Turanköy Boşnaklarını Tanıyalım » Boşnak HaberBoşnak Haber

6 Mayıs 2024 - 07:30

Turanköy Boşnaklarını Tanıyalım

Turanköy Boşnaklarını Tanıyalım
Son Güncelleme :

03 Temmuz 2017 - 6:49

TURANKÖY BOŞNAKLARI


Turanköy Kestel ilçesine bağlı iki Boşnak köyünden biridir.Büyükşehir yasaları sonrası mahalle statüsü alan Turanköyün nüfusu 385 olup Kestel’e 14 km Bursa’ya 28 km ‘dir.
Köyün coğrafi konumuna bakacak olursak ,Doğusundan Erdoğan, güneyden Aksu, kuzeyden Dudaklı ve Gölbaşı köyleriyle çevrilidir. Kuzeybatı yönünde ise Bursa’nın büyük göllerinden biri olan Gölbaşı gölü bulunmaktadır. Bursa’nın en önemli kavşaklarından olan Yenişehir kavşağı, köyün arazileri üzerinde inşa edilmiştir. Bu kavşak Bursa’yı, güneye doğru İnegöl ve sonrasında Ankara ile, kuzey istikametine doğru ise Yenişehir ve İznik ile bağlamaktadır. Turanköy, tarihi Dimboz adlı boğazı komşu köy olan Erdoğan köyü ile paylaşmaktadır

Köyün adının nereden geldiği hakkında bilgi yoktur.Eski adı Bacasızköy’dür. Ama eski Yugoslavya şimdiki Bosna Hersek Cumhuriyeti’nden göç edenlerden oluşan Boşnak köyü olduğu kesindir. Şimdiki mevkisi Gölcük köyü ve Erdoğan köy (Dimboz)köylerinin arasındadır .Köy daha önce Bursa’nın Gürsu ilçesine bağlıydı.Köyün muhtarı Zahid Erkan’dır.
Araştırma sırasında elde edilen bilgilere göre Çanakkale Savaşı’na köyden 36 kişi katılmış, 2 kişi sağ olarak geri gelmiş, 34 kişi ise şehit olmuştur. Bunun yanı sıra Turanköy’ün Yemen, Filistin, Sarıkamış ve başka cephelerde hem gazi hem de şehit verdiği de tespit edilmiştir

