillenecek ve Boşnak Ortodoksların Sırplaşması, Boşnak Katoliklerin Hırvatlaşması 1863’ten sonra 19. yüzyılda açıkça ortaya çıkacaktır.
 
NUSRET SANCAKLI
 

YORUM YAP