PLAV – GÜSİN: Ölüm veya Haç
Yazar: Mehmet Meşa Deliç
Boşnakça’dan Tercüme : Sumeya Muslim-Boşnak Medya
En büyük şansızlık hiç suçu yokken kaderden suçlu sayılmak. Cetinye’de 11 Ekim 1912 yılında ‘’Karadağ Ses’’ gazetesinin yayınlanmış olduğu habere göre ‘’Cumartesi günü, ayın altısı, bizim ordumuz Plav kasabasını işgal etmiştir. Ayın yedisi, Gusinye kasabası ve çevresinin işgalini tamamlamıştı. Türkler tarafında hiçbir direniş gösterilmemiştir. Bizim ordumuzu Türkler ekmekle ve tuzla karşılamıştır.
Halkın çoğunluğu Karadağ yönetimini kabul etmiştir. 1912 yılının kasım ve aralıkta, bu yönetime karşı sadakat ve bağımlılık göstermiş, bölge yönetimi ve diğer hükümet , siyasi, güvenlik ve genel durumunu değerlendirerek pozitif olarak nitelendirmiştir. Primyerice’nin bölge yöneticisi Milutin Radonjıç kasım 1912’de şöyle yazar ‘’ Plav ve Gusinye’nin müslüman halkı Karadağ hükümetine karşı sadakat ve bağımlılık göstermiştir.’’ Bu yazıya dayanarak ve yapılan harekete göre ekmekle ve tuzla orduyu karşılamak eski adetlere göre bağımlılık göstermektir ve bu bağımlılılık her hangi bir şekilde bozguna uğramaz. Bu aynı anda gösteriyor ki durumlarının gayet elverişli olduğuna ve her hangi bir rahatsızlık taşımadığını belirtmiştir.
Ancak şubat ayı 1913 yılında bu bölgelerde (Plav ve Gusınye) Donyo – Vasoyeviça (Beranska) Tugay gönderilmiştir. Avra Cemoviç komutası altında olan tugay, bu bölge insanlarının hayatlarında olumsuz sonuçlara yol açacak uygulamaları ardından nüfus üzerinde çok şiddetli baskıcı önlemlerini gerçekleştirmiştir.
Bu bölgelere gelen tugay, resmi gerekçe olarak Boşnak (Müslümanlar ve Arnavutlar) halkını silahsızlaştırmak için geldiklerini gösterilmiştir. Yerel nüfusun huzursuzluğu ve daha büyük isyanları önlemek amacı ile bu uygulamaya gidilmiştir. Oysaki halkta her hangi bir isyan belirtisi görülmemiştir.
Avra Cemoviç gelir gelmez yönetim kötü kullanmaya başlamıştır. Bazı müslümanlar Karadağ şapkasını kendi istekleriyle takıyordu. Oysaki o zamanlar şapka hangi dine, millete hatta hangi hükümete mensup olduğuna göstergesiydi.
Bir grup Plav vatandaşı 5 Şubat 1913’de, “majesteleri krala” şikayet mektubu göndermiştir. O zamanda ki resmi daireden şikayet mektubu Gusinye yerli yönetimine iletilir ve onlara resmi yetki verilirdi. Danila (Halil beg) Recepagiç’in sorgu tutanağında görünen o ki bu şikayet mektubu 12 Plav vatandaş tarafından gönderilmiştir. Buna bağlı olarak dört vatandaş sorguya alınmıştır.
Danilo (Beg) ve Ivan (Emrulah beg) Uroş (hoca), onların isimlerini tutanakta işaretlenmiştir. Aynı anda kendileriyle ilgili vermiş olduğu bilgilere göre Ortodoksluğa mensup olduklarını da ifade etmiştir. Bu kaynaklardan yola çıkarak 11 Mart 1913 yılında Plav ve Gusınye bölgelerinde nüfusun İslam dininden ortodoksluğa geçirilmeye çoktan başlanmış olduğunu görürüz.