BOŞNAKLARIN KÖYE YERLEŞMESİ TARİHÇESİ

Turan köy,Gazi Timurtaş Paşa ve Yiğit Bey’in vakıf köyü imiş. Zamanla boşalan köy,1880’li yıllarda Bosna’nın Bihaç bölgesinden gelen Boşnak göçmenlerce yeniden kurulmuştur.Köylülere göre dedeleri Konya’dan Bosna’ya gidip yerleşen köydür.
Bir başka bilgiye göre köy ,yaklaşık 150 yıl önce kurulan Boşnak köyüdür..Eskiden tahta kurusundan korunmak ve ayrıca çetin kış şartlarında çatılarındaki yağan karın erimesi için Boşnaklar sobalarının dumanını ağaçtan yapılan çatılarına verirlerdi.Böylece ağaçtan yapılan çatıda tahta kurusu da yaşama olanağı bulamazdı.
Köylülere göre dedeleri, Konya’dan Bosna’ya göçmüş. Köyün eski adı Boşnak’tır. Köy 28 Mart 1885’te Boşnak Karyesi adı altında kurulmuştur.Köyde 40 hane olduğu belgelerde yazmaktadır.Köyün ilk sakinleri Bosna’nın Krajina Bölgesindeki Klokot,Gata,Papari ve Turija köylerindendir.Köy kurulmadan önce 1883-84 senesinde o dönemde İstanbulda bulunan Klokot doğumlu Osman Alanoviç ‘in köye gelip önceden yerleşme planları ve ölçümlerinin iskan-ı muhacirin komisyon üyeleri ile yaptığı bilinmektedir.Bu ölçümlere göre yerleşim ve iskan yapılmıştır.
Diğer bir belgede, kuruluşundan yaklaşık bir sene sonra 1 Mart 1886 yılında, köye yerleştirilen göçmenlerin gösterdikleri gayretleri ve çabalarından ötürü İskan-ı Muhacirin memurları tarafından takdir edildiği görülmektedir.125 11 Mayıs 1893 tarihli ve Turanköy’e ait bir diğer belgede ise, ilk yıllarda yaşam şartlarının ne kadar zor ve çetin olduğu görülmektedir. Belgede, 1892 ve 1893 yıllarında peş peşe kuraklık ve şiddetli kış yaşandığını, bu nedenle evlerde hiç yiyecek kalmadığını ve durum böyle devam ederse açlıktan öleceklerini ilgili makamlara bildirdikleri ve devletten yardım talep ettikleri yazılmaktadır.Bu konu Meclis-i Vükela’nın (dönemin Bakanlar Kurulu) gündemine gelmiş olmalı ki 20 Mayıs 1893 tarihli bir Mazbatasında Bursa civarında Boşnak Karyesi’nde Boşnak muhacirlerine ödünç olarak yapılacak yardımın uygun görüldüğü yazmaktadır. Bab-ı Ali Evrak Odası arşivine ait ve bir gün sonrasında hazırlanan belgede Bursa civarında kurulan Boşnak Karyesi’nde oturan yüz yirmi bir nüfuslu göçmenlere ödünç olarak tahıl verilmesi yazmaktadır.128 Son belge metninin içeriğine göre,1893 yılında Turanköy’ün nüfusunun 121 kişi olduğu görülmektedir.
1895 ve 1908 Yıllığı’nda geçen 68 haneli Boşnak köyü olarak geçmektedir.. 1894 tarihinde 68 haneden oluşan 249 nüfusu var.Yine başka bir kaynakta 1894 tarihli haritalarda Uludağın doğusundaki zikredilen köylerden biridir.Köye 40 haneli 150 nüfuslu Boşnak iskanı yapılmıştır. Köyden 40 hane kadar Boşnak Bursa’ya göç etmiştir. Ancak bu göç eden aileler, köydeki evlerini kapatmamış, zaman zaman köylerine gelmektedirler. Köyden göç eden Turan köylüler genellikle Bursa’nın Duaçınarı ve Yıldırım semtine göç etmişlerdir. İlk yerleşen Muharrem Atlı’dır.
1907 tarihli Hüdavendigar ili Salnamesinde Boşnak ismiyle kayıtlıdır. 1914 tarihli haritalarda da, Uludağ’ın doğusunda, Boşnak adını taşıyan birkaç köy adı geçmektedir. İnegöl’e bağlı Lütfiye, İnayet, Esenköy, Mesudiye ve Turan köyü, kaynaklarda sözü edilen Boşnak adlı köylerdir. Bugün de halen Boşnak köyleridir. Bursa’ya Cumhuriyet’in ilk yıllarında Bulgaristan ile Üsküp yöresinden gelen Arnavut ve Pomak kökenli soydaşlar yerleştirildi. 1927 yılında bu kapsamda 1.273 hane iskân edildi. Kestel’in Turanköy; İnegöl’ün Lütfiye, İclaliye, İnayet; Orhangazi’nin Cihanköy, Beşpınar ve Vefa köyleri Boşnaklar tarafından böylelikle kuruldu.
Cumhuriyet Döneminde köyün ilk muhtarı olan Mustafa Bakkal olarak bilinen şahsın, soyadı kanunu gereği kendine Turan soyadını seçtiğini ve köyünün de yeni adını Turan olarak belirlediği söylenmektedir. ( 1928 )
Bu köyün halk ağzında yaygın olarak bilinen bir diğer ismi de Dimboz’dur. Dimboz Boğazı, Osman Bey’in Bizans Bursa Tekfurlarıyla yaptığı savaşa ismini veren bir yerdir ve Bursa ovasının doğu giriş kapısını da temsil etmektedir.

