BOSNA HERSEK TARİHİ
(İLK ÇAĞ – 1878 ARASI)
Yazan: Nusret SANCAKLI
Eski bilim adamları ‘Bosna’ kelimesinin eski Trakyalı bir topluluk olan ‘Besa’ ile ilgili olduğunu düşünüyorlardı.Yalnız bu topluluğun Bosna’da her hangi bir iz bıraktığına dair bir delil yoktur.Kayos Thalloczyve Karl Patsch, Bosna kelimesinin eski bir İlir kelimesi olan bos kelimesiyle ilgili olduğu düşüncesindedir.Onlara göreBos kelimesi tuz madeni anlamına gelmektedir. Ancak böyle bir maden, sadece bugünkü Tuzla şehrinde vardır ve Bosna devletinin en erken dönemlerinde bu bölge, o devlete ait değildir.Onun için bu teorinin doğru olduğunu söylemek güçtür.Literatürde Bosna kelimesinin ‘Bistue Nova’ (Roma) eyaletiyle ilgili olduğuna dair görüşler ileri sürülür. Bistue Nova eyaleti bugünkü Zenica ve Travnik bölgelerini kapsıyordu. Buna benzer bir görüş daha mevcuttur. Bu görüşe göre kelime ‘Basante’ adıyla bilinen bir Roma üssüyle ilgilidir. Bu üs, Bosna nehrinin Sava nehrine kavuştuğu yerdedir. ( İmamovic 1998:24 ) * ( * Mustafa İmamović, Historija Bošnjaka, Sarajevo, 1998, s.24. Bosna kelimesinin kökeni ile ilgili başka görüşler de mevcuttur. Filolog Anton Mayer, Bosna kelimesinin etimolojisini yaparken Bosna kelimesinin çok eski bir Hint-Avrupaî ‘bos’ veya ‘bhog’kelimesinden geldiğini söyler. Bos veya bhog kelimesinin manası akan sudur. Yani Bosna, nehir manasında kullanılmıştır.
Bazı bilim adamlarına göre Bosna kelimesi, nadir kullanan Lâtince bir kelime olan ‘bosina’dan gelebilir. Bosina, sınır demektir.Bu kelime, Bosna topraklarında VIII.asırda Bizans sınırında sınır askerliği görevini yapan Franklar tarafından kullanılmıştır. Filolog Petar Skok’a göre de Bosna kelimesi ve diğer pek çok toponimin ( yer isimlerinin ) kökenleri Slav öncesi döneminden kalmadır.
Bunların etimolojisi açık değildir.Coğrafî bir ad olarak Bosna kelimesi X. asrın ortalarında Bizans İmparatoru Konstantin Porfirogenit tarafından kullanılmıştır. O, ‘De administrando imperio’ ( 958 ) adlı eserinde Bosna nehrinin etrafını ‘horion Bosona’ olarak isimlendirmektedir. ( Mustafa İmamović, Historija Bošnjaka, Sarajevo, 1998, s.24-28 ) Tarihçi Dubrenko Lovrenoviç, ‘Od Slavenskog Naseljavanja do Bana Kulina (VII-XII.Asır)’ adlı makalesinde ‘Bosna’ isminin ‘Bathinus’( Bosanius ) kelimesinden türemiş olduğunu ifade etmektedir. Bazı kaynaklarda ise, “Bosna” isminin etimolojik benzerlikten dolayı ‘Bathinus’, ‘Bosthicus’, ‘Bostoensis’, ‘Bossona’,‘Bissena’, ‘Bessena’, ‘Bosonium’, ‘Bosnae’ ve ‘Bosnia’ gibi kelimelerden türemiş olabileceği ileri sürülür. ‘Bosna’ kelimesi coğrafî bir ad olarak ilk önce Visoko ve Sarajevo bölgelerini kapsıyordu.Tarih kaynaklarına bakıldığında buralara işaret etmek için kelimenin ‘Vrhbosna’ veya sadece ‘Bosna’ şeklinde kullanıldığı görülmektedir. Daha sonraki dönemde bölgenin alanı Visoko – Zenica – Sarajevo – Kresevo – Fojnica – Travnik’i içine almak suretiyle daha da genişlemiş, ismi de ‘Bosna Banlığı’ olmuştur. Ayrıca Bosna Banlığı, Ortaçağ’da Sava Nehri’ne kadar olan bölgeyi içine alan hükümdarlığa işaret etmek için de kullanılmıştır ( Mustafa İmamović, age., s.24 – 28 ). )
X. yüzyılın ortalarında öncelikle coğrafî bir isim olarak kullanılan ‘Bosna’ kelimesi, daha sonra bu coğrafî bölgede oturanları ifade etmek için “Bosnalı” olarak kullanılmaya başlanmış, XII. yüzyılın sonundan itibaren ise Bosna’dan bir devlet adı olarak bahsedilir olmuştur. 877 ile 917 tarihleri arasında Duvno ovasında yapılan bir krallık tacı giyme
merasiminden bahseden bir belgede ‘Regnum Sclavorum’ adı altında Bosna ve dönemin hükümdarı olan ‘Kral Budimir’den söz edilir. Ayrıca Roma Germen İmparatorluğu’na ait bazı belgelerde de aynı dönemlerde Bosna’nın ‘Sclavonia’ adı altında bilindiği ifade edilmiştir.
