Bogomilliğin Hristiyanlık'dan Ayrılan Yapısı-IV » Boşnak HaberBoşnak Haber

1 Mayıs 2024 - 00:45

Bogomilliğin Hristiyanlık’dan Ayrılan Yapısı-IV

Bogomilliğin Hristiyanlık’dan  Ayrılan Yapısı-IV
Son Güncelleme :

19 Ağustos 2017 - 1:02

Makale- Hazırlayan: Zeynep Išıl Hamzić Boşnak Medya

Bosna Bogomil Kilisesi’nin Mahiyeti ve Hiyerarşik Yapısı:

Bosna Kilisesi, Ortodoks veya Katolik Kilisesi’nin krallara veya hükümdarlara yaptığı gibi taç giydirme ve onu kutsallaştırma gibi bir görev hiçbir zaman icra etmemiş ve böyle bir göreve de talip olmamıştır.Katolik ve Ortodoks Kilisesi’ne göre hükümdarlara krallık tacı verme yetkisi kilisenin elindedir. Bu husus, aynı zamanda hükümdarı kiliseye bağlamaktadır böylece kilise, hükümdarın kilisenin çıkarları doğrultusunda hareket edeceğini taahhüt altına almış olmaktaydı. Oysa Bosna Kilisesi, bu tarz veya buna benzer bir göreve talip olmamıştır. Ayrıca hâkimlik, garantörlük ve diplomatik arabuluculuk gibi görevler üstlenmesi için de hükümdarlar veya soylular tarafından talepte bulunulmuş, kendileri bu tür görevler yapma isteğiyle hükümdar ve soylulara başvurmamışlardır.
Bogomil inancına göre Tanrı’nın çocukları olan insanların tümü eşittir. Bununla birlikte yine de cemaat içerisinde karmaşık olmayan bir hiyerarşik yapı söz konusudur. Bosna Bogomil cemaati, genel olarak “mükemmeller/seçkinler” ve “inananlar” olmak üzere 2 sınıfa ayrılmaktadır. Bogomilizm’in temel hiyerarşik yapısı, Maniheizm’in hiyerarşik yapısıyla benzerlik arz etmektedir (Sarıkçıoğlu 2002: 162). Bu hiyerarşik yapının başında yer alan “mükemmeller”, Latin
kaynaklarda “perfecti”, diğer bazı kaynaklarda ise “Kamil Bogomiller” olarak
zikredilir.

Bosna Bogomil Kilisesi’nin hiyerarşik yapısını şu şekilde tasvir etmek mümkündür:
Djed
Strojnici
Gost
Starac

Mükemmeller sınıfının ve Bosna Kilisesi’nin başında “Djed” bulunuyordu. Değişik
dönemlere ait kaynaklarda kiliselerini “Tanrı’nın kilisesi” veya “İsa Mesih’in kilisesi” olarak kabul eden Bosna Bogomilleri, dini lider olarak Djed’in havari Petrus’un varisi olduğuna inanıyorlardı. Djed, dini hayatı idare etmesinin yanında başında bulunduğu kiliseyi,kilisenin mensuplarını hükümdarın ve dış dünyanın önünde temsil etmekteydi. Hiyerarşide Djed’den sonra gelen ve “Strojnici” olarak adlandıran sınıf hakkında detaylı bir bilgi bulmak mümkün değildir. Bunda kaynak yetersizliği ve buna bağlı olarak “Strojnici” kavramının çeşitli varsayımlardan hareketle farklı şekillerde yorumlamasının etkisi söz konusudur. Farklı tarihlere ait kaynaklarda bazen “12 Strojnici” bazen ise “12 poglaviti Krstjani” tabirlerine rastlanmaktadır. Bu husustan hareketle iki ihtimal mevcuttur.

1. ihtimale göre “Strojnici”, Bosna Kilisesi’nin hiyerarşik yapısı içerisinde mükemmellerden daha üste yer alan kilise meclisinin ve aynı zamanda Djed’in danışma kurulunun adıdır. 2. ihtimale göre ise, Bosna Bogomillerinin mükemmelleri arasından seçilen Djed’in 12 havarisini ifade etmektedir.
Bosna Kilisesi’nin hiyerarşik yapısı içerisinde Strojnici’den daha aşağı konumda “Gost” ve ona bağlı “Starac” yer almaktadır. Yani Starac, hiyerarşik yapı içerisinde en aşağı konumunda olan bir görevdir. Gerek Gost gerekse Starac, “Hiža” diye isimlendirilen kilisenin başında bulunmaktaydı. Ayrıca bu kiliselerin yanında  misafirhaneler bulunmaktaydı. Gost ve Starac, dini görevlerinin yanı sıra misafirhanenin işlerini de takip etmekteydi .

Mükemmeller olarak adlandırılan sınıfta yer alanlar, kendilerini özellikle Yeni Ahit konusunda yetiştirmiş eğitimli kimselerdi. Kendilerini iyi eğiten ve görevlerine adayan bu insanlar, diyar diyar gezerek inançlarını insanlara anlatan, yayan ve taraftar toplayan kimselerdi.Bu seçkin insanlar, yaşamlarında ahlaki değerlere çok önem verir, mala mülke önem vermez, et yemeyip içki içmez ve evlenmezlerdi.Mütevazı bir hayat tarzı benimseyen bu insanlar, alışılagelmiş keşişlik anlayışından
da uzak bir yaşantıya sahipti.Gerçek Hıristiyanlar olarak adlandırılan mükemmeller, Bogomil inancının bel kemiğini oluşturmaktaydı. Vaazları vasıtasıyla Bogomil inancını yayan bu insanlardı.
Bu çekirdeğin etrafında sayıca çok daha fazla olan 2. grup yer almaktaydı. Bu grup, köylüler, kasabalılar ve azda olsa yöneticilerden oluşmaktaydı. Vaaz verenler, sayıca çok azdı ve meşakkatli bir eğitim ve yaşam sürecinden sonra bu payeye ulaşabiliyorlardı.
Mükemmelliğe geçiş için “consolamentum” adı verilen sade ve basit bir tören düzenlenirdi.İleri derecede teolojik tartışmalar yapabilecek şekilde yetişen mükemmeller, zenginlikten ve evlenmekten uzak durmak zorundaydılar.