Polislerin Amiri M.Dragovıç, 11 Mart 1913 yılının raporuna göre bu sorgudan sonra 5 vatandaşı Kralın askeri mahkemesinde yargılanmış ve Racina bölgesinde kurşuna dizerek infaz etmiştir. Plav belediyesinin temsilcisinin yazdığı rapora göre bazı idam edilen kişiler hakkında suç duyurusu bile yoktur. Hata Feroviç kardeşlerin isimleri idam edilenler listesinde bile yoktur.
Bu kişilerin idam edilmesinin sebebi olarak Veşoviç (Askeri mahkeme üyesi) onların diğer suçlulara (odun toplayan kişilere) yataklık ve haberleşme yardımı sağladıklarını idda edecektir. El birliğiyle haberleri iletilmeye, Çeran ve Zebelye bölgelerinde ulaştırılmasına yardımcı olmuşlardır. Hüküm yargı hiçbir somut delil olmadan, ilgili olduğu iddia edilen “uçan posta” üzerinden şüphelere ve varsayımlara dayalı olarak, tahmınlere göre getirilmistir. Veşoviç insanları sorguya çekmeden insanların idama kararı veriyordu. Bazı belgelerde sorguları kendi yararına yapıldığına, sorguya çekeceği insanların çağırdığında tanık statüsünde olduğuna ve üzerinde ki kıymetli eşyaları mahkeme üyesi tarafında idamdan sonra aralarında paylaşıldığı yazılmıştır.
Yazılara göre Plav ve Gusıye halkının sadakkatli olduğu görülüyordu ama buna rağmen Cernovıç “Ölüm veya Hıristiyanlaş” sloganı altında, Müslümanlara zulüm uyguluyordu.
5 Mart 1913’da, 11 kişinin idam edildiği günde, 94’ Müslüman, 14’ü Katolik, 108 kişi Ortadoks inancına geçmek için başvurmuştur. Aynı gün sekiz kişilik iki grup daha kurşuna dizilerek idam edilmiştir. Bir grup kötü adamlar olarak diğeri ise yataklık suçundan, yerli askeri mahkemesine dayanarak idam kararı uygulandığı rapor edilmiştir. Bir önceki gün 15 müslümanın ortadoks inancına geçtiği kayıtlara geçmiştir.
Gusin’ın kaptanlığında bulunan kaptan M. Draganović 9 Mart 1913 tarihinde muslümanlara karşı askeri mahkemede 25 kişiyi hainlik ve silah saklama suçundan idam cezasına çarptırdığı uygulamasını askeri suç kanununun 39. fıkrasına dayanarak bildirecekti.
Aynı gün Plav bölgesinde, 2. Numaralı hükme daynarak Kraliyet askeri mahkemesi tarafından 29 kişiye idam kararı verilmiştir. Bu kişilerin suçu ‘ Kral ve onun yetkililer aleyhinde komplo kurmak’ olarak belirtmiştır. Benzer süreçler mart ayı boyunca devam etmiştir. Belgeler bu konuda tam değildir. Bu bilgilerin tam olması mümkün değildir çünkü bazı infazlar polis makamlarını ve Kral askeri mahkemesini gözden geçirmeden, sahada yürütülen hükümlere dayanarak gerçekleşmiştir.
Resmi belgeler de bu bilgilere ulaşmak mümkün değil. Halktan alınan bazı rivayetlere göre 550, 800 hatta 1200 kişi infaz edilmiştir.
Müslimanların ve katolıklerin, ortadoks dinine geçmesi için çalışmalar şubat ayının ilk günlerinde başlamıştır. Bazı vakalar ocak ayında kayda geçmiştir. (Beço Osman Otoşeviç dilekçesini 14. Ocakta vermıştır.)
