20 yıl önce Srebrenitsa’ya bağlı Kravitsa’da en az bin Boşnak’ı öldürdükleri şüphesiyle Sırbistan savcılığı talebiyle gözaltına alınan sekiz kişi hakkındaki soruşturmada neden ‘soykırım’ değil de ‘savaş suçu’ işledikleri ifadesinin kullanıldığı soru işareti yarattı.
Sırbistan Savaş Suçları Savcılığı’nın talebiyle en az bin kişinin ölümünden sorumlu oldukları gerekçesiyle geçen hafta sekiz kişinin gözaltına alınması bu kurumun Bosna Savaşı ile ilgili attığı en büyük adımlardan biri olarak görülse de soruşturmada geçen suç tanımının neden hafifletildiği sorgulanıyor. Soru, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin soykırım olarak nitelediği Srebrenitsa bölgesindeki katliamı Sırbistan savcılığının neden sadece ‘savaş suçu’ olarak mahkemeye taşıdığı.
Al Jazeera’nın Belgrad muhabiri Marko Subotiç, hukukçulardan konuyla ilgili edindiği bilgileri şöyle aktarıyor:
“Mahkemede soykırımı kanıtlamak büyük sorun çünkü belli bir din veya ırka mensup grubun silinmesi niyetinin varlığını kanıtlamak gerekiyor. Savaş suçu söz konusu olduğunda ise arkasında ‘niyet veya motif’ olduğunu kanıtlamaya gerek yok. Mahkemede daha kolay kanıtlanıyor, hukukçulara göre savcılık bundan dolayı soruşturmayı ‘soykırım’ değil de ‘savaş suçu’ ifadesiyle açtı.”
Sırbistan Savaş Suçları Savcısı Vladimir Vukçeviç, olayla ilgili kişisel görüşünün ne olduğu sorusuna da, “Bu olayın soykırım değil savaş suçu olduğuna inanıyorum” yanıtını verdi.
‘Hafif tanıma açıklama gerekecek’
Belgrad merkezli İnsan Hakları Hukuku Fonu Müdürü Sandra Orlovats, suç tanımının hafifletilmesiyle ilgili olarak “mahkeme sürecinin verimliliği gibi nedenler hiçbir şekilde adalet talebinden ağır gelemez” dedi:
“Önümüzdeki günlerde Savaş Suçları Savcılığı’nın öncelikle kurban ailelerine, daha sonra tüm kamuoyuna, soruşturmada neden daha hafif bir ifade kullandığını açıklaması gerekecek. Hatırlatmak isterim ki soruşturmada Kravitsa’da olanlar inceleniyor… Binden fazla tutsak Boşnak erkeğin Kravitsa’daki toplu katliamı Srebrenitsa soykırımının korkunç sembollerinden biri ve bu katliam hem Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde hem de Bosna-Hersek mahkemesinde soykırım olarak tanımlandı.
Daha kolay kanıtlama için yapıldığı mazereti hiçbir şekilde haklı görülemez. Mahkeme süreci verimliliği nedenleri hiçbir şekilde adalet talebi ve Kravitsa’da gerçekleşenlerle ilgili tam gerçeğin belirlenmesi talebinden ağır gelemez.”
‘Sırbistan artı puan çabasında’
Sırbistan Savaş Suçları Savcı Yardımcısı Bruno Vekariç, Savaş Suçları Savcılığı’nın Srebrenitsa’da sivil ve savaş esirlerine karşı işlenen katliamlarla ilgili ilk kez işlem yaptığını ve Sırbistan’ın geçmişiyle yüzleşmede kilit bir döneme yaklaştığını söyledi.
Katliamdan 20 yıl sonra yapılan bu gözaltıları ‘Avrupa Birliği üyeliğine yaklaşma’ olarak değerlendirenler de var. Al Jazeera’ye konuşan Helsinki İnsan Hakları Komitesi’nden Sonya Biserko, “İki mahkeme tarafından kabul edilen tanımdan kaçınılıyor. Sırbistan bu olayla da uluslararası toplumda yani Avrupa Birliği’nde artı puan alma çabasında, çünkü geçmişle yüzleşme AB’ye yaklaşmasında önemli yönlerden biri” dedi.
‘Eşimin katili de zanlılar arasında’
Gözaltına alınanlar arasında ‘kasap’ lâkaplı Nedelyko Milidragoviç de var. Soruşturmada Milidragoviç’in toplama kampından biri engelli olmak üzere 20’ye yakın Boşnak erkeği öldürdüğü, 100’e yakın kişi için de öldürme emri verdiği belirtiliyor. Öldürttüğü kişiler arasında 10-13 yaşlarında bir erkek çocuk da var.
Katliamda eşini kaybeden Şuhra Sinanoviç, “Bu gözaltılar bizim için önemli ve eşimin katilinin bu kişiler arasında olduğuna inanıyorum. Tuzla’daki serbest bölgeye kaçmaya çalışırken yakalandı ve Kravitsa’ya götürülüp 13 Temmuz 1995’te öldürüldü” şeklinde konuştu.
Kravitsa’da ne oldu?
13 Temmuz 1995 tarihinde, sayıları 1000 ile 1500 arasında olduğu tahmin edilen Boşnak erkekler, Sırp birlikler tarafından yakalanarak Kravitsa’daki Tarım Kooperatifi’ne ait depolara kapatıldı.
Boşnak esirlerin kapalı tutulduğu depolara el bombası atıldı, otomatik silahla tarandı.
Bosna Hersek Mahkemesi Temyiz Konseyi, 2013 yılında, Kravitsa’daki katliamlara katıldıkları gerekçesiyle Duşka Yeviç’i 32, Mendelyev Curiç’i de 28 yıl hapse mahkûm etti.
Kaynak: Al Jazeera, AP, AA, Reuters