‘Hersek’ adı ise, ilk defa dönemin Üsküp komutanı Esat Aliya’nın 1 Şubat 1454 tarihli bir mektubunda geçmektedir. ‘Hersek’ ismi, Güney Bosna’nın o dönemdeki hükümdarı olan ‘Herceg’ (dük) Stjepan Vukosic Kosaca’dan gelmektedir. Nitekim o dönemde ‘Herceg’in bir unvan olarak kullanıldığı ifade edilir. ‘Hersek’, Almanca ‘Herzog’ kelimesinden türemiştir. VII. yüzyılın başında meydana gelen Türk ve Slav kavimlerinin ( Avarlar ve Slovenler ) istilası, Roma medeniyetinin son kırıntılarını da ortadan kaldırarak, Bosna ile Hersek’in sahil bölgelerine şimdiki etnografik şeklini vermiş ve bu bölge o vakit ‘Hum’ ismini almıştı. Bu istila sonrası Türk topluluğu Avarlar, Bosna Hersek’te yaklaşık iki yüzyıl hüküm sürmüşlerdir. ( Bojic 2001 : 27 )
OSMANLI ÖNCESİ BOSNA
Bosna’da tarihi bilinen en eski halk İlirlerdir. İlirler, bugünkü Arnavutluk ve Yugoslavya’da yaşıyorlardı. İlirler, Hint-Avrupaî bir halktır. Konuştukları dil bugünkü Arnavutçaya yakındır. İlir boyları M.S. 9. yılda Bosna’da yaşayan halkların isyanını bastırır ve orada hâkimiyet kurarlar.( Malcom 1995 : 4 ) Bosna’nın bir kısmı Roma’nın Dalmaçya Eyaletine diğer kısmı bugünkü kuzey doğu Hırvatistan ve Güney Macaristanla beraber Panon Eyaletine dâhil olur. O dönemlerde Bosna’da, Hıristiyanlıkla da tanışılmaya başlanmış, Lâtince yaygınlaşmıştı. Hıristiyanlığın Bosna’da gelişmesi 3. asırda Gotların gelmeleriyle durur. Gotlar 3.asırda gelmeye başlarlar ve 4. asırda Roma askerlerini yenerler. 6. asırda Çar Yustiniyan, onları, Balkanlardan kovar ve Bosna o dönemde Bizans’ın himayesine geçer. 4. asırda Gotların yanında Balkanlara Hunlar ve Alanlar ( İranî kavim ) gelirler. 6. asırda Balkanlara Avarlar ve Slâvlar gelmeye başlalar. Avarlar, Balkanların değişik yerlerinde yerleşirler. Batı Bosna’da, Hersek bölgesinde, Karadağ’da, 7. asrın ilk yıllarında Avarları Balkanlardan Bizans, Bulgar ve Hırvat orduları kovarlar ama Avarların bir kısmının özelikle Bosna’nın Kuzey ve Kuzeybatı taraflarında kalmaya devam ettikleri bilinir. Bunun delili olarak bazı yerleşim yerlerinin isimleri ve unvanlar gösterilir. Slâvlar, Avarlara ‘Obr’lar derlerdi ve yerleşim yeri Obrovac, bunlardan biridir. Ban, Hırvatistan ve Bosna kralların kullandığı unvandır. Bu kelimelerin, Avarların bir bakiyesi olduğu söylenebilir. Ama Slâvlar, sayı bakımından daha kalabalık oldukları için Balkanlarda egemen olmuşlardır. Balkanlara gelen Slâv boyları arasında Hırvatlar ve Sırplar vardır. Hırvatları o dönemdeki Bizans Çarı, Avarlara karşı savaşsınlar diye çağırmıştır. Sırplar, Hırvatlarla beraber gelirler. Hırvatların ve Sırpların Balkanlara gelmeden önce yani Karadeniz’in Kuzey bölgelerinde yaşadıkları dönemde pek çok değişik halklarla bir arada yaşadıkları kaydedilir. Özelikle İranî bir kavim olan Sarmatlarla bir arada yaşadıklarını ve yakın ilişkileri oldukları bilinmektedir. Sırpların ve Hırvatların Balkanlara geldiklerinde orada, daha önce gelen Slav boyları, İlir, Kelt, Romalılar, ( Romanın değişik eyaletlerinden gelen topluluklar ), Gotlar, Alanlar, Hunlar ve Avarlar vardı.