Resmi olarak – Yasal bazda, bu süreç gönüllü bir süreçtir. Bazı dilekçeler resmi olarak
kayda geçmiştir. Hatta ortadoks tarafında iyi bir vaftiz dostun olması gerekiyormuş. Gene de bu tür olaylar ferdi olarak görülmüştür. Bu nedenle isyan hazırlık senaryoları, hayali iddialar ortaya atılmıştır. Bahar mevsiminde ise Bakan ordusu tarafından, Kraliyet savaş askeri mahkemesinin kurulmasından sonra kitlesel idamlar yerel halkta uygulanacaktır. Bu olaylar ardında korkutulmuş müslüman halk kendi müftülerine danışmak için gidecektir. Müftü ise onlara oğüt olarak şu sözleri sarf edecektir: ‘’Etrafta bu kuvvet varken lafta vaftiz olsunlar, ama özgür olduğunda İslam’a tekrar geri dönsünler”. Bu olaylardan sonra Dr. Branko Babic, doktora tezinde bu durumu açıklayaraktır: “Bayraktar kardeşliği veya köyün büyükleri, yüzlerce köylülerle birlikte vaftiz edilmek üzere çoğunlukla Karadağ bayraklarla kasabaya gelerek, kendi istek üzerinde ve hükümet huzurunda, bölgedeki yetkili papaz tarafında kutsal suyu ile serpilir, vaftiz dostu belirtilerek yeni ortadoks ismini seçerlerdi. Birçok insan böylece yeni inanca bir işaret olarak Karadağ şapkasını başında takarak, Karadağalı olarak ortadoks dinine geçişini uygun bir müzikle gerçekleşirtirirdi. Ortadoks dinine geçmek üzere insanlar şarkılarla gelirlerdi, vaftiz edildikten sonra şu slogalarla oradan ayrılıyorlardı ‘’Yaşasın kral Nikola…’’
Marko Cemović, yetmiş yıl sonra Yugoslavya, kardeşi Avra Cemović, Krallığı İçişleri Bakanlığı Müsteşarı – 13 Ocak 1941 tarihinde, kardeşinin sorumluluğunu azaltmak amacıyla, çocuklar için masalları yazmaya başlar (Hava Dergisi’nde) makale Plav ve Gusinye Geçmişteki Sırp Müslümanları hakında , yazar: “Yüksek Komutanlığı tüm asiler ölüme mahkum etmiştir. İdamlar kitieler halinde başlatılmıştır.
Bu imhaları Plav ve Gusinye (Müslüman) Sırpları, Avro (Avram) Cemović tugay başı bu uygulama ile son vermiştir.
‘’O gün bir ailenin tek çocuğu olarak bir genç idam edilecekti. Kederli anne oğlunu kurtarmak için bir plan yapıp uyguladı. Kumandanın önünde açık yüzü ile ayaklarında kapandı. Oğlunu kurtarmak için yalvarmaya başladı. Buyük korku içinde normal uygulamadan vazgeçip kendisinin ve oğlunun kilise içinde vaftız edilmek için yalvardı. Tugay başı Kraldan bağışlamak için yalvardı hata gencin vaftiz dostu olarak kendine gösterdi. Kral genci bağışladı ve kendisinin da onun vaftiz dost olarak kilisede vaftiz edilmesine müsaade etti. Gencin yeni ismini Kralın kendisi kendi oğlunun ismini verdi..Danilo. Hata genci hemen kendi tugay birliğine dahil etti. Çözüm bulunmuştu. Isyancıların aileleri bu uygulamayı kendi aile mensupları için yalvardı. Ve tum vakalar aynı ilki gibi gerçekleşti. Hata din başkanı tum halki Bayrak altında vaftiz için beraberliğinde götürdü ve kendiside vaftiz oldu. Vaftiz dostu olarak tugay başı Marko Cernovi oldu.
“Politika” gazetesinin Vuk Draskoviç muhabiri ile yaptığı söyleşide, Gusinyda gelen patriyarh Corce Šekularac ifadesine göre o bölgedeki 12,000 Müslümanın vaftiz edildiklerini açıkladı.
Musliman ve Arnavutların ortadoks dinine geçirme çalişmalarının İlk raporları tarıhsel olarak Kralın mahkemelerinle aynı dönemde gerçekleşitiği görünmektedir. P.Avriloviç raporuna göre bu süreç 29.nisan 1913 ‘de tamamlanmıştır.
İşte yüzyıl geçti Sırp – Karadağ soykırımında bu olayları yazılı olarak belgelenmedi.
Dr.Mustafa Memiç (1924-2007) bu makaleyi kendi kitabına (Geçmişte Plav ve Gusin) dayanarak olayları belgelenmiş oldu.
Kaynak:bosnjaci net