“Kahraman Dedeler ve Torunları KALİÇLER”
Kaliç’ler: Şahoviç’in Obad köyündeki Kaliç’ler Tutin’e yerleşmişlerdir. Kolaşinli Kaliç’ler ise oldukça büyük ve saygın bir ailedir. Bu aileden kimseler, 19. yüzyılda önemli politik görevler üstlenmişlerdir.
Berlin Kongresi’nin ardından Sancak bölgesine göç ederler ve halen aynı saygınlığa sahiptirler.
Bu ailenin önemli bir kısmı da Türkiye’ye göç etmiştir. İzmir’de çok sayıda Kaliç yaşamaktadır.
Berlin Kongresi sonrası Kolaşin bölgesi Karadağ sınırları içinde kalınca Kaliç’ler Karadağlılarla savaşmak zorunda kalırlar. Kongrenin ardından sınırdaki Kaliç’lere ait 140 kadar ev yakılıp yıkılır. Aynıdönemde kimi katliamlar da gerçekleştirilir.
1879 yılında Kaliç ailesi, 500 silahlı askere sahiptir. Hepsi seçkin ve cesur birer kahraman olan bu askerler arasında özellikle Feyzo Kaliç çok ünlüdür. Bu cesur komutan Tara üzerinde adeta canlı bir kale oluşturarak Karadağlılara geçit vermemiştir.
Kimi kaynaklara göre Kaliç, Hrapoviç, ve Curceviç’ler 3 kardeşten gelen nesillerdir ve Obod, Liyeska, Lepentse, Jari, Tutsa, Potrka, Vrela, Tser ve Proşçenye gibi köylerde ikamet etmektedirler.
Kaliç ailesinin iki erkek kardeşin nesillerinden geldiğini iddia edenlere göreyse Fekoviç, Ahmetoviç, Muyoviç, Memoviç, Dedoviç aileleri bir kardeşten; Aliçkoviç, Heldiç, Hodoviç, İbrahimoviç, Ştroke, Jarani, Çokrlye, Raçiç, Kupusar, Sviraliç ve Gezoviç aileleri de öteki kardeşten gelmiştir.
Bu ailenin soyadının ilk halinin Kalyiç olup daha sonra Kaliç’e döndüğü rivayeti de vardır.
Fekoviç ailesi Kaliç’ler içinde önde gelir. Bunlardan Feyzaga, Orle Hamdi ve Osman’ın soylarıTürkiye’de yaşamaktadır.
“SULTAN ABDÜLHAMİT’İN FEYZAGA KALİÇ’E VERDİĞİ TAKDİRNAME”
1.en başta yazılan ”orjinal istek Sultan Abdulhamidin Cesurluklarından dolayı Kaljic ve Gusmir’in yorumlanması ve cesaretlerinin gösterilmesi yahut kayıt yahut onaylanması manasında.
2.Türk ordusunun sancakta bulunan tümen komutanlıgının sultandan isteği: Fejzaga Kaljic ve Hodza Gusmir ‘ datlu ‘ savası 1877 tarihinde gösterilen kahramanlık ve cesareti belirterek onaylaması.
FEYZAGA KALİÇ
Sırbistan ve Karadağ 1876 yılında Venedik’te yapılan gizili toplantıda Sancak’ın iki ayrı çıkar bölgesine bölünmesi konusunda anlaştıkları zaman, aynı zamanda Biyelo Pole-Stojer-Lyubişnya hattı boyunca Piva ve Tara ırmaklarının birleştiği noktaya kadar uzanan sınır çizgisi konusunda da görüş birliğine varmışlardı. Bu sınır çizgisinin kuzeyinde kalan topraklar Sırbistan’a, güneyinde kalan topraklar ise Karadağ’a verilecekti.