Bosna’nın tarihi 7. asırdan 11. asra kadar çok karmaşıktır. Savaşlarla doludur. En eski hâkimiyet Bizans İmparatorluğuna aittir. Ama Bizans, buradaki halkları kendilerini bir ‘’efendi’ olarak tanımaya zorlamıştır. Bizans, Dalmaçya’daki şehirlerle ve adalarla ilişkisini sürdürmüştür. Oradaki şehirler 9.asra kadar theme (askeri üs) olarak kullanılmıştır. Diğer taraftan Bizans’ın gücü azalmaya başlamıştır, zira oradaki kiliseler Roma’ya hukukî olarak bağlıdır. 9. asrın başında Kuzey ve Kuzeybatı Bosna’yı Frank Kralı Büyük Karlo’nun askerleri fethederler ve orada 9. asrın 70’li yıllarına kadar kalırlar. O dönemde Bosna’da ve Hırvatistan’da, Batı Avrupa’daki feodal sisteme benzer bir feodal sistem gelişir. ( Malcom 1995 : 8 – 16 )
OSMANLI DÖNEMİNDE BOSNA
Bosna bölgesi, Osmanlıların 1386’daki ilk akınları sırasında Kral Tvrtko’nun hakimiyeti altında bulunuyordu.1391’de müstakil bir krallık hâline gelen Bosna’ya karşı ilk Osmanlı hücumları, 1392’de Paşa Yiğit Bey tarafından Üsküp’ün alınmasından sonra başlamıştır.Bu bölgede bir uç mıntıkası oluşturulmuştur. Osmanlı hâkimiyetini kabûl etmek zorunda kalan Kral II. Tvrtko’nun tahta çıkışından hemen sonra Bosna Kralları, Osmanlılar tarafından haraca bağlanmıştır. Son Bosna Kralı Tomaşeviç, Batı desteğine güvenerek Osmanlılara haraç ödemeyi reddedince Fatih Sultan Mehmet idaresindeki Osmanlı ordusu Bosna’nın fethini tamamlamış, yeni fethedilen bu bölgede bir sancak kurularak Sancak Beyliği Minnetoğlu Mehmed Bey’e verilmiştir. Diğer taraftan Macar kralı Matthias Corvinus,
aynı yıl Bosna üzerine hücum ederek eski krallık merkezi Yayce ve civarını alır. Biri burada diğeri de Srebrenik’te iki eyalet ( banat ) kurarak Osmanlılara karşı tampon bir bölge oluşturur. ( DİA 1992 : 296)
Bosna’nın Osmanlı idaresi altına girmesiyle bu bölgedeki fetihler devam etmiştir. Hersek Sancağı 1470’te teşkil edilmiş ve buranın diğer bazı toprakları ise 1482 başlarında fethedilerek sancağa katılmıştır. Bu bölgede merkezi Zvornikolan bir başka sancak daha kurularak, Srebrenik Banatlığı 1512’de, Yayce ve Banjaluka ise Mohaç zaferi sonrasında (1528) alınmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın ilk yıllarında sancağın sınırları genişlemeye başlar.
