Boşnakların Ankara'ya Yerleşmesi ... » Boşnak HaberBoşnak Haber

26 Nisan 2024 - 02:20

Boşnakların Ankara’ya Yerleşmesi …

Boşnakların Ankara’ya Yerleşmesi …
Son Güncelleme :

12 Nisan 2022 - 23:51

Boşnak Mahallesi’ni anlatmaya başlamadan önce kısaca Boşnakların Ankara’ya neden ve nasıl geldikleri üzerinde durmak yerinde olacak. Bosna kökenli Müslümanlar için Osmanlı Dönemi’nde kullanılmaya başlayan ‘Boşnak’ ifadesi, Ankara’da yeni kurulan mahalleye de halk arasında ‘Boşnak Mahallesi’ denmesine neden oldu.

Bu mahalleye yerleştirilenlerin öyküsü yıllar önce Bosna’da başladı. Osmanlı Devleti öncesi Macarların hakimiyetinde bulunan Bosna-Hersek bölgesi, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1463 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. 400 yıldan fazla bir zaman Osmanlı vilâyeti olarak kalan Bosna-Hersek, zaman içinde büyük oranda Müslümanlaştı. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Osmanlı Orduları yenilgiye uğradıktan sonra bölge Osmanlı hakimiyetinden çıktı. Savaş sonrası 1878 yılında imzalanan Berlin Anlaşması, bölgeyi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun kontrolüne bıraktı. 1908 yılında ise Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bu bölgeyi tamamen kendi topraklarına dahil etti. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması ve dağılmasıyla birlikte (1918) bölgede bir otorite boşluğu oluştu. Daha sonra bu bölge Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı’nın bir parçası oldu ve Sırbistan ile birleştirildi. Bosna, uzun yıllar eski Yugoslavya’yı oluşturan federe cumhuriyetlerden biri olarak varlığını sürdürdü.

Boşnak göçmenlerin Türkiye’ye gelmeleri süreci
Bosna bölgesinin 1878’de Berlin Antlaşmasıyla Avusturya-Macaristan’ın kontrolüne verilmesi sonrası, Müslüman halk Bosna’dan Türkiye’ye göç etmeye başladı. Göç hareketleri 1918 yılına kadar dalgalar halinde sürdü. 1878-1918 yılları arasında, 1878, 1882, 1900, 1908 ve 1918’de beş büyük göç dalgası yaşandı. Türkiye’ye göç eden Boşnakların toplam sayısı kesin olarak saptanamamıştır. Müslihiddin Safvet, 1925 yılında Boşnak göçmenlerle ilgili olarak “Bunların henüz iskan edilmeleri kesinleşmediğinden toplam kaç kişi olduklarını tespite imkan hasıl olmamıştır.” demektedir. Genel olarak Türkiye’ye gelen Boşnak göçmenlerin 150 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir (Bu sayının 300 bin kadar olduğunu söyleyenler de bulunmaktadır). Boşnak göçmenler, mesleklerine uygun şekilde Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde iskan edildiler.

İlk geldikleri dönemlerde yerleştirildikleri çevrede Türkçe bilmemeleri nedeniyle dışlandılar. Müslüman olmakla birlikte uzun süre ‘gâvur’ muamelesi gördüler. Bu durum genel olarak Boşnakların içine kapalı bir topluluk olarak yaşamalarına yol açtı. Zamanla Türk toplumuna uyum sağlama çabaları ve dışardan evlenmeler gibi etkenler sonrasında, Türkiye’de yaşayan Boşnaklar özgün kültürel kimliklerini büyük oranda yitirdiler. Sanırım Boşnak yemeklerini bu durumun bir istisnası olarak kabul etmek gerekir. Pita, patatesli iclavak, kabaklı iclavak, patatesli dila, kolayça, gömme, içli gözleme, ruzitsa (tatlı), maslensa, gobeta gibi birbirinden lezzetli Boşnak yemekleri, günümüzde de Boşnak evlerinin vazgeçilmezleri arasındadır.

Ankara’ya gelen Boşnaklar
1891 yılında Bursa’nın İnegöl İlçesi’ne yerleştirilmeleri planlanan ve 32 haneden oluşan Boşnak grup, daha sonra bu karardan vazgeçilerek Ankara’nın Akköprü mevkiine yerleştirildi. Ancak grup, geldikleri yerde esnaf olduklarını, burada çiftçilik yapamayacaklarını belirtti. Bazıları da buranın havasına uyum sağlayamadı ve hastalandı. Bunun üzerine gelen grup tekrar Bursa bölgesine nakledildi. Muhtemelen Ankara’ya gelen ilk Boşnaklardı.