Bogomilizm’de mükemmeller gurubunun yanında “inananlar” ve “dinleyiciler” diye isimlendirilen iki grup daha mevcuttur. Bunlardan ilki, Bogomil kardeşliğine kendini teslim etmiş, ayinlere devam eden ve Bogomilliğin günlük yaşam tarzında yer alan sabırlı olmak, belli günlerde oruç tutmak, ibadeti sıkça yapmak, az yemek gibi mütevazı bir yaşantı benimseyen kimselerdi. Ancak mükemmellerde olduğu gibi riyazet ağırlıklı bir hayatları yoktu. Evlenip çoluk çocuk sahibi olabiliyorlardı. İkinci kısımda bulunanlar yani “dinleyiciler” ise yukarıda zikrettiğimiz tarzda bir yaşam şeklini uygulamak durumunda olmayan sadece vaazları dinleyen insanlardı. Bununla
birlikte inananlar ile dinleyiciler arasındaki bu ayrım keskin bir ayrım değildi.

Dinleyici sınıfında yer alıp inananlar sınıfına geçmek isteyenler rahatlıkla geçebiliyordu .
Bu hiyerarşik yapı içerisinde yer almamakla birlikte zikredilmesi gereken bir grup daha mevcuttur. Bogomil olmamakla birlikte Bogomillere sempati duyan ve onları destekleyen insanlar da mevcuttu. Bu insanlar, kaynaklarda anlatıldığına göre yapılan vaazları dinlerler ve Bogomillere saygı duyarlardı. Bogomiller ise bunları kendilerinden saymazlardı (Babić 1963: 124).

Bosna Bogomil Kilisesi’nin İnanç Yapısı

Bogomillerin inanç ve ibadetleri konusunda bilgi veren ikincil kaynakların da az olması nedeniyle konuyla ilgili çok net bilgiye sahip değiliz. Doğrudan birincil kaynaklardan olmasa da Bogomillerin muhalifleri tarafından yazılan çeşitli kaynaklara incelendiğinde inanç ve ibadetleri konusunda bazı bilgilere ulaşabiliyoruz. Bu kaynaklar,12 ile 16. yüzyıllar arasında Bogomiller için düzenlenen engizisyon mahkemelerinde ki tutanaklar, çeşitli konsil kararları, Bogomiller aleyhinde hazırlanan lanetleme metinleri ve Bogomilizm inancını çürütmeye yönelik yazılardan ibarettir.

Bogomillerin inanç ve ibadetleri konusunda bize bilgi veren diğer belgeleri de içerik olarak kapsayan en temel doküman, 1461 yılında Roma’da Bogomiller için kurulan bir engizisyon mahkemesinde onların “elli sapıklığı”nı maddeler halinde sıralayan bir belgedir.

1443–1461 tarihleri arasında Bosna Kralı olan Stjepan Tomaš, kendi döneminde Bogomilizm’in yayılmasını engellemeye çalışmış ve bunun doğrultusunda 1461’de egemenliği altında bulunan Bogomillerden önde gelen üçünü (Djuro Kučinić, Stojšan Tvrtković ve Radmilo Vočinič) zincirleterek Roma’ya göndermiştir

Sahip  oldukları heretik inançtan vazgeçirilmek için engizisyon mahkemesi önünde sorgulanan üç Bogomil, Bogomilizm’den vazgeçtiklerini açıklayarak kurtulmuştur.Kardinal olarak görev yapan Torguemada, Bogomillerin inançlarını “elli sapıklık” diye ortaya koyan belge tanzim etmiştir.

Bu inanç esaslarını, bazılarını aynı başlık altında ele almak suretiyle şu şekilde sıralayabiliriz;

Bogomilizm’de düalist bir Tanrı inancı mevcuttur; İyilik ve kötülük Tanrısı. Hristiyanlığın içinden çıkan ve ana gövdesinden ayrılan bir mezhep olmasına rağmen Bogomilizm, bu temel noktada Hristiyanlıktan farklılık arz etmektedir. Hristiyanlıkta Tanrı’nın değişik tezahürleri olarak izah edilen Baba, Oğul ve Kutsal Ruh şeklinde üçlemeci bir Tanrı inancı mevcuttur. Bogomillerin düalist Tanrı anlayışına sahip olmaları onların Hristiyanlıktan ayrılan heretik bir akım olduğunu açıkça göstermekte. Ancak düalizm Bogomiller ile ortaya çıkmış bir anlayış değildir.

Pavlosçularda da aynı düalist anlayış hakimdi. Ayrıca düalist tanrı tasavvuruna Maniheizm’de de rastlıyoz . Yani Bogomilizm, Pavlosçuluktan ve Maniheizm’den etkilenen senkretik bir inançtır.
Bogomilizm’e göre iyiliği temsil Tanrı, kötülüğü temsil eden ise şeytan yani Satanael’dir. Bogomiller, dünyada var olan her şeyi meleklikten düşmüş bir varlık olan şeytanın yarattığını kabul eder . Tanrı ise, maddeden müteşekkil olmasa da insan suretindedir.

Hristiyanlıkta olduğu gibi Tanrı, üçleme ile tarif edilemez. Bogomilizm’e göre Tanrı’nın büyük oğlu olan Satanael, babası karşısında değerini kaybedince yeryüzünü yaratarak oraya inmiş daha sonra da yaratıkları ve insanı yaratmıştır.Dolayısıyla insanın maddi vücudu şeytanın işidir ve kötüdür. Ancak madden yaratılan insana ruh vermeye sıra gelince Satanael, bunu başaramamıştır. Ruh, insana Tanrı tarafından üflenmiştir. İnsana ruh Tanrı tarafından üflendiği için iyidir. Bogomillerin sonsuz iki Tanrı’ya değil de tek bir Tanrı’ya inanmalarında Ortodoks manastır yaşantısının etkisinin olduğu belirtilir

Bogomilizm’de birincisi ruhani ve bedensiz, ikincisi maddi veya görünen olmak üzere iki prensip vardır (Jalimam 1999: 238). Bogomiller, birincisini “Işık Tanrısı” ikincisini ise “Karanlık Tanrısı” olarak adlandırırlar. Bu anlayış, evrende iyi ile kötü arasında mücadele üzerine kurulu olan düalist anlayışın tipik bir şeklidir.
İnsanın ikili yapısı da iyi ile kötünün mücadelesini gösteren bir olgudur. Bu düalizm, iki asli prensip ve bu prensiplerin birbiriyle olan ilişkilerine dayalıdır. Bu iki asli prensip, ışık ve karanlık ya da iyilik ve kötülüktür. Nitelik olarak birbirinden tamamen farklı karakterlere sahip olan bu prensiplerin her ikisi de ezeli ve ebedidir.

