Makedonya'nın Güzel Şehri Kalkandelen ( Tetovo ) -Tanıyalım » Boşnak HaberBoşnak Haber

19 Nisan 2024 - 03:49

Makedonya’nın Güzel Şehri Kalkandelen ( Tetovo ) -Tanıyalım

Makedonya’nın Güzel Şehri Kalkandelen ( Tetovo ) -Tanıyalım
Son Güncelleme :

22 Ağustos 2016 - 2:13

TETOVO (KALKANDELEN)

 

     Tetovo ya da bizim dilimizde Kalkandelen başkent Üsküp’ün 40 kilometre batısında yer alan bir Makedonya kenti.  Yetmişbin nüfusuyla ülkenin Üsküp ve Manastır’dan sonraki üçüncü büyük yerleşim yeri. Alplerin Makedonya’daki uzantısı sayılan Şar Dağları’nın giriş kapısı da sayılır Tetovo. Arnavutluk ve Kosova sınırına komşu diğer Makedon kentleri gibi Tetovo’da da Arnavut sayısı oldukça baskın. Hatırı sayılır Türk nüfustan da söz etmek gerekiyor. Makedonya yasaları gereğince hemen her yerde Makedonya bayrağına çift başlı kartallı Arnavut bayrağının da eşlik ettiğini görmek mümkün. Bu noktada, kimi yerlerde yerel bayraklara eşlik eden ABD bayrağının ne anlama geldiğini de sorgulamak gerekiyor!  Bu bakımdan Tetovo Makedonya’daki Arnavutların başkenti olarak kabul edilmektedir.

           Kalkandelen adının kökenine ilişkin olarak da kimi söylentiler var. Bir söylentiye göre Osmanlı kenti almadan önce kentin kolayca düşeceği öngörülmüş. Ancak, umulmadık direniş kente Kalkandelen adı verilmesine neden olmuş.

 

         Bir başkasına göre ise, kentin Osmanlı eline geçmesinden sonra Tetovo’ya Osmanlı yerleşimi yoğunlaşmış. Önceden gelenler sonradan gelenlere “Kalkan gelen” demişler. Bu ad zamanla Kalkandelen’e dönüşmüş.

 

         Yine, Osmanlı yerleşiminin yoğunlaşması sonrasında yerleşimciler silah yapımına yönelmişler. Yaptıkları silahların etki gücünden yola çıkarak silahlara Kalkandelen adını vermişler. Ürettikleri daha sonra yaşadıkları kente ad olmuş.

 

         Kentin Makedonca ve Arnavutça adı olan Tetovo’nun ise efsanevi kahraman “Hteto”dan köken aldığı da söyleniyor. Halk kahramanı Hteto zamanla Tetovo’ya dönüşmüştür diyenler de vardır.

 

         Sayısız söylenti arasından seçilmiş olan yukarıdakilerin hiç birinin kesinliğine ilişkin tam bir bilgi yoktur. Böyle durumlarda en akla yatanın, en hoşa gidenin kabul edilmesi görenektir deyip geçelim.

 

         Ülkenin ikinci yüksek dağı Tito doruğu (2748 m) da Tetovo yakınlarında.

 

         Kalkandelen’in tarihi Tunç Çağı’na dek gerilere uzanmaktadır. O çağlara ilişkin buluntular Üsküp’teki Makedonya Müzesi’nde sergilenmektedir.  

 

         Kalkandelen 500 yılı aşkın süre Osmanlı yönetiminde kaldıktan sonra 1912’de Osmanlı’nın kenti terk etmesiyle bir Makedonya kenti olma yolunda ilk adımı atmıştır.

 

         Osmanlı sonrası dönemde Sırp Krallığı’nın bir parçası olan Makedonya; İkinci Dünya Savaşı’nda faşist Arnavutluk’un bir parçası da olmuştur. Savaşı izleyen dönemde Tito tarafından kurulan Yugoslavya’nın bir parçası olan Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti içinde yer almıştır.