KÖYDE VAR OLAN BOŞNAK ADET VE GELENEKLERİ
Köyde Boşnak kültürü yaşanmakta ve yaşatılmaktadır.Boşnaklar çok güzel yemek yaparlar.Bilhassa börekleri çok namlıdır.Başlıca börekleri; pita, kulukuşa, poğaçadır. Köyde her yıl pita şöleni yapılmaktadır.Her yılın 10-15 mayıs tarihleri arasında Pita Şenliği yapılmaktadır.Bu adet şimdiki muhtar Zahid Erkan tarafından başlatılmıştır. Köyü 1995 yılında Bosna Hersek’in ilk devlet başkanı Alija İzetbegoviç ziyaret etmiştir.Köyün yüzde 80’i Boşnaktır.Boşnaklar dışında komşu illerden gelen insanlar yaşar.Evliliklerin nerdeyse yüzde 90’ı karışık evlilikten oluşur.Boşnakça giderek ölmektedir.Özellikle gençlerde zayıftır.Köyde yaşayan Boşnaklar arasında sıkı akraba ilişkileri ve yakınlıkları vardır.günümüzde köy halkı, sosyal hayatta Boşnakçanın varlığını büyük ölçüde korumaktadır. Köydeki yer isimleri, lakaplar, göç ettikleri bölgeye ait sözcükler ve ses vurgularında Boşnakçanın yer aldığı görülmüştür.Köyün yüzde 80’i Boşnaktır.Boşnaklar dışında komşu illerden gelen insanlar yaşar.Evliliklerin nerdeyse yüzde 90’ı karışık evlilikten oluşur.Boşnakça giderek ölmektedir.Özellikle gençlerde zayıftır.
Köyün kurucuları olan ve günümüze kadar orada iskân eden Boşnak göçmenler, geçen zaman içerisinde bulundukları coğrafyayı kendi ihtiyaçları üzerine ve anavatanlarındaki yerlere benzetme yaparak isimlendirmişlerdir. Köyde bulunan bu isimlerin bugüne kadar değişmemesini etkileyen faktörlerden biri de Türkçenin son 40 yılı içerisinde aktif kullanıma girmesidir. Günümüze kadar varlığını koruyan bu isimlerin, Boşnakçanın bilinip bilinmemesine bakılmaksızın hem yerli Boşnaklar hem de daha sonra köye göç eden Türk, Arnavut ve diğer farklı kökenli vatandaşlar tarafından aynı şekilde kullanıldığı tespit edilmişti
Günümüzde Turanköyde kullanılan Boşnakça yer isimleri Glavitsa,Pototsi,Torovi,Kamenyar Lug,Dolovi,Klanats,Most,Brdo ve Zeytunlitsi’dir.Bunların yanı sıra köyde Tisle, Petrovitse (Petrovice) gibi yerler bulunmaktadır. Kullanılan bu adların Boşnakça dilinde resmi bir anlamı yoktur. Krayina bölgesinde büyük şehirlerden olan Bosanski Petrovats (Petrovac) ve Tisovina (porsukağacı) isimleriyle bağlantılı olduğu tahmin edilmektedir.

KÖYDE KULLANILAN BOŞNAKÇA LAKAPLAR
Köyde erkeklere ve bayanlara Boşnakçanın kültürel özelliklerini yansıtan lakaplar kullanılmaktadır.Bu gruptaki lakapların bazı örnekleri: Mehmed–Meho, Ahmed–Ahmo, Suleyman-Suljo, Mustafa-Muyo, İbrahim-İbro, Abdullah-Avdo şeklindedir. Bu lakaplar hem Bosna’da hem de Turanköy’de Boşnaklar arasında resmi isim olarak uzun yıllar boyunca kullanılmıştır.
Kadınlara verilen lakaplar ise iki çeşittir. Bir; geldiği köye atıfta bulunularak verilen lakaplardır. Örneğin; Fındıklı köyden gelene Fundukuşa. İkincisi ise eşinin ismine atıfta bulunularak verilen lakaplardır. Örneğin: Mehmet’in eşi Mehmedovitsa (Boş.Mehmedovica), Rasim’in Eşi Rasimovitsa (Boş. Rasimovica).