Bogomil inancına göre Lucifer, göğe yükselerek Tanrı ile mücadele etmiş ve bunun sonucunda birçok meleği kandırmıştır. Başlangıçta sadece iyi olan Tanrı vardı ve 4 element olan su, hava, toprak ve ateşi yarattı. Aynı zamanda Satanael de dâhil olmak üzere farklı göklerde de melekler yarattı. Bir gün Satanael, Tanrı’nın tahtına göz koyar ve bunu gerçekleştirmek için de melekleri kandırıp safına çekmeye çalışır. Bu amacını kısmen gerçekleştirse de oyunu Tanrı tarafından
bozulur. Böylece Satanael, iyilik vasfından sıyrılıp kötü bir ruh olarak yeryüzüne sürülmüştür.
Bogomillere göre bazı melekler doğaları itibariyle kötü bundan dolayı da günah işlemeye mahkûmdurlar ve onlara göre ruhlar, bedenler içerisinde hapsedilmiş “demon”lardır.

Bosna Bogomillerine ait olan ve “Srečković İncili” olarak adlandıran İncil’in Luka bölümünde  ruhların bedenler içerisinde hapsedilmiş demonlar olduğu açıkça belirtilmektedir.Bogomil inancına göre bedenlere hapsedilen kötü melekler, göğe ancak vaftizle, tövbe ve temizlenmeyle geri dönebilirler.Ahiret düşüncesi de, kendilerine itaat etsinler diye insanları korkutmak için Katolik ve Ortodoksların uydurdukları bir yalandır. Bütün insanların ruhları kurtuluşa ereceğinden ahiret inancına gerek yoktur. 

Bogomillere göre Hristiyanlıktan önceki din olan Musevilik, Satanael tarafından insanları yoldan çıkarmak için gelen bir dinden başka bir şey değildir.Eski Ahit’in Satanael’den geldiğine inanırlar ve onu reddederler. Bazı kaynaklarda ise Bogomillerin Eski Ahit’in Mezmurlar ve Peygamberler kitaplarının dışında kalan kısmını reddettikleri ifade edilir.Onlar, Eski Ahit’i Musa’nın aksine alegorik olarak yorumlamışlardır.Bosna Bogomillerine ait “Srečković İncili”nde Bogomillerin Eski Ahit’in adını bile telaffuz etmekten kaçındıkları onun yerine “Yudas’ın Dini” tabirini kullandıkları ifade edilir.Bogomiller, Yeni Ahit içerisinde yer alan dört İncil, Resullerin İşleri, Mektuplar ve Vahiy Kitabı’nı kabul ederler. Özellikle Yuhanna İncili’ne çok önem verirler .

Bogomiller, Sina Dağı’nda Musa’ya kendini gösterenin kötü tabiatlı bir melek olduğuna inanırlar. İsa Mesih’in bir kadından dünyaya geldiğini kabul etmezler. İsa’nın Meryem’in kılığına girerek vücut bulduğuna ve tekrar oradan çıktığına, bunlardan Meryem’in haberinin olmadığına inanırlar. Yani Meryem, İsa’yı fiilen doğurmamıştır. Bogomiller, böylece İsa’nın enkarnasyonu anlayışına ve Meryem’e tapınmak bir yana ona saygı duyulmasına bile karşıdırlar.

Bogomillere göre İsa Mesih, ne hastaları iyileştirmiş ne de ölüleri diriltmiştir buna benzer mucizeler birer hikayeden ibarettir.Mesih’in gerçekten değil de manevi olarak vücut bulduğuna inanılır.Bu inanç, Bogomillerin doketiklerin sahip olduğu anlayışa sahip olduklarını gösterir. Doketizm, İsa’nın haça gerilme esnasında mucizevî olarak ölümünden kurtulduğunu ve onun yerine Yahuda İskaryot ya da Cyreneli Simon’un haça gerildiğini kabul eden akım veya akımları ifade eder. Buna göre haça gerilmenin hemen öncesinde Tanrı, bu kişileri İsa ile yer değiştirmek suretiyle İsa’yı haça gerilmekten kurtarmıştır .

Thomas W. Arnold’a göre Bogomillerin bu inancı Hristiyanlıktan ziyade İslam’a daha yakındır (Arnold 1990: 235-238. Nitekim Kuran’ı Kerim’de onların İsa’yı öldüremedikleri ve haça
germedikleri ifade edilir. Öldürdükleri şahıs onlara İsa’ya benzer gösterilmiştir (Kur’an 4/157). Bir sonraki ayette ise Allah, İsa’yı katına yükselttiğini ifade etmektedir (Kur’an 4/158).
Ricaut, İslam’ı kabul eden Bogomilleri “Poturalar” olarak adlandırmakta ve onların şu mühim inanışlarına işaret etmektedir; Bunlar, İsa’nın son akşam yemeği esnasında havarilere gelişini
müjdelediği (teselli edici) Ruhu’l- Kuddüs’ün Muhammed olduğunu inanıyorlar. Keza paskalyadan elli gün sonra Ruh’ul Kuddüs’ün havarilerin üzerine inmesini de Muhammed’in zuhuruna bir alamet, bir haberci görmektedirler.