Dalmaçya’nın büyük bir kısmı da bu dönemde alınır. Bosna sancak beyinin idaresindeki kuvvetler Slovenya’ya da girerler. Bu fetihlerde Bosna Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey, önemli bir rol oynamıştır. Bu dönemde Bosna sancağının merkezi Saraybosna’dır. Burası Gazi Hüsrev Bey tarafından inşa ettirilen külliye ve vakıflarla Türk-İslâm şehri hâline getirilir.
Sancak merkezi daha sonra Bosna sancağına tayin edilen beylerin askerî maksatlarla Banjaluka’da oturmaya başlamaları üzerine buraya taşınır (1552). Sokullu ailesine mensup Ferhad Bey’in sancak beyliği sırasında Bosna bir eyalet hâline getirilmiştir. Bosna Paşalığı adıyla şöhret kazanacak olan eyalet, ilk teşkili sırasında Bosna, Hersek, Klis, Požega,Orahoviçe, Kırka, Zvornikvsancaklarından meydana geliyordu. 1584’te Yenipazar da buraya bağlanmıştır ( İmamovic 1998 : 111 ).
17. yüzyıl ortalarında Bosna eyaleti, Bosna, Hersek, Klis, Zvornik, Kırka, Zacesne ve Bihke ( Bihac ) sancaklarından oluşur. Bosna eyaletinin sınırları kuzeyde Drava nehri, güneyde Adriyatik Denizi, doğuda Drina Nehri, güneydoğuda İbar Nehri ve batıda Lika’nın ilerisine kadar uzanıyordu. Karlofça Antlaşması’ndan sonra Bosna eyaletinin sınırları Kuzeyde Sava nehri, Batıda Una nehri, Güneyde bugünkü Bosna ve Dalmaçya boyu, Doğuda Yenipazar Sancağı sınırlarına çekilmişti. 1639’da, Banjaluka’dan Saraybosna’ya taşınan eyalet merkezi Travnik’e nakledilir ve 1851’e kadar Bosna valileri burada otururlar. 1699 Karlofça Antlaşması’nın şartlarına uygun olarak Bosna eyaleti mevcut sınırlarını korur. 1718 Pasarofça Antlaşması ile Sava’nın Güneyindeki şerit şeklinde arazi Avusturya’ya verilir. Salgın
hastalıklar ve kötü geçen bir hasat mevsimi sonunda Bosna sipahilerinin uğradığı felâket ve ağır insan kayıplarına rağmen Hekimoğlu Ali Paşa idaresindeki bir ordu, 1737’de Banjaluka’da Avusturya’ya karşı kesin bir zafer kazanır. 1739 Belgrad Antlaşması ile Avusturya, Furjon kalesi hariç Pasarofça Antlaşması sonucu aldığı bütün yerleri geri verir.
1788-1791 Osmanlı-Avusturya savaşı Bosna sınır bölgesinde büyük bir değişikliğe yol açmamakla birlikte III.Selim zamanında yeniçerilerin nüfuzlarını sınırlamaya yönelik tedbirler Bosna’daki yerli Müslüman âyanın imtiyazlı durumuna ters düşmüş ve bazı karışıklıklara zemin hazırlamıştı. Sırbistan’da çıkan ayaklanmaların ardından Bosna’da Sırp köylülerinin isyanı patlak verir. Bunlar bastırılır ve Bosna Müslümanları 1813’de Sırbistan’daki ayaklanmanın bastırılmasında önemli rol oynarlar. 1861-1869 tarihlerinde Bosna’nın idarî yapısında önemli değişiklikler yapılır. Bu tarihte Bosna altı kaymakamlığa,Hersek ise üç kaymakamlığa ayrılmıştır.Yine bu yıllarda vilâyet meclisi kurulur, ulaşım şartları iyileştirilir. İlk demiryolu 1872’de Banjaluka ile Novi arasında hizmete girer. 1866’da vilâyet olarak adlandırılan Bosna, Saraybosna, Zvornik, Banjaluka, Bihac, Travnik, Hersek, Yenipazar adlarıyla yedi sancağa ayrılır. ( Imamovic 1998:267-282; Bojic 2001:186-210 )