 

         Yugoslavya’nın parçalanması sürecinde Makedonya’nın da bağımsızlığını ilan etmesi sürecinde gergin günler geçiren Tetovo’da Arnavut ayrılıkçılığının etkileri belirginleşmiştir. Her türlü olumsuzluğa karşın Tetovo bugün de Makedonya sınırları içinde kalmayı sürdürebilmiştir.

 

         Gostivar üzerinden güneye Manastır’a yönelmeden önce Tetovo’da görülmeden geçilmemesi gereken iki önemli tarihsel yapıdan söz etmek gerekir.

 

         İlki Alaca Cami’dir.  Paşa ya da Prens Camisi olarak da bilinir. Yapım tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte kimi kaynaklarca 1459 tarihi verilmektedir. Dış cephesindeki rengarenk görünüm Alaca Cami adının nedenidir.  İslamda cami iç ve dış görünümünde alışık olunmayan sıra dışı anlayış Alaca Cami’de fazlasıyla söz konusudur. 

Bazı kaynaklara göre caminin boyanması için 30 bin yumurta kullanılmıştır.  Cami karşısında 1822’de Kalkandelen’in yönetiminde bulunmuş olan Abdurrahman Paşa’nın yaptırdığı bir türbe vardır.  

 

Yine bazı kaynaklara göre caminin yapımı için gereken parasal kaynağı sağlayan Hurşide ve Menşure hanımların türbesi de cami avlusundadır. Hemen yandaki Pena nehrinin karşı tarafında bir hamam da yer almaktadır. 

 

         Tetovo’da görülmeye değer ikinci önemli yapı Harabati Baba Bektaşi Tekkesi’dir. İslamın sünni mezhebine bağlı Sufizm eşdeğeri bir tekkedir. 18. Yüzyıl sonunda yapılmış olan tekke Osmanlı’nın Tetovo’dan ayrıldığı 1912’ye dek Bektaşi olarak kalmıştır. 1941-1945 arasındaki kısa süreli bir canlanmadan sonra tekke Sosyalist Yugoslavya döneminde bir tekstil firmasının kullanımına açılmış ve sosyal tesis ve müze olarak kullanılmış. Bahçedeki tahtadan yapılma ceylan figürü tekstil firmasının simgesi olarak sonradan yerleştirilmiştir.  

      Bugün tekkenin ibadethane ve türbe bölümleri ziyerete açık olmakla birlikte bakımsızlıklarıyla dikkati çekmektedir. 

 

         Bugün tekkeye egemen olan anlayışın ne yazık ki Bektaşi öğretisiyle uzaktan yakından ilintisi yoktur. Yapının tarihsel özüyle hiç ilgisi olmayan köktendinci bir yapılanmanın üyesi oldukları her hallerinden belli olan birileri bırakınız tekkeyi tanıtmayı, tekkeye yüzyıllarca egemen olan Bektaşi öğretisini kötüleyen söylemleriyle öne çıkmaktadırlar.  Tekkede Türk ve Arnavut bayraklarının yanına eklenmiş ABD bayrağı bu konuyu açıklayabilir diye düşünmek zorundayız.

 

Harabati Baba Tekkesi’nin kurucusu Muhteşem Süleyman’ın kayınbiraderi Ali Baba’dır. Ali Baba’nın basit Bektaşi yaşamını seçerek Tetovo’ya gitme isteği karşısında Kanuni’nin “Sersemlik edip gideceksen, git!” dediği söylenir. Ali Baba’ya sersem sıfatının bu sözle birlikte eklenmiş olması olasıdır.  Sersem Ali Baba 1538’deki ölümüne değin burada yaşamıştır.

 Türbe bölümünde Sersem Ali Baba’nın yanı başında derviş olan Recep Paşa’nın mezarı yer almaktadır

    Dervişlerin ve Bektaşi öğretisine mensup olanların Osmanlı döneminde önemli misyonlar üstlenmiş oldukları unutulmamalı. Dervişler yalnızca Osmanlı’nın fetihlerinden sonra işlev görmemişlerdir. Çoğu zaman Osmanlı bir yerleri ele geçirmeden önce oralara gelerek toplumu etkileme ve toplumun gönlünü kazanma çabası içinde olmuşlardır.

 

 

 

            Ceyhun BALCI, 26.07.2012

YORUM YAP