İncil’de “Paraklitt” tabirinin geçtiği her üç yerde onu, yeni peygamber olan Muhammed ile izah ediyorlar.
Bogomillere göre Mesih, aslında işkence çekmemiş ve ölmemiştir. Anlatıldığı gibi cehenneme inip daha sonra semaya da yükselmemiştir. Bogomillerin bu inancı, Hristiyanlıkta mevcut olan anlayıştan tamamen farklıdır. İncillere göre İsa, ölümünden üç gün sonra dirilmiş ve 40 gün havarileriyle birlikte yaşamıştır.

Azizler ve kilise babalarının otoritesini reddeder azizlerin hatıralarını önemsemezler. Onlara göre azizlerin kemikleriyle hayvanların kemikleri arasında herhangi bir fark yoktur.Vaftizci Yahya’yı reddeder ve cehennemde ondan daha büyük şeytanın olmadığını düşünürler. Yahudi kaynaklarının verdiği bilgiye göre Yahya, Yudea kırsalında ve Ürdün nehri civarında kendi cemaatini kurmuş bir peygamberdir. O, halkı erdem, fazilet ve tövbeye, bunun göstergesi olarak ta vaftiz olmaya yani boy abdesti almaya çağıran iyi bir kimse olarak geçmektedir.

Hristiyanlığa göre İsa bir müddet Yahya’nın yanında bulunmuştur. Bogomiller ise
vaftizci Yahya’yı reddetmekte kalmayıp onun için aşağılayıcı ifadeler kullanmışlardır. Nitekim “Srečković İncili”nde vaftizci Yahya yerine “Sucu Yahya” tabiri kullanmaktadır.Bogomilizm’de kadın, iyilik ve kötülüğü öğrenme ağacı olarak tasvir edilir.Âdem onunla tanışmış ve günah işlemiştir. Bundan dolayı cennetten kovulmuştur.

Bogomillere göre ilk gerçek Hristiyan kilisesi, onların kilisesidir “Srečković İncili”nde (Luka 10:9) Roma Kilisesi’nin Satanael yani şeytanın kilisesi ve dini liderinin de Satanael olduğu ifade edilir.
Bogomilizm’e göre Bogomiller, havarilerin varisleridir. Onların dini lideri,kilisenin piskoposu Petrus’un ise halefidir.Bogomilizm’e göre Petrus’tan Silvester’e kadar bütün papalar Bogomil
inancına mensuptu (Kovačević 1971: 10).

– Fiziksel mekân olarak kiliselerin yapılmasına karşı çıkmaktadırlar. Onlara göre bu kiliseler, Satanael’in sinagoglarıdır ve onların içerisinde ibadet edenler putperestlik yapmaktadırlar. Bogomillerin “Hiža” denilen ibadethaneleri vardır.

Bu ibadethaneler sade bir evden ibaret olup onlar için her ev ibadethane olabilir.Ayrıca Bogomillere göre ibadet etmek için mekân şart değildir. Onların açık arazide ibadet yaptıkları bilinmektedir. Ortodoks ve Katoliklerin görkemli kilise binaları yapması onların inancı ile çelişmektedir.

Bogomiller, kilisede bulunan resimleri putperestlik alametleri olarak değerlendirir oysa Katolik ve Ortodoks kilise binaları oldukça görkemli ve bol tezyinatlı yapılar olarak dikkati çeker. Sadece bazı Protestan kiliseleri oldukça sadedir. Genellikle kiliselerde başta İsa Mesih ve Meryem olmak
üzere azizlerin ve meleklerin timsalleri ve suretleri bulunur. Diğerlerden farklı olarak Ortodoks kiliselerinde ikonalara yönelik tazim söz konusudur.Bu anlamda Bogomiller resimler daha doğrusu ikonalar konusunda Protestanlara yakın bir çizgide yer alırlar.

Bogomilizm’de haç işareti şeytanın sembolüdür. Bogomiller haça tapınmayı şeytanî, haçı ise “Tanrının düşmanı” olarak kabul etmişlerdir. Oysa haç, Hristiyanlıkta önemli objelerden biridir. Dualara başlarken, sevinç veya korku hallerinde haç işareti yapılır. Haç işareti, kişiyi Tanrı’yla doğrudan ilişkiye geçiren kötülükleri ve şeytanı uzaklaştıran ve iliklere yol açan bir aracı unsur olarak görülür. Bogomiller, Yahudilerin Tanrı’nın oğlu olarak kabul edilen İsa’yı üzerinde çarmıha gerdikleri haça nasıl saygı gösterebileceğini anlayamadıklarını belirtirler.

Bu anlayışlarını desteklemek için şu misali verirler. Eğer bir kişi kralın oğlunu bir odunla öldürse bu odun, kral için değerli olabilir mi?
Bogomiller, ayinleri ve kilise ilahilerini kınayarak bunların Mesih’in inciline ve öğretisine aykırı olduklarına inanır.

Bogomiller insanın öldükten sonra toprağa karışıp gideceğine tekrar bir dirilişin olmayacağına, dirilecek olanın insanın sadece ruhu olacağına inanırlar.Bogomilizm’de ruhbanlık yoktur. Bilgisi ve kazandığı saygıyla öne çıkanlar önder oluyorlardı. Üst sınıf kilise adamlarına saygı göstermezler. Onlara göre bu insanlar asıl görevlerini unutup kendi heveslerine hizmet eden zavallılardır.
Kutsal ve günahsız olduğu düşünülen dini liderlerinin kendilerine tapınmaya izin verdikleri ifade edilse de Bogomillere ait olduğu iddia edilen bu inanç, hiçbir kaynakta zikredilmemektedir. Üstelik Bogomillerin dini inançları incelendiğinde prensip olarak onların böyle bir inanca sahip olmalarının muhal olduğu görülecektir.

