Rusya'nın Panslavizm Politikası ve Sancak Bölgesi » Boşnak HaberBoşnak Haber

25 Nisan 2024 - 07:29

Rusya’nın Panslavizm Politikası ve Sancak Bölgesi

Rusya’nın Panslavizm Politikası ve Sancak Bölgesi
Son Güncelleme :

15 Eylül 2021 - 22:05

                         PANSLAVİZM, BALKANLAR, BERLİN KONGRESİ, BOSNA HERSEK VE SANCAK !
    Panslavistler 1867’de Moskova’da yaptıkları Kongre’de Balkan ülkelerinde Slav birliği için çalışmalara hız verilmesini kararlaştırmışlardı.Sırbistan, Romanya ve Karadağ’da sistemli çalışmalar başlatılmış ve bu çalışmalarda Bosna Hersek ile Bulgaristan’ı da içine alan, Balkanlar’da Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmalar oluşturmak ve Rusya’nın başkanlığı altında büyük bir Slav İmparatorluğu kurmak yoluna gidilmiştir.
   Osmanlı Devleti 1877 yılında Ruslarla yaptığı savaşı kaybedince, 3 Mart 1878’de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması’nı imzalamıştı. Yapılan antlaşma Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki hâkimiyetini hemen hemen ortadan kaldırıyordu. Ancak antlaşma hükümleri Rusların lehine iken, Avrupalı devletlerin çıkarlarına ters düşüyordu ve Avrupalı Devletler, Rusların Balkanlarda hakimiyet kurması yerine kendi hakimiyetlerini kurmak istiyorlardı. Bu sebeple kendi lehlerine olacak bir çözüm şekli tespit etmek üzere 13 Haziran 1878’de Berlin’de bir kongre topladılar.
     Berlin Kongresi kararlarına göre Osmanlıların, Bosna Hersek eyaleti ile bağı tamamen kesiliyordu.Sadece Bosna Eyaleti idare birimi olan 7 Sancağından biri olan Yenipazar Sancağı (Sancak/Sandzak) Osmanlı idaresine, özerk (otonom) bir bölge olarak bırakılıyordu. Böylece Bosna Eyaleti’nin Yenipazar Sancağı, Sancak adı altında tarihteki yerini almış oluyor.
    Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından sonra yurtdışına kaçan Sloven, Hırvat ve Sırp entelektüel ve politikacılar 30 Nisan 1915 tarihinde Paris’te “Yugoslav Komitesi” adında bir örgüt kurdular. Komitenin temel hedefi Yugoslav devletinin kurulması yönünde çalışmaktı. Yugoslav Komitesi, Avusturya Macaristan Habsburg Monarşisi’nin yıkılacağını görüyor ve çalışmalarını bu doğrultuda sürdürüyordu.
    1917 Temmuzunda Korfu Adası’nda Sırbistan Başbakanı Nikola Pašić ve Ante Trumbić ile Yugoslav Komitesi arasında görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerin amacı kurulacak ortak devletin siyasi yapısı konusunda bir anlaşmaya varmaktı. Yapılan görüşmeler sonucunda Pašić ve Trumbić tarafından imzalanan Korfu Deklarasyonu’nda Sırpların, Slovenlerin ve Hırvatların anayasal ve parlamenter bir krallık çatısı altında bir devlet kuracağı kararı alınmıştı. Birliğin onu oluşturacak 3 ulusun eşitliği temelinde gerçekleştirileceği de ilan edilmişti. Sırp, Hırvat ve Sloven ulusları, Boşnak ve Batı Balkanlardaki diğer uluslardan ise asla ve hiç söz edilmiyordu.
    Korfu Adası’nda yapılacak görüşmelerin hazırlıklarının başlaması sırasında Viyana Meclisi’nde görev yapan Güney Slav parlamenterlerin oluşturduğu Yugoslav Komitesi, 1917 Mayısında bir deklarasyon ilan etti.Mayıs Deklarasyonu olarak bilinen bu belgede Avusturya-Macaristan İmparatorluğu egemenliği altında yaşayan Slovenlerin, Hırvatların ve Sırpların kendi yönetim birimlerine sahip olması ve krallığın federasyona dönüştürülmesi yönünde bir talep ortaya konuldu.1 Ekim 1918 tarihinde Viyana yönetimi monarşinin Güney Slavların taleplerini de dikkate alacak bir biçimde siyasi olarak yeniden yapılandırılması gerektiğini kabul etti.Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yönetiminde yaşayan Slovenler, Hırvatlar ve Sırplar, 5-6 Ekim 1918 tarihinde Zagreb’de kendi siyasi organları olan Ulusal Konsey’i oluşturdular.