Aynı yıl Boşnak göçmenlerin bir bölümünün Ankara’ya getirilmesi amacıyla, 1891 yılında Ferik Muzaffer Paşa tarafından Ankara kazalarında keşif yapılmasına karar verildi. Bu keşfin amacı İzmit-Ankara şimendifer hattının açılma çalışmalarına bağlı olarak, göçmenlerin trenle taşınmaları ve şimendifer güzergahı üzerinde belirlenecek yerleşim birimlerinde iskan edilmelerine yönelikti. Nitekim demiryolu bağlantısı tamamlanmadan yaklaşık 9 ay kadar önce, demiryolu ile taşınacak göçmenlere uygulanacak indirimlerin belirlenmesi için yazışmalar yapıldı. İzmit-Ankara demiryolu, 1892 yılının aralık ayı sonlarında tamamlanarak hizmete girdi. 1893 yılı başından itibaren Boşnak göçmenler trenler ile Ankara’ya taşınmaya başlandı. Göçmenlerin yerleştirilmeleri, daha önceden Ferik Muzaffer Paşa’nın belirlediği alanlara göre yapıldı.

Osmanlı arşivinde bu konuda yer alan belgelerden anlaşıldığına göre, Haziran 1893’e kadar Ankara’ya gelen Boşnak göçmen sayısı 8 bin kadardı. 1894 yılında, ilk önce 599 daha sonra 200 göçmen daha trenle Ankara’ya geldi. Çoğu fakir ve yardıma muhtaç durumda olan bu göçmenlere Ankara’da bekletildikleri süre boyunca zorunlu tayinat bedeli verildi ve çeşitli hanlarda konaklamaları sağlandı. Devlet bu konudaki masrafları azaltabilmek amacıyla göçmenleri süratle yerleştirilecekleri yerlere sevk etmeye çalışıyordu. Bu dönemde daimi iskân bölgelerine yerleştirilen muhacirlerden bulaşıcı hastalığa yakalananların tedavisi için, Ankara Gureba Hastanesi’nde (Numune Hastanesi) hususi üç koğuş tahsis edildiği bilinmektedir.

 

Boşnak Mahallesi’ne yerleştirilen gruplar
1900 yılı Haziran ayından itibaren Boşnak gruplar parçalar halinde Ankara’ya gelmeyi sürdürdü. 1900 yılı sonunda Ankara’ya toplam 2487 Boşnak göçmeni geldiği belgelerden anlaşılmıştır. 29 Ağustos 1900 tarihli bir belgeden, bu göçmenlerden 1469 kişinin yerleştirildiği öğrenilmektedir. Belgede ayrıca, göçmenlere iskan masrafları olarak hane inşası için 3290 kuruş, her haneye bir çift öküz, tarım aletleri için 150 kuruş, diğer masraflar için de 750 kuruş gerektiği, bunun yanında muhacirler için tohumluk buğday, arpa ve 270 günlük zahire bedellerinin de Hazine’den ödenmesi talebi dile getiriliyordu. Bu göçmenlerin büyük bir bölümü Ankara ilçelerine bağlı köylere sevk edildi. Konuyla ilgili 19 Temmuz 1901 tarihli bir belgede, Boşnak göçmenlerin Ankara’da yerleştirildikleri 16 bölge (köy), eski ve yeni isimleriyle birlikte verilmiştir. Bu köylerden, belgede yeni ismi Surtak (Soltak) olarak geçen köy, günümüzde Etimesgut ilçesinin bir mahallesi olan Fevziye Köyü’dür.

Belgeden Ankara’ya gelen göçmenlerden bir kısmı için de Ankara’nın doğusunda yeni bir mahalle inşa edilmeye başlandığı anlaşılmaktadır. Ankara şehrinin şarkında (doğusunda) inşa olunduğu belirtilen yerleşim birimi (mahalle), ‘Feyz-i Hamidi’ şeklinde adlandırılmıştır. ‘Feyz-i Hamidi’ Mahallesi için 1901 yılında yapılan temel atma törenine, Çubukçu Paşa Ağazade Çeşmesi önünde toplanan büyük bir kalabalık katıldı (Bu çeşmenin yeri, günümüzde Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nin güneybatı tarafına denk gelmektedir). Dualar eşliğinde yapılan törenle temeli atılan Feyz-i Hamidi Mahallesi, sonradan ‘Boşnak Mahallesi’ şeklinde adlandırılan mahalledir. Mahallenin temeli 1901 yılında atılmakla birlikte, maddi imkansızlıklar nedeniyle inşaata devam edilemediği ve bir yıl ara verilmek durumunda kalındığı başka bir belgeden anlaşılmıştır. Mahallenin yapımı, 1903 yılında tamamlanmış ve yerleşime açılmıştır. Boşnak Mahallesi bu özelliği ile Ankara’nın ilk toplu konut projesidir.