Çünkü onlar Meryem’i bile kutsal saymayarak normal bir insan olarak kabul etmişler.Bogomiller kilisenin gizli sırları olan “sakramentler” i reddederler.Din adamı aracılığıyla insanın kurtuluşa ereceği anlayışına sahip Katolik Kilisesi’nin aksine Bogomiller, kişi ile Tanrı arasında bir aracı olmadan doğrudan ilişki kurulabileceğine inanırlar. Dini gerçek anlamda anlamak için kutsal kitapları kullanmak yeterlidir. Çünkü onlara göre din vicdani bir meseledir. Suda yapılan vaftizi Yuhanna’nın vaftizi saydıkları için bununla kimsenin kurtuluşa ulaşamayacağı iddiasındadırlar. Bogomilizm’i Hristiyanlıktan ayıran temel unsurlardan biri vaftizdir. Hristiyanlıkta vaftiz, bir çeşit dine giriş törenidir. Bazı Hristiyan ilahiyatçılar Eski Ahit geleneğindeki sünnetle kıyaslamışlardır.
Vaftiz olma, dine girmenin ya da İsa Mesih’e iman etmenin bir göstergesi olarak tanımlamakta ve kurtuluşu ifade etmektedir. Hristiyanlar arasında vaftiz konusunda görüş ayrılığı vardır. Genelde çocuğun doğuşundan hemen sonra bir sefere mahsus olmak üzere yapılabileceği gibi bazı mezheplerce tekrar yapılabilir.

Bogomiller suyu madde olarak kötü Tanrı Satanael’in yaratması nedeniyle su ile vaftizi kabul etmezler. Onların vaftizi susuzdur. İncili göğüslere koymak ve başlarına götürmek suretiyle yapılır.
Bogomiller kendi uyguladıkları vaftiz ile herkesin günahının affedileceğine
ve Petrus gibi kutsal olacaklarına inanırlar.
Bogomillere göre çocuk erişkinlik öncesi dönemde kurtuluşa ulaşamaz çocukların vaftizine de karşıdırlar.
– Bogomilizm’e göre vaftiz eden kişi kaç defa günah işlediyse ondan vaftiz edilenlerin de o kadar daha vaftiz olmaları gerekir.
Bogomiller, konfirmasyon sakramentini de reddetmektedirler. Konfirmasyon, Hıristiyanlıkta kişinin vaftiz olduktan sonra Tanrı’nın inayetini kazanmak ve vaftizle edinilen nurun tamamlanması için yapılan bir ritüeldir. Kutsal sayılan bir yağla yapılan ve kişinin alnının ve bazı uzuvlarının mesh  edilmesiyle gerçekleştirilen bu törene Bogomiller bir kutsallık atfetmek bir yana
reddetmektedirler. Çoğu kilise, vaftiz ve evharistiya gibi konfirmasyon sakramentinin de kurtuluşu sembolize ettiğine inanmaktadır.

Bogomillerin inanç ve pratikleri hususlarında doğrudan birincil kaynaklardan olmasa da muhalifleri tarafından yazılan çeşitli kaynaklara başvurmak suretiyle inanç ve ibadetleri konusunda bazı bilgilere ulaşabiliyoruz. Bu kaynaklar, XII ile XVI. yüzyıllar arasında Bogomiller için düzenlenen engizisyon mahkemelerinde tutulan tutanaklar, çeşitli konsil kararları, Bogomiller aleyhinde hazırlanan lanetleme metinleri ve Bogomilizm inancını çürütmeye yönelik yazılan bazı risalelerden ibarettir.
Bogomillerin inanç ve ibadetleri konusunda bize bilgi veren ve en temel doküman, 1461 yılında Roma’da Bogomiller için kurulan bir engizisyon mahkemesinde onların “elli sapıklığı”nı maddeler halinde sıralayan bir belgedir.

1443–1461 tarihleri arasında Bosna Kralı olan Stjepan Tomaš, kendi döneminde Bogomilizm’in yayılmasını engellemeye çalışmış ve bunun doğrultusunda 1461’de egemenliği altında bulunan Bogomillerden önde gelen üçünü (Djuro Kučinić, Stojšan Tvrtković ve Radmilo Vočinič) zincirleterek Roma’ya göndermiştir. Burada sahip  oldukları heretik inançtan vazgeçirilmek için engizisyon mahkemesi önünde sorgulanan bu üç Bogomil, Bogomilizm’den vazgeçtiklerini açıklayarak kurtulmuştur. Bu esnada kardinal olarak görev yapan Torguemada, Bogomillerin inançlarını “elli sapıklık” diye ortaya koyan bir belge tanzim etmiştir. Sapıklık olarak nitelendirilen bu inanç esaslarını, şu şekilde sıralayabiliriz;

Bogomilizm’de düalist bir Tanrı inancı mevcuttur; İyilik Tanrısı, kötülük Tanrısı. Hristiyanlığın içinden çıkan ve ana gövdesinden ayrılan bir mezhep olmasına rağmen Bogomilizm, bu temel noktada Hristiyanlıktan farklılık arz etmektedir. Bilindiği üzere Hristiyanlıkta Tanrı’nın Baba, Oğul ve Kutsal Ruh şeklinde üçlemeci bir Tanrı inancı (Teslis) mevcuttur. Bogomillerin düalist Tanrı anlayışına sahip olmaları onların Hristiyanlıktan ayrılan heretik bir akım olduğunu açıkça göstermektedir. Ancak düalizm Bogomiller ile ortaya çıkmış bir anlayış değildir. Pavlosçularda da aynı düalist anlayış hâkimdi. Ayrıca düalist tanrı tasavvuruna Maniheizm’de de rastlıyoz .Yani Bogomilizm, Pavlosçuluktan ve Maniheizm’den etkilenen senkretik bir inançtır.

Bogomilizm’e göre iyiliği temsil Tanrı, kötülüğü temsil eden ise şeytan yani Satanael’dir. Bogomiller, dünyada var olan her şeyi meleklikten düşmüş bir varlık olan şeytanın yarattığını kabul eder. Tanrı ise, maddeden müteşekkil olmasa da insan suretindedir. Hristiyanlıkta olduğu gibi Tanrı, üçleme ile tarif edilemez. Bogomilizm’e göre Tanrı’nın büyük oğlu olan Satanael, babası karşısında değerini kaybedince yeryüzünü yaratarak oraya inmiş daha sonra da yaratıkları ve insanı yaratmıştır.
Dolayısıyla insanın maddi vücudu şeytanın işidir ve kötüdür. Ancak madden yaratılan insana ruh vermeye sıra gelince Satanael, bunu başaramamıştır. Ruh, insana Tanrı tarafından üflenmiştir. İnsana ruh Tanrı tarafından üflendiği için iyi. Bogomillerin sonsuz iki Tanrı’ya değil de tek bir Tanrı’ya inanmalarında Ortodoks manastır yaşantısının etkisinin olduğu belirtilir.

