Yiğit Lakabıyla Anılır... " Boşnak Hoca" » Boşnak HaberBoşnak Haber

30 Nisan 2024 - 22:35

Yiğit Lakabıyla Anılır… ” Boşnak Hoca”

Yiğit Lakabıyla Anılır…  ” Boşnak Hoca”
Son Güncelleme :

08 Mayıs 2018 - 10:18

Zeynep Işıl Hamziç  Boşnak Medya

MÜTEVELLİ’mizin ilk imamıdır.1950 yılına kadar resmi olarak imamlık ve öğretici olarak hocalık yapmıştır.Adı, Ramazan oğlu İbrahim’dir.Sofraya oturduğumda bazı zaman kendileri aklıma gelir ve sofraya şöyle otururum.Bismillahirrahmanirrahim dedemin adı Ramazan oğlu İBRAHİM, diyerek yemeğe başlarım.Bu sözler benim için ,hiç görmediğim dedemi özlemle hatırlamak olur.

1865 yılında BOSNA’nın BİHAÇ vilayetinde doğmuştur.BİHAÇ,BOSNA’nın haçsız olan vilayetidir.Bosna’nın kuzey batısının Krajna bölgesinin UNA nehri kıyısındadır.
Eğitim ve öğretim alma yaşına gelince,İSTANBUL’daki medresede eğitim almaya gelir.İyi bir eğitimden sonra hoca olarak görev yapar.Yaşı 35’e gelince de memleketi BİHAÇ’a döner.Orada göreve başlar.
Ancak, 1900 lü yıllarının başlarında,Balkanlarda başlayan kaynaşma neticesinde memleketi olan BİHAÇ’tan çocuklarıyla birlikte ayrılmak zorunda kalır.Yola koyulurlar ve o zaman OSMANLI toprağı olan ve şuan YUNANİSTAN’ın kazası olan KATARİN kasabasına yerleşirler.Buraya kadar olan zamanda,ilk hanımından RAŞİT,ikinci hanımından da MUSTAFA doğar.Katarin’de de büyük halamız HATİCE hanım dünyaya gelir.Yıl 1905 dir.Bir müddet sonra da ,Katarin kasabasından İSTANBUL’a göç edilir.Beylerbeyi’nin bir bölgesine kurulan göçmen çadırlarına ellerindeki belgelerle yerleşirler.

Yemeklerini ise,sarayın içinde bulunan ekabir insanlardan, sırayla hergün biri gelip karşılar.İstanbul medresinde yetişen hoca,medreseyi ziyarete gider ve buraya yerleştiğini bildirir.Bu durum karşısında medrese yönetimi hocayı.BURSA’nın İNEGÖL kazasına tayin ederler.Hoca burada göreve başlar.Aynı zamanda yetişken olan çocuklarıyla da toptan bakkaliye ticareti yapar..Rahmetli babam Ahmet BİLEK de 1917 de burada doğmuştur.Fakat,8 Temmuz 1920 de Yunan askeri BURSA’yı basınca,hoca çoluk çocuğunu alıp İNEGÖL dağlarına yerleşirler.Dükkanın başında büyük oğlu RAŞİT kalır.Yunan askerleri onu esir alırlar ve esir kampına götürürler.Bir müddet su getirme bahanesiyle de olsa ,oda dağa kaçar gider.

11 Eylül 1922 de Yunan askeri bozguna uğratılarak ,BURSA ve İNEGÖL çevresinden kovulur.Yunan askerinin gittiğini öğrenen HOCA, dağdan iner ve dükkanına döner.Talan edilen dükkanda bir şey kalmadığını görünce de buradan ayrılır.Bergama’nın Zeytindağ nahiyesine yerleşir.Burada İzmir’in ünlü peynir tüccarı olan HALİM AĞA ile çiftçilik alanında ortak iş yaparlar.İsmini şerefle taşıdığım amcam Mehmet BİLEK’de Zeytindağ’ında doğmuştur.

Üç yılın sonunda,oğulları ile yaptığı toplantıda,Zeytindağı’ndan ayrılırlar.HALİM AĞA ,ayrılmamaları konusunda bir çok teklifler yapmış olsada,müsade isteyerek ayrılmışlardır.Niyetleri, AFYON vilayetine yerleşmekti.MANİSA-Saruhanlı’ya gelirler.Fakat oradan öteye gidemezler.Sebebi ise,Akhisar çevresindeki yaygın hayvan hastalığıdır.Çadırlarını kurarlar ve başlarlar orada yaşamaya.Rahmetli dedem,namaz kıldırmaya başlar.Namı da etrafta duyulmaya başlar.

O zamanlar MÜTEVELLİ’de 18 hane vardır.Kendileri için bir hocaya ihtiyaç vardır.Gelirler ve hocaya kendi köylerinde kalması için ikna ederler.MÜTEVELLİ’ye yerleşen hoca,hem çiftçilik yapar,hem de imamlık yaparak geçimini sağlar.Çok iyi Osmanlıca bilen hoca,bu yeteneğiyle de,hafta da bir gün MANİSA valiliğinde, gönüllü mütercim tercüman olarak görev yapar.Kendisine bu çalışmalardan dolayı ücret vermek isterler.Asla kabul etmez.Fakat bir gün vali yardımcısı gelir ve şöyle söyler.Hocam,ücret almıyorsun ve gönüllü çalışıyorsun,hiç olmazsa biz sana öyle yemeği ısmarlıyalım deyince Hoca,bu nazik teklifi kabul ediyor.