1903 yılından sonra da, Boşnak göçmenlerin Ankara’ya gelmeye devam ettiği bazı belgelerden anlaşılmaktadır. 20 Ağustos 1907 tarihli bir belgeden, 73 Bosna göçmeni için Tekye Ahmet Mahallesi’nde (Hamamönü’nde, Tacettin Cami çevresi) boş olan bir konağın 15 ay süresince kiralandığı anlaşılmaktadır. 7 Nisan 1908 tarihli bir belgede ise, Ankara Demiryolu İstasyonu’na giden yol üzerinde İslam Kabristanı’nın bulunduğu bölümde (Rüzgarlı Sokak tarafları) muhacirlere ayrılan araziyi başkalarının haksız yere tasarruf ettikleri belirtilmekte ve durumun incelenmesi istenmektedir. Bu belgeden Boşnak Mahallesi haricinde Ankara içinde muhacirlere yerleşim alanı ayarlandığı anlaşılmakla birlikte, bu alanda bir mahalle kurulmadığı bilinmektedir.

Ankara’nın Hippodamos planlı ilk mahallesi
Günümüzde Altındağ Belediyesi, Sakarya Mahallesi sınırları içinde bulunan eski Boşnak Mahallesi, Cenabi Ahmet Paşa Cami’nin doğusunda, Ulucanlar Cezaevi’nin güneyinde kalan küçük bir alanda yer almaktadır. Mahallenin batı sınırını Kestane Caddesi, Kuzey sınırını Ulucanlar Caddesi, güney sınırını ise Talatpaşa Bulvarı çizmektedir. Boşnak Mahallesi Ankara’da inşa edilen ilk planlı mahalledir. Bu özelliği ile geliştirilmeye çalışılan planlı imar döneminin ilk örneği olarak kuşkusuz çok önemlidir. Tanzimat’ın şehircilik anlayışı, kendini ilk olarak Ankara’da Boşnak Mahallesi’nde denemiştir.

Ankara şehri Osmanlı Dönemi’nde uzun yıllar güvenlik nedeniyle kale içine sıkışmıştır. Özellikle iç kalede, dar bir alana daha fazla konut yapabilmek için birbirine bitişik, avlusuz ve bahçesiz yapılar adeta iç içe geçmiştir. 1924 Ankara Haritası’na baktığımızda şehirde bu sıkışık yapının bir tek istisnası olduğu hemen farkedilecektir. Bu istisna Boşnak Mahallesi’dir. Osmanlı Ankara’sında şehrin 3. suru üzerinde bulunan Kayseri Kapı’nın hemen dışında 1903 yılında yerleşime açılan Boşnak Mahallesi, üçgen biçimli küçük bir alana yerleştirilen konutlardan oluşmaktadır.

Adını M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış Miletoslu ünlü kent plancısı Hippodamos’tan alan ızgara tipli kent yerleşimi, Ankara’da ilk kez Boşnak Mahallesi’nde uygulanmıştır. Bu planın temel özelliği, birbirine paralel ya da dik sokaklar arasında kalan, kare ya da dikdörtgen biçimli yapı adalarına yerleştirilen düzenli konutlardan oluşmasıdır. Helenistik ve Roma çağlarında Anadolu’daki bazı şehirlerde bu planın güzel örneklerini görebilmek mümkündür. İlk akla gelenler arasında Priene, Smyrna, Knidos gibi antik şehirler sayılabilir. Ankara’da Boşnak Mahallesi’nden sonra Hippodamos Planı’nın denendiği ikinci örnek olarak İsmetpaşa semtinin adı geçmektedir. Ali Cengizkan, İsmetpaşa’daki uygulamanın kısmen hayata geçirilebildiğini belirtmektedir.