Bogomilizm’de birincisi ruhani ve bedensiz, ikincisi maddi veya görünen olmak üzere iki prensip vardır. Bogomiller, birincisini “Işık Tanrısı” ikincisini ise “Karanlık Tanrısı” olarak adlandırırlar. Bu anlayış, evrende iyi ile kötü arasında mücadele üzerine kurulu olan düalist anlayışın tipik bir şeklidir. İnsanın ikili yapısı da iyi ile kötünün mücadelesini gösteren bir olgudur. Bu düalizm, 2 asli prensip ve bu prensiplerin birbiriyle olan ilişkilerine dayalıdır. Bunlar, ışık ve karanlık ya da iyilik ve kötülüktür. Nitelik olarak birbirinden tamamen farklı karakterlere sahip olan bu prensiplerin her ikisi de ezeli ve ebedidir.

Bogomil inancına göre Lucifer, göğe yükselerek Tanrı ile mücadele etmiş ve birçok meleği kandırmıştır.Başlangıçta sadece iyi olan Tanrı vardı ve 4 element olan su, hava, toprak ve ateşi yarattı. Aynı zamanda Satanael de dâhil olmak üzere farklı göklerde de melekler yarattı. Bir gün Satanael, Tanrı’nın tahtına göz koyar ve bunu gerçekleştirmek için de melekleri kandırıp safına çekmeye çalışır. Bu amacını kısmen gerçekleştirse de oyunu Tanrı tarafından bozulur. Böylece Satanael, iyilik vasfından sıyrılıp kötü bir ruh olarak yeryüzüne sürülmüştür.

Bogomillere göre bazı melekler doğaları itibariyle kötüdür.Bogomillere göre ruhlar, bedenler içerisinde hapsedilmiş “demon”lardır.Bosna Bogomillerine ait olan ve “Srečković İncili” olarak adlandıran İncil’in Lukabölümünde (10:30-35) ruhların bedenler içerisinde hapsedilmiş demonlar olduğu açıkça belirtilmektedir.

Bogomil inancına göre bedenlere hapsedilen kötü melekler, göğe ancak vaftizle, tövbe ve temizlenmeyle geri dönebilir ahiret düşüncesi ise, kendilerine itaat etsinler diye insanları korkutmak için Katolik ve Ortodoksların uydurdukları bir yalandır.Bütün insanların ruhları kurtuluşa ereceğinden ahiret inancına gerek yoktur. Zaten bu inanç, onlara karşı eğilimi artırdığı için Katolik ve Ortodokslar sonsuz cehennem fikrini yumuşatmak zorunda kalmışlardır.

Bogomillere göre Hristiyanlıktan önceki din olan Musevilik, Satanael tarafından insanları yoldan çıkarmak için gelen bir dinden başka bir şey değildir.
Eski Ahit’in Satanael’den geldiğine inanırlar ve onu reddederler. Bazı kaynaklarda ise Bogomillerin Eski Ahit’in Mezmurlar ve Peygamberler kitaplarının dışında kalan kısmını reddettikleri ifade edilir. Onlar, Eski Ahit’i Musa’nın aksine alegorik olarak yorumlamışlardır.
Bosna Bogomillerine ait “Srečković İncili”nde Bogomillerin Eski Ahit’in adını bile
telaffuz etmekten kaçındıkları onun yerine “Yudas’ın Dini” tabirini kullandıkları ifade edilir.
Bogomiller, Yeni Ahit içerisinde yer alan dört İncil, Resullerin İşleri, Mektuplar ve Vahiy Kitabı’nı kabul ederler. Özellikle Yuhanna İncili’ne çok önem verirler.

Bogomiller, Sina Dağı’nda Musa’ya kendini gösterenin kötü tabiatlı bir melek olduğuna inanırlar.İsa Mesih’in bir kadından dünyaya geldiğini kabul etmezler. İsa’nın Meryem’in kulağına girerek vücut bulduğuna ve tekrar oradan çıktığına, bunlardan Meryem’in haberinin olmadığına inanırlar. Yani Meryem, İsa’yı fiilen doğurmamıştır. Bogomiller, böylece İsa’nın enkarnasyonu anlayışına ve Meryem’e tapınmak bir yana ona saygı duyulmasına bile karşıdırlar.

Bogomillere göre İsa Mesih, ne hastaları iyileştirmiş ne de ölüleri diriltmiştir. İncillerde anlatılan bu ve buna benzer mucizeler birer hikâyeden ibarettir.Mesih’in gerçekten değil de manevi olarak vücut bulduğuna inanılır. Bu inanç, Bogomillerin doketiklerin sahip olduğu anlayışa sahip olduklarını gösterir.

Doketizm, İsa’nın haça gerilme esnasında mucizevî olarak ölümünden kurtulduğunu ve onun yerine Yahuda İskaryot ya da Cyreneli Simon’un haça gerildiğini kabul eden akım veya akımları ifade eder. Buna göre haça gerilmenin hemen öncesinde Tanrı, bu kişileri İsa ile yer değiştirmek suretiyle İsa’yı haça gerilmekten kurtarmıştır. Thomas W. Arnold’a göre Bogomillerin bu inancı Hristiyanlıktan ziyade İslam’a daha yakındır (Arnold 1990: 235-238. Nitekim Kuran’ı Kerim’de onların İsa’yı öldüremedikleri ve haça germedikleri ifade edilir. Öldürdükleri şahıs onlara İsa’ya benzer gösterilmiştir. Bir sonraki ayette ise Allah, İsa’yı katına yükselttiğini ifade etmektedir.