Bir gün gösterilen lokanta da rahmetli babamla öğle yemeği yerken,lokantaya bir üniformalı bir polis komiseri gelir.Tam yemeğe başlıyacağı sırada,karşısında sarıkla oturan Boşnak hocayı görür.Birden hiddetle bağırır. O sarığı çıkar,bilmiyormusun artık sarıkla dolaşmak yasak,diye söylenir.Fakat o arada bu gür sesi duyan lokantanın sahibi,usulca komisere şöyle söyler.Karşındaki sarıklı dede,vilayetin onur konuğudur.Yemeğin ücretini valilik makamının ödedediğini ve sözlerine dikkat etmesini söyler.Bunu duyan üniformalı komiser,afedersiniz deyip hışımla lokantayı terk eder.Bu duruma üzülen hoca,komisere hak verir.Çünkü ülkede kılık kıyafet devrimi yapılmıştır.Buna uymamız gerekir diyerek,yemekten sonra kendisine bir şapka alır ve bundan sonra MANİSA’ya gelişlerinde bu şapkayı takar.Hatıra olsun diye de bu şapkayla da fotoğraf çektirir.Aşağıdaki resim o günün hatırasıdır.

Gönüllü olarak MÜTEVELLİ’de imam ve hocalık yapan rahmetli dedemiz BOŞNAK HOCA, 1948 yılında köyümüzün ilk cami’sinin yapılmasına önayak olmuştur.
Hem imamlık,hemde çiftçilik yapan BOŞNAK HOCA ,sağlığında köyümüze gelen yabancıları da ,evinde misafir etmekten büyük onur duymuştur.Gelen bütün yabancıları TANRI misafiri olarak kabul etmiştir.Bununla ilgili bir hatırayı anlatayım.Hava astsubayı olan amca oğlum sayın Recep BİLEK , MALATYA’da görev yapar.Bir gün etraf köyleri dolaşır.Yanına,yaşlı bir ihtiyar amca gelir.Hoş sohbetten sonra sorar,evlat sen nerelisin diye sorar..Amcaoğlum, MANİSA-Saruhanlı’lıyım diye söyler.
Yaşlı amca heyecanlanır ve hemen orada MÜTEVELLİ diye bir köy var,bilirmisin diye sorar.-Amcaoğlu,bende oralıyım dede,diye söyler.
Yaşlı amca daha da heyecanla,ya BOŞNAK HOCA sağmı,diyerek sorar.
Amcaoğlum,ben BOŞNAK HOCA’nın torunuyum,sizlere ömür,1952 de ölmüş diyerek anlatır.
Yaşlı amcanın gözlerinden yaş gelir ve oracıkta BOŞNAK HOCANIN ruhuna bir fatiha okur.
Yaşlı amca başlar anlatmaya,bir gece yolum sizin MÜTEVELLİ’ye düştü.Akşam saatiydi.hava da soğuktu.Ne yapacağım diye düşünürken,yanıma dedeniz rahmetli BOŞNAK HOCA geldi.Hoş gelmişsin misafir ,dedi.Hoşbuldum dedikten sonra,beni evine misafir etti.Hiç unutmam,yemekte nohut yemeği ve tadını unutamadığım bol tereyağlı nefis bulgur pilavı vardı.Ayrıca turşu ve yoğurt ta bolcaydı.O gece çok muhabbet ve ibadet ettik.Sabah kahvaltısından sonra da ayrılmak istediğimi söyledim.Giderken ,BOŞNAK HOCA’ya hakkını helal etmesini söyledim.O da hakkını helal etti.Fakat,asıl sen hakkını helal et dedi.Şaşırmıştım,aman hocam ,benim ne hakkım var dedim.Hoca aynen şöyle dedi.Seni buraya getiren ALLAH’a kurban olayım.Buraya gelmekte ve misafir olmakta senin hakkındır,diye söyledi.Hiç unutmam,ağlaya ağlaya birbirimize hakkımızı helal edip ayrıldık.

Yaşlı amca,amcaoğlumla biraz daha sohbetten sonra ayrılırken,torunu yaşındaki delikanlının elini öpmek ister.Amcaoğlum derhal elini çeker.Ne yapıyorsun amca diye söyler.
Yaşlı amca,O muhterem zatın torununun eli epülür,diye söyler.Amcaoğlum elini asla öptürmez.Yaşlı amaca,aynı rahmetli dedemle ayrılır gibi amcaoğlunla da öyle ayrılır.
Bu olay bende büyük şaşkınlık yaratmıştır.Bir gecelik misafirlik ve yıllar sonra misafir edenin torununa yapılan saygı,oldukça manidardır.

Evet ,sayfamızın sevgili üyeleri,bugün de MÜTEVELLİ’mize karşılıksız hizmet edenlerden biri olan rahmetli dedemiz BOŞNAK HOCA’yı anlattım.Aslında,hiç sevmem insanları ötekileştirmeyi.Lakin,hani bir tabir vardır,”YİĞİT LAKABIYLA ANILIR” diye.Dedemin lakabı yörede ,BOŞNAK HOCA diye anılırdı.Mezarı,eski mezarlıkta olan sevgili dedemiz 1952 yılında aramızdan ayrılmıştır.Bu yazıyı,rahmetli dedemizi özlemle anmak için yazdım.ALLAH rahmet eylesin…..

Saygılarımla 28-04-2018 Danyal Mehmet BİLEK

YORUM YAP