KÖYDE KULLANILAN BOŞNAKÇA VE DİYALEKTİĞİ
Turanköy Boşnaklarının günümüze kadar ulaşan ve varlığını güçlü bir şekilde koruyan bir diğer dil unsuru, göç ettikleri Krayina diyalektine ait olan kelimeler ve seslerden oluşmaktadır. Bosna Hersek’in genelinde konuşulan dile nazaran kendine özgü bir diyalektin olması, Krayina bölgesinin öne çıkan belirleyici özelliklerinden birisidir.
Kullanılan sözcükler, uzatmalar ve vurgular bu diyalektiğin kolaylıkla fark edilebilmesini sağlamaktadır. Araştırma esnasında bu lehçeye ait birçok sözcüğe rastlanmıştır. Aradan 133 yıl geçmesine rağmen Krayina diyalektiğine ait olan bu sözcükler, aynı manasıyla katılımcılarımız arasında hala kullanılmaktadır
15-35 yaş ve 35-50 yaş arası köylülerin Boşnakça dil bilgisinin ve gündelik hayatta kullanımının çok farklı bir seviyede olduğu görülmektedir. 35-50 yaş grubundakiler Boşnakçanın anadilleri olduğunu ama önceki nesillere göre genç yaştan itibaren Türkçeye geçtiklerini ifade etmişlerdir. Yaşanan bu erken geçişten dolayı Boşnakçayı anlayabilme kabiliyetini yitirmediklerini ama konuşma konusunda zorluk çekip az veya hiç konuşamadıklarını belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra bu yaş grubunun başlıca özelliklerden biri de evliliklerin çoğunlukla karma olması ve aile içinde dilin Türkçe olduğunun görülmesidir.
15-35 yaş arasındaki Boşnaklar anadillerinin Türkçe olduğunu, Boşnakçayı hiç bilmediklerini ve anlayamamaktadırlar.Bu yaş grubunun eğitim seviyelerinin yüksek olduğu ve köyden, aileden ve genel Boşnakça konuşan sosyal çevreden de uzak oldukları görülmektedir.

KÖYDE YAŞAYAN BOŞNAKLARIN DİNİ İNANCI ve YAŞANTILARI
Köyde yaşayan Boşnakların dini hayat, ritüel ve uygulamalarının geçen uzun zaman içerisinde yok denilecek kadar az değişikliğe uğradığı ve Bosna Hersek’teki soydaşlarından daha iyi durumda oldukları görülmüştür. Günlük, haftalık, yıllık ritüel ve pratikleri uygulama, yasak veya kuralları yerine getirme konusunda farklı nesiller arasında değişmenin küçük oranda yaşandığı tespit edilmiştir.Köydeki Boşnaklar Müslüman ve Sünni inanca sahiptir.

. TURANKÖY BOŞNAKLARININ AİLE YAPISI
50 ve üstü yaş grubundaki katılımcılardan toplanan bilgilere göre kendilerinin çocukluk ve gençlik dönemini kalabalık ailelerde geçirdikleri, kimi zamanlarda üç kuşak ile (dede, nine, baba, anne, amca, yenge, kardeşler ve kuzenler) aynı evde bir aile olarak yaşadıkları öğrenilmiştir. Ev işlerinin organizasyon ve paylaşımının aile reisi olan dedede olduğunu ve herkesin birer görevi olduğunu ifade etmişlerdir

KÖYDE YAŞAYAN BOŞNAK SÜLALELERİ
Aliyabegoviç,Şarganoviç,Rakovic,Şumari,DeliçAlanoviç,İmamoviç,Meşiç,Peçanin,Şabiç,Şahbaz gibi Boşnak sülaler vardır.

KÖYÜN GEÇİM KAYNAKLARI
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Ancak tarım azalmıştır. Ayrıca köyde başta tekstil olmak üzere bazı fabrikalar vardır. Köyde büyükbaş hayvan çiftliği olup daha çok büyük baş hayvancılığı yapılmaktadır. Köyde 20’nin üzerinde fabrika bulunmaktadır. Zamanla boşalan köyde, şimdilerde göç tersine dönüp, insanlar tekrar köylerine yerleşmeye başlıyorlar. .

BOSNA SAVAŞI’NIN TURANKÖYLÜ ŞEHİDİ İLHAN ATLI
(Yazı dünyabizim sitesinden alıntıdır.)

Fotoğraf açıklaması yok.
Geçtiğimiz günlerde İlhan abinin köyüne gittik. Gidişimiz Bahattin Yıldız Yürüyüş Kolu sayesinde oldu, 9 kişilik bir grupla. Bursa’da Asır-Der’den İlhan abinin ailesiyle sürekli görüşen iki abiyle buluştuk ve Bursa’nın Kestel ilçesine bağlı Turanköy’de yaşayan şehidin ailesinin yanına ziyarete gittik. Orada yaşıyorlarmış zaten yıllardır. İlhan abi de orada doğmuş 12 Nisan 1969’da. Babasından dinleyelim doğumunu: “Nisan 12. Her taraf bembeyaz, kar olmuş. Bizim burada nisanda pek kar olmaz, o gün oldu. Ve o sene kar yoktu başta. Nisan 12’de bir yağdı ki, her yer bembeyaz. Doğum saati, sabah saat 9 idi.
Dört oğlan beş kızım var. O gitti işte, üç erkek kaldı. Ailesinin beşinci çocuğu olan İlhan abi ilkokulu Turanköy’de okuyor ve daha sonra babasına yardım ederek devam ediyor hayatına, ilkokul mezunu olarak. Daha çok köyde vakit geçirirmiş, babasının anlattığına göre. Babası İrfan amca pek dinçti yaşı bir hayli ilerlemiş (Artık 77 yaşında) olmasına rağmen. Açık yüreklilikle, samimiyetle anlatırken bize Pilot’u, onun da ‘Pilot’ demesi çok ilginçti. Oğlunu cephedeki ismiyle anıyor olması o kadar güzel ki…