Ricaut, İslam’ı kabul eden Bogomilleri “Poturalar” olarak adlandırmakta ve onların şu mühim inanışlarına işaret etmektedir; Bunlar, İsa’nın son akşam yemeği esnasında havarilere gelişini
müjdelediği Ruhu’l- Kuddüs’ün Muhammed olduğunu inanıyorlar. Keza paskalyadan 50 gün sonra Ruh’ul Kuddüs’ün havarilerin üzerine inmesini de Muhammed’in zuhuruna bir alamet, bir haberci görmektedirler. İncil’de “Paraklitt”  tabirinin geçtiği her üç yerde onu, yeni peygamber olan Muhammed ile izah ediyorlar .

Bogomillere göre Mesih, aslında işkence çekmemiş ve ölmemiştir cehenneme inip daha sonra semaya da yükselmemiştir. Bogomillerin bu inancı, Hristiyanlıkta mevcut olan anlayıştan tamamen farklıdır. İncillere göre İsa, ölümünden üç gün sonra dirilmiş ve 40 gün havarileriyle birlikte yaşamıştır.

Azizler ve kilise babalarının otoritesini reddederler.Bogomiller azizlerin hatıralarını önemsemez onlara göre azizlerin kemikleriyle hayvanların kemikleri arasında herhangi bir fark yoktur.Vaftizci Yahya’yı reddeder ve cehennemde ondan daha büyük şeytanın olmadığını düşünürler.

Yahudi kaynaklarının verdiği bilgiye göre Yahya, Yudea kırsalında ve Ürdün nehri civarında kendi cemaatini kurmuş bir peygamberdir. O, halkı erdem, fazilet ve tövbeye, bunun göstergesi olarak ta vaftiz olmaya yani boy abdesti almaya çağıran iyi bir kimse olarak geçmektedir.

Hristiyanlığa göre İsa bir müddet Yahya’nın yanında bulunmuştur. Bogomiller ise vaftizci Yahya’yı reddetmekte kalmayıp onun için aşağılayıcı ifadeler  kullanmışlardır. Nitekim “Srečković İncili”nde vaftizci Yahya yerine “Sucu Yahya” tabiri kullanmaktadır.

Bogomilizm’de kadın, iyilik ve kötülüğü öğrenme ağacı olarak tasvir edilir.Âdem onunla tanışmış ve günah işlemiştir. Bundan dolayı cennetten kovulmuştur.
Bogomillere göre ilk gerçek Hristiyan kilisesi, onların kilisesidir. “Srečković İncili”nde Roma Kilisesi’nin Satanael yani şeytanın kilisesi ve dini liderinin de Satanael olduğu ifade edilir.
– Bogomilizm’e göre Bogomiller, havarilerin varisleridir. Onların dini lideri, kilisenin piskoposu Petrus’un ise halefidir .

Bogomilizm’e göre Petrus’tan Silvester’e kadar bütün papalar Bogomil inancına mensuptur.
Fiziksel mekân olarak kiliselerin yapılmasına karşı çıkmaktadırlar. Onlara göre bu kiliseler, Satanael’in sinagoglarıdır ve onların içerisinde ibadet edenler putperestlik yapmaktadırlar. Bogomillerin “Hiža” denilen ibadethaneleri vardır. Bu ibadethaneler sade bir evden ibaret olup onlar için her ev ibadethane olabilir. Çünkü beli bir tipi veya şekli yoktur. Ayrıca Bogomillere göre ibadet etmek için mekân şart değildir. Onların açık arazide ibadet yaptıkları bilinmektedir. Ortodoks ve Katoliklerin görkemli kilise binaları yapması onların inancı ile çelişmektedir.

Bogomiller, kilisede bulunan resimleri putperestlik alametleri olarak değerlendirir. Oysa Katolik ve Ortodoks kilise binaları oldukça görkemli ve bol tezyinatlı yapılar olarak dikkati çeker. Sadece bazı Protestan kiliseleri oldukça sadedir. Genellikle kiliselerde başta İsa Mesih ve Meryem olmak
üzere azizlerin ve meleklerin timsalleri ve suretleri bulunur. Diğerlerden farklı olarak
Ortodoks kiliselerinde ikonalara yönelik tazim söz konusudur. Bu anlamda Bogomiller resimler daha doğrusu ikonalar konusunda Protestanlara yakın bir çizgide yer alırlar.

Bogomilizm’de haç işareti şeytanın sembolüdür. Bogomiller haça tapınmayı şeytanî, haçı ise “Tanrının düşmanı” olarak kabul etmişlerdir. Oysa haç, Hristiyanlıkta önemli objelerden biridir. Dualara başlarken, sevinç veya korku hallerinde haç işareti yapılır. Haç işareti, kişiyi Tanrı’yla doğrudan ilişkiye geçiren kötülükleri ve şeytanı uzaklaştıran ve iliklere yol açan bir aracı unsur olarak görülür. Bogomiller, Yahudilerin Tanrı’nın oğlu olarak kabul edilen İsa’yı üzerinde çarmıha gerdikleri haça nasıl saygı gösterebileceğini anlayamadıklarını belirtirler. Bu anlayışlarını desteklemek için şu misali verirler.

Eğer bir kişi kralın oğlunu bir odunla öldürse bu odun, kral için değerli olabilir mi?

– Bogomiller, ayinleri ve kilise ilahilerini kınayarak bunların Mesih’in inciline
ve öğretisine aykırı olduklarına inanır ve insanın öldükten sonra toprağa karışıp gideceğine tekrar birdirilişin olmayacağına, dirilecek olanın insanın sadece ruhu olacağına inanırlar.

Bogomilizm’de ruhbanlık yoktur. Bilgisi ve kazandığı saygıyla öne çıkanlar önder oluyorlardı. Üst sınıf kilise adamlarına saygı göstermezler. Onlara göre buinsanlar asıl görevlerini unutup kendi heveslerine hizmet eden zavallılardır.Kutsal ve günahsız olduğu düşünülen dini liderlerinin kendilerine tapınmaya izin verdikleri ifade edilse de Bogomillere ait olduğu iddia edilen bu inanç, hiçbir kaynakta zikredilmemektedir. Üstelik Bogomillerin dini inançları incelendiğinde prensip olarak onların böyle bir inanca sahip olmalarının muhal olduğu görülecektir.Çünkü onlar Meryem’i bile kutsal saymayarak normal bir insan olarak kabul etmişlerdir.

