Osmanlılığı sırtında taşıyan millet: Boşnaklar » Boşnak HaberBoşnak Haber

26 Nisan 2024 - 03:49

Osmanlılığı sırtında taşıyan millet: Boşnaklar

Osmanlılığı sırtında taşıyan millet: Boşnaklar
Son Güncelleme :

13 Nisan 2022 - 23:17

Devletler de canlılar gibi fanidirler. Doğar, gelişir ve yıkılırlar. Bu kaçınılmaz bir süreç, hatta kaderdir. Osmanlı da bu kaderden kaçamadı ve 600 yıllık bir ömrün ardından emr-i Hakk vaki oldu, İmparatorluk çöktü. Osmanlı eski yurtlarından çekildi ve Anadolu’ya hapsoldu. Devletin boşalttığı topraklarda yaşayan toplumların neredeyse tamamı Osmanlı’nın çekiliş günlerini bayram ilan etti. Ancak sadece Boşnaklar ve tabiî Pomak ve Torbeş toplumları bu hayhuya katılmadılar. Gariptir, Osmanlı’nın gidişinde düğün bayram eden Balkan toplumlarından biri de Arnavutlardı. Oysa onlar da tıpkı Boşnak, Pomak ve Torbeşler gibi Müslümandılar. Belki aradaki tek fark, Arnavutların Bektaşî, Boşnak ve diğerlerininse Sünni olmalarıydı.

Resneli Niyazi’leriyle Devlet-i Âliye’ye asi olan Arnavutları bu ihanete sevk eden sebep Bektaşî oluşları değildi aslında. Onlar da Araplar gibi ulusal devletlerinin peşine düşmüş ve koşup kendi maceralarına gitmişlerdi. Bu yüzden sevinçliydiler. Fakat Boşnaklar hüzne gark olmuş halde ağlaşıyorlardı. Hatta toplumun önemli bir kısmı anavatanını terk edip Anadolu’ya göç etmişti. Boşnakların hüznüne neden, ilk defa ele geçirdikleri “meşru-i aidiyet”lerinin ellerinden kaçmasıydı. Onlar tekraren milliyetsiz öksüzler arafına düşmekten korkuyorlardı.

Neyse ki beklenen, beklendiği vahamette olmadı. Türkiye Cumhuriyeti, konduğu Osmanlı mirasını reddetti. Böylece Osmanlılık orta yerde kaldı. Bir ateşten gömlek halini almış olan eskinin şanlı aidiyetini herkes kapısından kovarken, onu evine buyur edecek olan tek toplum Boşnaklardı. Boşnaklar, onca ağırlığına rağmen Osmanlılığı sırtlarında taşımaya devam ettiler. İyi de ettiler! Zira bu hamallık sebebiyledir ki, Yugoslavya kurulurken, kurucuların aklına Boşnak halkını Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya ya da Karadağ’a dâhil etme gelmedi. Boşnaklar, “Müslüman milleti” adıyla ayrı tutuldular ve kendi muhtariyetlerinin maliki oldular. Osmanlı’yla birlikte yaşadıkları 300 yıl, onları nihayet bir millet şekline getirmişti. Dünya ile Balkan milletleri de geçmişin öksüz Bogomillerini Boşnak ya da Müslüman milleti sayar olmuştu.

Çare “Osmanlı kalmak”

Evinde Osmanlı yemekleri yiyen, sivil hayatı içerisinde Osmanlılar gibi giyinen, Sarajevo Başçarşı’sında Osmanlı esnafının ahlak anlayışını kendisine bayrak edinmiş olarak ticaret hayatında atalarından öğrendiği şekliyle dürüst davranan, günlük hayatında icap eden birçok selamlaşmayı “Bayram mübarek ola” misali Türkçe söylemeye devam eden, bilhassa yaşlı kadın ve erkeklerinin giyim kuşamında Anadolu insanıyla eşleşen, aile içi ilişkilerinde Osmanlı’nın temel halkı gibi güçlü bağlarını koparmamış ve saygı-sevgi temeline dayanan akraba ilişkilerini devam ettiren, toplu taşım araçlarında kadın, yaşlı ve hastalara yer verme âl-i cenaplığını gösteren, aralarından hâlâ palabıyık bırakan delikanlılar çıkarmayı sürdüren bu toplum, ne Sırplara, ne Hırvatlara, ne Karadağlılara, ne de diğer Balkan kavimlerine benzer. Ve elbette Bogomil de değildir artık, “Boşnak Müslüman” milletidir, lakin tarihteki prototipi Osmanlı’dır.