Çocukları çok severdi
İlhan abi, çocukları çok severmiş. Babası “Şaşırıyordum.” diyor. “Yahu oğlum elin çocuklarını alıp da o kadar niye seversin, anası babası var ya onun da!”. Pilot o kadar seviyormuş ki çocukları onları tıraş bile edermiş kendisi. Ayakkabılarını tamir edermiş. Hatta o kadar abartmış ki -bu ne güzel abartış!- yeni doğan çocukların isimleri, bilgileri kendisine gelirmiş köyde. Onlarla ilgilenmek için böyle bir yol izliyordu sanırım. Çocuklarla ilgilenmesinin nedenini şöyle açıklarmış: “Büyükler, siz dedikodudan başka bir şey yapmıyorsunuz; ben bu günahsızlarla beraberim.”
22 Nisan 1993’te şehit olduğunda ilgilendiği/oynadığı çocuklar hüngür hüngür ağlamış. Tam bu sırada ‘Ben öyle bilirim ki yaşamak; berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır’ dizeleri geliyor aklıma İsmet Özel’in. Bunlar anlatılırken Selami abinin de aynı güzel özelliklere sahip olduğu söyleniyor orada onu tanıyanlarca. ‘Şehit hayatı’ derler ya, öyle bir şey sanırım onlarınki. Birbirleriyle alakası olmayan iki insan, yol aynı ve o güzel ‘son’ da aynı…

Baba, cihada gidiyorum!’
Turanköy’de Boşnaklar bulunuyor. Boşnak köyü olarak geçiyor. İrfan amca Boşnakça biliyor ve konuşurken bazı Türkçe kelimeleri unutup “Siz ne diyorsunuz ona?” diye soruyor. Bosna’ya gitmiş Pilot’un babası, şehit olduktan sonra İlhan abi. Orada Şerif Patkoviç gezdirmiş kendisini. Zira geçmişte yaptığımız “İlhan Atlı’yı anlattı!” haberinden de hatırlayacağınız gibi, Patkoviç ile İlhan abi çok yakın arkadaşlarmış. İrfan amca Bosna’ya gittiğinde İlhan abiyi tanımayıp, onun ismini duyanlar/yaptıklarını okuyanlar, sadece bunlarla sınırlı kalan ‘İlhan Atlı’ bilgileriyle dâhi amcanın boynuna atlamışlar, hüngür hüngür ağlayarak. Boşnakça da bildiğinden çok iyi iletişim kurmuş İlhan abi Boşnaklarla. Bıraktığı vasiyetinde Türkçe yazmasına rağmen ‘y’leri ‘j’ olarak yazması dikkatlerimizden kaçmıyor (Boşnakça’da ‘j’, Türkçe’de ‘y’ sesiyle okunuyor.).
Bosna savaşı patlak verdiğinde Boşnak asıllı abimiz/kardeşimiz İlhan abi askerdedir ve dönüşüne çok az bir zaman vardır. Askerdeyken telefonda Bosna’ya gideceğini, gitmek istediğini belirtir tâ 1991’de. Askerlik bitimi eve gelir ve anasından babasından izinalmak için iki ay boyunca ısrar eder. Hüngür hüngür ağlar çok defa. Devamını babası İrfan amcadan dinleyelim: “İki ay böyle geçti, hep ağladı gitmek için. Ama annesiyle ben müsaade etmedik. Bu şekilde bir süre devam etti, ne olacağını merak ediyorduk. Bir gün yemeği yedi, kalktı sessizce ve elini yıkayıp geldi yanımıza: ‘Baba, Allah nasip ederse gidiyoruz bu akşam. Hakkınızı helal edin.’ Kükredim ben o zaman. ‘Hangi görüşle böyle ana baba rızası almadan gidiyorsun?’ dedim. Sonra bana şunları söyledi: ‘Bana namaz kılma desen, vallahi kılarım. İçki getir desen, yemin ederim getirmem. Cihada gitme desen giderim baba.’ Bunları dedi ve gitti. Daha sonra da görmedim.”
İşte böyle, şehadete ulaşmasına yaklaşık on ay kala evden ayrılışı böyle olmuş İlhan abinin. Ailesi, özellikle babası İrfan amca çok istiyormuş evlenmesini, hazırlıkların çoğu tamamlanmış hatta. Fakat şehit hep ertelemiş düğünü, hep başka zamana, hep başka zamana derken şehadetle nişanlanmış işte.