Boşnak Mahallesi ve Ankara’da geleneksel kent yapılanmasının değişimi
Boşnak Mahallesi’nde inşa edilen evler, 1864 yılında yayımlanan ‘Tarik ve Ebniye Nizamnamesi’ ile 1877 yılında yayımlanan ‘Vilayet Belediye Kanunu’ maddeleri dikkate alınarak yapıldı. Aslında bu hukuki düzenlemeler, Ankara kentinin geleneksel yerleşim biçimlerinin tamamen değiştirilmesi anlamına geliyordu. Mahallelerde sokak genişlikleri, kat yükseklikleri, kapı eşik yükseklikleri, sokağa yapılan çıkmalar ve evleri çevreleyen duvar yüksekliklerine kadar her şeyin belli bir ölçüye uygun olarak yapılması isteniyordu.

Boşnak Mahallesi’nde birbirini dik olarak kesen 8 yolun belirlediği 14 konut adası bulunuyordu. Adalar ağırlıklı olarak 6’lı ve 4’lü ev gruplarından oluşuyordu. Bu adalara yerleştirilen toplam konut sayısı 50 adet olarak belirlenmişti. Mahalledeki konut tiplerinde, ön kapılar doğrudan sokağa açılacak şekilde tasarlanmıştı. Tek katlı, basit yapılı ve bitişik nizam olarak düzenlenen ev gruplarının arka taraflarında birbirine bakan küçük bahçeleri (açık avluları) bulunuyordu. Avlular fazla yüksek olmayacak şekilde, ölçüsü belirli duvarlarla birbirinden ayrılmıştı. Mahallenin yolları 1965 yılında asfaltlanana kadar geleneksel biçimde taş döşeliydi. Başlangıçta yol kenarlarında ağaçlandırma planlanmamıştı. 1940’lı yıllarda mahalle halkının gayretleri ile sokaklar ağaçlandırıldı.

Boşnak Mahallesi evleri buraya yerleştirilen ailelere senet karşılığı verildi. Ödemesi tamamlanan senetler, 1928 yılında tapuya çevrildi (Bu tapuların zamanla çok hisseli hale geldiği bilinmektedir). İlerleyen yıllarda mahallenin planlı dokusu yavaş yavaş bozulmaya başladı. Evlere avlu tarafından yapılan eklemelerle avlu bölümleri oldukça daraltıldı. Mahalleyi çevreleyen semtlerde çok katlı apartmanların yaygınlaşması, mahallede bazı evlerin üzerine 2. katın çıkılmasına zemin hazırladı.

1978 yılında Sevgi Aktüre mahalleyi incelediğinde bir dizi fotoğraf çekmişti. Bu fotoğraflarda mahallede apartman tipi yapılaşmanın henüz başlamadığı görülmektedir. Sonraki yıllarda, özellikle 1990’lı yıllarda mahallenin mimari dokusu hızla bozuldu ve evlerin yerini apartmanlar almaya başladı. 2003 yılında mahalleyi gezdiğimde geleneksel doku bozulmuş olmakla birlikte eski evler belli bir oranda varlığını koruyordu. 2018 yılında mahalleyi fotoğraflamak amacıyla tekrar dolaştığımda bazıları yarı yıkık durumda sadece birkaç eski ev kaldığını gözlemledim. Ne yazık ki, Boşnak Mahallesi’nin ilk evlerinden günümüze orijinal haliyle ulaşan tek bir örnek bile bulunmuyor.

Boşnak Mahallesi’nde sosyal hayat: Kuşçular Kahvesi ve Arnavut Çeşmesi

Boşnak Mahallesi’nde yer alan evlerde, çoğu birbiriyle akraba 300 kadar insan yaşıyordu. Ortak bir kaderi paylaşarak mahalleye yerleşmiş olan bu insanlar arasında sürdürülen geleneksel komşuluk ilişkilerine, evlerin yanı sıra mahallenin sokakları da ev sahipliği yapıyordu. Mahallenin kadınları evlerinin önünde sokakta oturup çay içiyorlar ve sohbet ediyorlardı. Çocuklar hep birlikte avlularda ağaçların arasında ve sokakta oynuyorlardı. Aslında sokaklar ve bütün mahalle, günlük yaşamın bir uzantısı olarak sosyalleşme mekanıydı. 

Kestane Caddesi ile Başşehir Sokak’ın kesiştiği köşede, sokağa girişte sol tarafta bulunan mahalle kahvesi, kapalı mekanının yanı sıra, ağaçlar altındaki geniş bahçesiyle mahalle erkeklerinin bir araya gelme yeriydi. 1970’li yıllarda bu kahve, aynı zamanda güvercin meraklılarının toplandığı ‘Kuşçular Kahvesi’ olarak hizmet veriyordu. Ankara’da her pazar günü kurulan kuş pazarı da bu kahvenin hemen yakınında (Kestane Caddesi üzerinde sol kolda Öksüzler Sokak girişinde) açılıyordu. Bu pazar daha sonra Dışkapı tarafına taşındı. 