Bogomiller kilisenin gizli sırları olan “sakramentler” i reddederler.Din adamı aracılığıyla insanın kurtuluşa ereceği anlayışına sahip Katolik Kilisesi’nin aksine Bogomiller, kişi ile Tanrı arasında bir aracı olmadan doğrudan ilişki kurulabileceğine inanırlar. Dini gerçek anlamda anlamak için kutsal kitapları kullanmak yeterlidir. Çünkü onlara göre din vicdani bir meseledir.

Suda yapılan vaftizi Yuhanna’nın vaftizi saydıkları için bununla kimsenin kurtuluşa ulaşamayacağı iddiasındadırlar.

Bogomilizm’i Hristiyanlıktan ayıran temel unsurlardan biri vaftizdir. Vaftiz, bazı Hristiyan ilahiyatçılarca Eski Ahit geleneğindeki sünnetle kıyaslanmışlardır.
Vaftiz olma, dine girmenin ya da İsa Mesih’e iman etmenin bir göstergesi olarak tanımlamakta ve kurtuluşu ifade etmektedir. Hristiyanlar arasında vaftiz konusunda görüş ayrılığı vardır. Genelde çocuğun doğuşundan hemen sonra bir sefere mahsus olmak üzere yapılabileceği gibi bazı mezheplerce tekrar tekrar yapılabilir. Bogomiller suyu madde olarak kötü Tanrı Satanael’in yaratması nedeniyle su ile vaftizi kabul etmezler.Onların vaftizi susuzdur. İncili göğüslere koymak ve başlarına götürmek suretiyle yapılır.

Bogomiller kendi uyguladıkları vaftiz ile herkesin günahının affedileceğine ve Petrus gibi kutsal olacaklarına inanırlar .Bogomillere göre çocuk erişkinlik öncesi dönemde kurtuluşa ulaşamaz.Ayrıca Bogomiller çocukların vaftizine de karşıdırlar. Bogomilizm’e göre vaftiz eden kişi kaç defa günah işlediyse o kadar daha vaftiz olmaları gerekir.Bogomiller, konfirmasyon sakramentini de reddetmektedirler. Konfirmasyon, Hıristiyanlıkta kişinin vaftiz olduktan sonra Tanrı’nın inayetini kazanmak ve vaftizle edinilen nurun tamamlanması için yapılan bir ritüeldir. Kutsal sayılan bir yağla yapılan kişinin alnının ve bazı uzuvlarının mes edilmesiyle gerçekleştirilen bu törene Bogomiller bir kutsallık atfetmek bir yana reddetmektedir çoğu kilise, vaftiz ve evharistiya gibi konfirmasyon sakramentinin de kurtuluşu sembolize ettiğine inanmaktadır.

Bogomiller, Mesih’in vücudunun ekmek haline gelemeyeceğini savunarak evharistiya ayinini reddederler. Oysa evharistiya, Hristiyanlık geleneğinde İsa Mesih’e katılmayı ya da onunla gizemli bir şekilde birleşmeyi ifade etmektedir. Oysa Bogomillere göre evharistiya değil sadece Tanrı’nın rahmeti insanlara yardımcı olabilir. Bogomiller, evharistiyayı mecazi anlamda algılarlar (Solovjev 1948b: 20). Günah itirafı sakramentini reddederler. Günahların affının ancak tekrar vaftiz
olmak suretiyle mümkün olacağına inanırlar. Bogomilizm’e göre günah itirafı için papaza da gerek yoktur. Onlar günah itirafını aralarında yapmışlardır.

Bogomiller,Ortodoks ve Katolik papazların her gün insanların günahlarını bağışlamak suretiyle
insanların ruhlarını katlettiklerine inanırlar (Solovjev 1948b: 24).

Bogomiller, son yağlama sakramentini de reddetmektedirler. Son/Hasta yağlama Katoliklerde ölüm döşeğinde olan hastalara yapılan bir törendir. Hastanın belli uzuvları dualarla takdis edilir. Ortodokslar bu sakramenti herhangi bir hastalık durumunda uygularlar. 

Bogomilizm’de seçkinler evlenemezler. Sıradan insanlar ise evlenebilirler.Bogomiller, evliliği bir sakrament olarak değilde toplumsal bir ihtiyaç olarak görürler. Hristiyanlık içerisinde din adamlarının evlenmesi konusunda farklı uygulamalar mevcuttur.
Katolik din adamları evlenmezken Ortodokslarda sadece üst düzey din adamları
evlenmezler. Evlilik konusunda Bogomillerin Maniheizm’den etkiledikleri göze çarpmaktadır .
Bogomiller her türlü kilise otoritesini reddederek kimsenin aforoz edilemeyeceği görüşündedir.

Sonuç: 

Bogomilizm, Bulgaristan’da ortaya çıkıp Bosna’ya sıçrayan ve burada daha fazla yayılma imkânı bulan bir inanç olmuştur. X. yüzyılın ortalarında Bosna’da yayılmaya başlayan Bogomilizm, ortaya çıkışından iki YY sonra XII. yüzyılın ikinci yarısında kurumsallaşmasını tamamlamıştır. İfade ettiğimiz üzere bu dönemden itibaren kurumsal kimliğiyle dini yapısının yanı sıra kimi zaman ülkeler arasında arabuluculuk kimi zaman da garantörlük gibi görevler de üstlenmiştir. Kaynağı ve kökeni konusunda bir görüş birliğine varılamayan Bogomillerin inanç hususları, görüldüğü üzere birçok konuda İslam’la örtüşmektedir. Bununla birlikte Bogomilizm, içinden çıktığı Hristiyanlıkla ise pek çok noktada farklı inançlara sahiptir. Bütün bu inanç ve uygulamalara bakıldığında Bogomilizm’in senkretik bir inanç olduğu görülmektedir. Bogomilizm’in Çin ve Hint dinlerine, İslam’a ve Hristiyanlığa ait unsurları içinde barındıran bir inanç olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak bu inanç ve uygulamaları kronolojik bir biçimde tespit etmek zordur.

 

Kaynak: Pomaknews.com

YORUM YAP