Şehidin düğün yemeği
Baba İrfan amca evlilik için yapılan maddî hazırlıklardan bahsederken İlhan abi Bosna’ya gittikten sonra bu parayı Boşnak mültecilere harcamayı düşündüklerini söyledi. Fakat uygun olmamış ve gıyabi cenaze namazı vesilesiyle Türkiye’nin dört bir tarafından gelen yüzlerce misafire yemek hazırlayarak ikram etmiş. Burada Selami abinin babası Ferman amcanın söyledikleri geliyor aklımıza: “Bu Selami’nin taziye evi değil, bugün Selami’nin düğün günüdür ve yediğiniz yemek de onun düğün yemeğidir.”
Az önce aynı olan güzel ‘son’dan bahsetmiştik ya, tekrar hatırlayalım o güzel sonun aslında ne kadar zarif ve müstesna insanların evlatlarınca kazanıldığını… Şehit gibi yaşamak ve bir şeylere şahit olmak!

‘Şehit anasıyız-babasıyız artık’
Bosna’da bulunduğu sırada sık sık ararmış ailesini Pilot. “Haftada en az 3 kere arardı bizi. Mektup hiç atmadı Bosna’dan ama sıkça konuşurduk. Telefonu nasıl ve nerden bulduğunu bilmiyoruz. Aradığında şunu söyledi bir keresinde: ‘İslam bayrağı dikersem gelirim yahut şehit olurum. Başka türlü gelmem.’ Kazandığını biliyorum. Biraz ağlattık, biraz kırdık belki onu ama… Ben Pilot’un kabrine gittiğimde hemen hakkımı helal ettim ona. Şehadet haberini bir nisan gecesi, ben sabah namazını kıldıktan sonra annesi-eşim yanıma gelerek söyledi: ‘Artık şehit anası ve babasıyız. Mübarek olsun!’ İşte böyle.” diyerek şehit oluşunu anlatıyor İrfan amca ve namaza geçiyoruz.
Tam caminin ortasına geldiğinde “Tam burada nasıl harıl harıl çalıştığını hatırlıyorum.” diyor amca. Sonra Pilot’un samimi olduğu bir arkadaşının evine davet ediliyoruz, oraya geçip Boşnak böreklerimizi yedikten sonra tekrar buluşuyoruz İrfan amcayla. Elinde Pilot’un o ünlü, yanında güzel bir çocukla çekilmiş fotoğrafı, birkaç gazete kupürü ve şehidin mektubu var. Vasiyet niteliğindeki bu küçük kağıtta şunlar yazıyor:
“Selamünaleyküm Değerli kardeşlerim eğer ben şehid olursam cenazemi Moskanisa köyüne kaldırın. Eşyalarımı aranızda paylaşın. Bir kısmınıda fakirlere dağıtın. Akrabalarımı haberdar edin ve cihada son nefesinize kadar devam edin. Hakkınızı helal edin.
Pilot”

Kaynaklar:
-dunyabizim.com
-bgc.org.tr
-bursa.com
-kesteldebugun.com
– Raif kaplanoğlu,Bursanın doğu kapısı Kestel Kitabı
-Köy muhtarı Zahid Erkan
-nufusune.com
-arasikackm.com
-https://tr.wikipedia.org/wiki/Turank%C3%B6y,_Kestel
-https://www.kestel.bel.tr/muhtarliklar
-Kültür Değişimleri Bağlamında Turanköy Boşnakları ,Uludağ Üniversitesi ,Muhammed SPORIŠEVİĆ Tezsiz Yüksek Lisans

YORUM YAP