Mahallede Burgaz Sokak ile Yeni Kök Sokak’ın kesiştiği köşede, mahallenin çeşmesi vardı. Halk arasında ‘Arnavut Çeşmesi’ adıyla bilinen bu çeşme, özellikle mahalle kadınlarının buluşma yeri gibiydi. Üçgen alınlıklı sade bir yapı olan çeşme, Elmadağ su hattı üzerinde olduğundan suyu makbul kabul ediliyordu. Ellerinde kovalar ve bidonlarla çeşme başına gelen kadınlar, burada hem sohbet etme fırsatı yakalıyor hem de evlerinin ihtiyacı için su dolduruyorlardı. Mahallenin inşa edildiği dönemde 1903 yılında yapılmış olduğu tahmin edilen tarihi çeşme, tuğla örgü olarak yığma biçimde yapılmış ve üzeri harç ile sıvanmıştı. Çeşmenin gövdesi üzerinde lülesinin bulunduğu kısımda baklava dilimi şeklinde kabartma bir desen vardı. Arnavut Çeşmesi, arkasındaki eski evlerle birlikte 2018 yılı nisan ayı içinde yıkıldı. Yıkım sonrası açılan alan, otopark olarak kullanılmaya başlandı. Bu ev mahallede yok edilen son evlerden biridir.

 

Kaynak: https://solfasol.tv/ankarada-yasaklanan-ilk-1-mayis-imalat-harbiye-isc/
 

Yararlanılan Kaynaklar

01) Ali Cengizkan, Bir Şehir Kurmak Ankara, 1923-1933, VEKAM Yayınları, 2019
02) Emre Demir, Tophane’den Boşnak Mahallesi’ne, İmalat-ı Harbiye’den Ankaragücüne ‘Top’un 600 Yıllık Hikayesi, Cumhuriyet’in ütopyası: Ankara, 2012
03) Ersoy Zengin, Milli Mücadele Yıllarında İmalat-ı Harbiye Fabrikaları, Mavi Atlas, 5(1)/2017
04) Fahriye Emgili, Bosna Hersek’ten Türkiye’ye Göç (1878-1934), 2011
05) İhsan Seddar Kaynar, Murat Koraltürk, Ankara’ya Demiryoluyla Göçler ve İskan Siyaseti (1890-1910), VEKAM Ankara Araştırmaları Dergisi Cilt 4 sayı 1, 2016
06) Mustafa Berkay Aydın, Ankara’nın Sosyo-Kültürel Bir Değeri Olarak MKE Ankaragücü: Taraftarların Gözünden Kent ve Kulüp, VEKAM Ankara Araştırmaları Dergisi Cilt 6 sayı 1, 2018
07) Müslihiddin Safvet, Türkiye’nin Sıhhi İctimai Coğrafyası, Ankara Vilayeti, (ilk baskı 1925), ABB Yayınları, 2009
08) Nazmi Özalp, Bir Başkent’in Anatomisi, 1950’lerde Ankara, İdeal Kent Yayınları, 2016
09) Neriman Şahin Güçhan, 16-19. yy. Nüfus Tahminlerine Göre Osmanlı Ankara’sında Mahallelerin Değişim Süreçleri Üzerine Bir Deneme, Tarih içinde Ankara II, 2001
10) Osmanlı Belgelerinde Ankara, Belediye ve İmar Faaliyetleri, ABB Yayınları, 2016 
11) Osmanlı Belgelerinde Bosna-Hersek, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayını, 2010
12) S. Aydın, K. Emiroğlu, Ö. Türkoğlu, E. Özsoy, Küçük Asya’nın Bin Yüzü Ankara, Dost Yayınları, 2005
13) Serim Denel, 19. Yüzyılda Ankara’nın Kentsel Formu ve Konut Dokusundaki Farklılaşmalar, Tarih İçinde Ankara I, ODTÜ 1984
14) Sevgi Aktüre, 19. Yüzyıl Sonunda Anadolu Kenti Mekansal Yapı Çözümlemesi, ODTÜ, 1978,
15) Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, 1988
16) Tuğça Poyraz Tacoğlu, Gülay Arıkan, Adem Sağır, Boşnak Göçmenlerde Göç ve Kültürel Kimlik İlişkisi: Fevziye Köyü Örneği, 2012

YORUM YAP