    19 Ekim 1918’de Zagreb’deki Ulusal Konsey monarşi sınırları içinde yaşayan Slovenlerin, Hırvatların ve Sırpların egemen bir devlet çatısı altında birleşeceğini ilan etti.
       29 Ekim 1918 tarihinde toplanan Ulusal Konsey Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile her türlü siyasi bağın koparıldığını ve Avusturya Macaristan İmparatorluk sınırları içinde ortak bir Sloven-Hırvat-Sırp (SHS) Devleti’nin kurulduğunu ilan etti.
     01 Aralık 1918 tarihinde Sırp – Hırvat – Sloven Krallığı’nın (SHS) kurulmasına kadar siyasal varlığı kısa bir süre devam eden Sloven – Hırvat – Sırp Devleti’nin sınırları içine bir zamanlar Avusturya – Macaristan İmparatorluğu yönetimindeki tüm Güney Slav toprakları (Bosna Hersek ve Sancak Bölgesi de dâhil olmak üzere) girmişti. Sırp – Hırvat -Sloven (SHS) Devleti kendi sınırlarına ve hükümetine sahip olmasına rağmen uluslararası alanda bağımsız bir devlet olarak tanınmadı.
     SHS Krallığı’nın ilk Başbakanı Sırp asıllı Stoyan Protiç, Boşnaklara karşı tamamen düşmanca bir tavır içindeydi. Bosna’ya ve Boşnaklara SHS Krallığı içinde nasıl bir rolün verilmesi gerektiği üzerine yürütülen tartışmalar sırasında, Protiç 1917’de şu sözleri söylemiştir: “Bosna’yı bize (Sırbistan’a) bırakın. Bizim Bosna ile ilgili çözümümüz var. Ordumuz Drina nehrini geçince Türklere (Müslüman Boşnaklara) 24 saat, en çok da 48 saat süre verecektir. Daha önce Sırbistan’da yaptığımız gibi, verilen süre içinde “dedelerinin dinine” geri dönmeyen Boşnakların hepsi boğazlanacaklardır.”
    1829 Yılında Yunanistan, 1830 yılında Sırbistan ve 1852 yılında Karadağ’a özerklik verilmesinden sonra Batı Balkanlarda yaşayan Müslüman Boşnaklar, Arnavutlar ve diğer unsurlar üzerinde sistematik olarak din değiştirmeye zorlamalar, göçe zorlamalar ve katliamlar, 1878 yılından Osmanlı Devleti’nin Bosna Hersek’ten çekilmesinden sonra çok daha artmış, önceleri Karadağ’dan Bosna Hersek’e ve Yenipazar Sancağına sonradan da her yerden Türkiye’ye doğru büyük göçler başlamıştı.
    Berlin Kongresi Anlaşması’nın 25. maddesine göre Yenipazar Sancağı da kısmen Bosna Hersek’in kaderini paylaşmıştır. Büyük Avrupa güçlerinin kararı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun mutabakatına göre, Yenipazar Sancağı topraklarında, Osmanlı’nın sivil ve askeri yönetiminin yanı sıra, 4.000-5.000 Avusturya-Macaristan subayı ve askeri konuşlanacaktı. Yerli ahalinin tüm karşı koymalarına rağmen, Berlin Kongresi Kararları 1879 Eylül’ünde hayata geçirilerek, Avusturya-Macaristan garnizonları Sancak Bölgesindeki Boşnak şehirlerin bazılarında konuşlandırıldı.Bu garnizonlar, Avusturya-Macaristan’ın Bosna Hersek’i ilhak ettiği 1908 yılına kadar yerlerinde kalsalar da, ilhak ile birlikte geri çekildiler. Osmanlı sivil ve askeri yönetimi ise, 3 yıl daha yerlerinde kaldı.
Birinci Balkan Harbi sırasında, 1912 yılı Ekim’inde Sırbistan Krallığı ve Karadağ Krallığı’na bağlı silahlı kuvvetler Yenipazar Sancağı topraklarını ele geçirerek aralarında paylaştılar. Bu paylaşım, bu devletlerin 1913 yılında Belgrat’ta imzaladıkları anlaşma ile resmileşmiştir.
Bir harita ve yazı görseli olabilir
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 

YORUM YAP