O halde “Halen hayatiyetini devam ettiren Osmanlı milleti” de denilebilir bu halka. Ya da ruhlarına ve görünür hayatlarına sinmiş olan Osmanlılığı soyunduğunda yeniden “kimliksiz öksüzler” şekline dönme felaketini potansiyel olarak içlerinde barındıran bu küçük kavmin ezelî derdine Osmanlı olmaktan başka hiçbir ilaç kâr etmez. Osmanlı olmak, onların kaderi ve tek var olma sebebi. Kısacası, istikbale açılan bir başka geçit yok onlar için. Buna rağmen…

Sonuç

Yarım asra yakın bir süre, bir karabasan geçti bu toplumun üzerinden ki, o karabasanın adı komünizmdi. Bir bakıma insan fıtratına mugayir bir sistem olarak komünizm, uygulandığı hiçbir ulusta Boşnaklardakine benzer, onların ruhunda oluşturduğu negatif etkiyi yaratmadı. Aynı zamanda bir “milliyetsizleştirme projesi” olan komünizm, bir süre sonra uygulandığı toplumlarda dönüştü ve faşist bir ırkçılık olarak yeniden tarif etti kendini. Sırplar, Hırvatlar, komşu Bulgarlar ve diğerleri, kendilerini, ırklarına mensubiyet arzusunun hastalıklı sarnıcında buldular ve etraf ekalliyeti asit kaynarlarıyla eritme hastalığına düçar oldular.

Sadece Boşnaklarda durum böyle olmadı. Sistem, maalesef onların üzerindeki Osmanlılığı ve ruhlarındaki Müslümanlığı soydu. Bu işlemin neticesinde onlardan geride sanki bir baş soğan kaldı. Zira soyundukları aidiyet dışında girecekleri hiçbir kimlik yoktu. Artık Bogomil bile olamazlardı. Ortalıkta üryan yetim kurbanlar olarak kalakalan bu toplum, “iç edilmenin zalim saldırısını” üzerinden çekilen “Osmanlı eli” sebebiyle yaşadı. Üryan vücutları, 150 yıl önce ölen Osmanlı’nın ruhu buharlaşınca “mahşerin kuzuları”na döndü. Kuzular ise, kurtların “aperatifiydi”, o kadar…

Neyse ki onlar, unuttukları/unutturuldukları Osmanlı ruhu tarafından terk edilmemişti. Boşnak ağaç sararmış solmuş, lakin unutulan kök Osmanlılığını sürdüregelmişti. Zaten ot da kökün üstünde biterdi ya… Üzerlerinden geçen savaş buldozeri, onlara Boşnak olduklarını ve bu ismin kendilerine ödünç verilen bir aidiyet olduğunu, Boşnaklığın içini dolduracak tek değerin Müslüman Osmanlılık olduğunu anımsatarak Osmanlı ruhunu tekrar üfledi bedenlerine. Bu üflemedir ki, “araf toplumu”nu yeniden dirilten dinamik oldu ve üryan delikanlılarını şehit ala ala zafere itti.

Tabiri kabil olmayan acılar sonunda savaş bitti. Barut dumanlarına bidayette “komünist kimliksizliği” ile dalan Bosnalılar, öte yandan Müslüman Boşnaklar olarak yeniden doğruldular. Osmanlılık ise ta başından beri, onların bir devlete sahip olmalarının itici gücüydü; muhtariyeti de onun etkisiyle almışlardı.

Savaşın nihayetinde devletlerini istediler ve aldılar. Yeni devletin adına, şartların güç yetmez ağırlığı nedeniyle ve zoraki “Bosna-Hersek Cumhuriyeti” dediler. Lakin onlar, yüreklerindeki saklı ad konulmamış olsa da bir “Osmanlı Cumhuriyeti”nin idealist vatandaşları olarak yaşıyorlar şehitleriyle koyun koyuna bugün. Ve cumhuriyetlerinde “Son Osmanlılar” olarak yaşamaya da niyetliler…

Kaynak: https://haberajandanet.com/Article/bir-osmanli-cumhuriyeti-bosna/19orN2iGBsJ13scFifrW

YORUM YAP