Karadağ Kralı Nikola’nın planı, Sancak’ın sınır bölgelerini burada yaşayan Müslüman Boşnak nüfustan arındırmayı öngörüyordu. Bu plan kapsamında vurulacak ilk hedef, Kolaşin iliydi, daha doğrusu Donyi Kolaşin (Aşağı Kolaşin) bölgesiydi. Donyi Kolaşin’i ise en güçlü ve en kalabalık Boşnak sülaleleri Kaliç’ler, Mitsani, Hasanbagoviç’ler ve Muşoviç’ler savunuyordu. Biyelo Pole’den Ago-Beg Hasanbagoviç ve Hoca Mehmed Guşmiroviç yukarıda sözü geçen Boşnak sülalelerinin her zaman yardımına koşmuşlardır. Karadağlıların en acımasız düşmanları Kaliçler idi. Bu sülalenin başında Feyzaga Kaliç (Kalyiç) vardı. Cesareti ve yiğitliği ile Feyzaga Kaliç’ten hemen sonra kardeşi Sulyaga Kaliç geliyordu. Bu iki kardeşe, babaları Fako’dan geldikleri için Fakiçler de denirdi. Feyzaga Kaliç’e ilişkin en kapsamlı bilgi ve materyali, 1998 Yılındaİsveç’te sürgündeyken ölen ve Sarayevo’da toprağa verilen Hakiya Avdiç vermiştir.
Hakiya Avdiç, “Genotsid nad Muslimanima u Donjem Kolaşinu”adlı son kitabında, 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başında Nikşiç, Kolaşin ve Biyelo Pole kazalarında yaşanan trajik olayları ayrıntılarıyla aktarıyor. O arada Hakiya Avdiç, Donji Kolaşinli Boşnak sülalelerinin kahramanca direnişini ve Sancak’ın batı sınırının Karadağlılara karşı nasıl savunulduğunu da aktarıyor. Hakiya Avdiç Kaliçleri ve önderleri Feyzaga Kaliç’i, bakınız, nasıl anlatıyor.
“Kaliçler, Karadağ-Osmanlı sınırı boyunda yer alan bölgelerde yaşıyorlardı, çok cesur ve çok savaşçı insanlardı. Kaliç insanlarının büyük çoğunluğu silahtan başka bir iş bilmezdi, silahla uğraşmak ise, düşmanla mücadele etmek ve savaşmak demekti. Kaliçler silahtan kazanırlardı, silah için yaşarlardı. Onlar hiç kimseye boyun eğmezlerdi, eğer işlerine gelmiyorsa veya kendi yerel gerçekleri ile bağdaşmıyorsa, ne Karadağ kralının, ne de İstanbul’daki padişahın buyruklarına riayet ederlerdi. Dediğimiz gibi, en büyük ve her halde en savaşçı sülale Kaliçler idi. Her Kaliç kolunun bir önderi (Stareşina) vardı. Bu straşenilar sülalenin otoritesi konumundaydılar ve Kaliç bireylerinin ve öteki sülale bireylerinin indinde çok saygın insanlardı. Kaliç boyları veya sülaleleri arasında yiğitlik yarışı vardı, ayrıca her Kaliç boyunun veya sülalesine mensup bireyler arasında da yiğitlik yarışı vardı.
Bu yiğitlik yarışında en çok yararlık ve yiğitlik gösteren en değerli sayılırdı. Ne olursa olsun, en çok düşman askeri öldüren en yiğit sayılırdı.Kaliçler için adam öldürmek peynir ekmek yemek kadar basitti, elde ettikleri ganimet ise kesik düşman başlarıydı,düşman önderlerinden biri öldürüldüğü zaman, yiğitliğin en yüksek mertebesine çıkmış olurlardı. Kaliç sülalesi, her halde en kalabalık sülaleydi, yiğitliği ile en çok tanınan ve bilinen bir sülaleydi. Kaliçler ağırlıklı olarak Donya Liyeşça’da yaşarlardı. Bu sülalenin başında iki önder vardı: Feyzaga ve Sulyaga Kaliç. Feyzaga’nın 5 oğlu ve bir kızı vardı. Sulyaga’nın da 5 oğlu vardı, kızı var mıydı, bilinmiyor. Feyzaga’nın oğulları: Ragip, Beçir, Orle, Şele, Mehmed ve kızı Culka. Silah kullanmasını usta bir Kaliç yiğidi kadar iyi bilen Culka’nın ünü o zamanlar çok yaygındı. Sulyaga’nın oğulları: Osman, İbro, Muyo, Murat ve Medo. Sulyaga’nın çocukları da çok yiğit insanlardı. Osman, Feyzaga’nın yardımcısı ve aynı zamanda bütün Kaliçlerin bayraktarıydı.
Orle Kalic
Feyzaga’nın oğulları arasında en yiğit olanı Orle idi,Orle Kaliç uzun zamanlar Türkiye’da kalmıştır, ama geri dönmüş ve ölünceye kadar Novi Pazar’da çalışmıştır. Novi Pazar yakınındaki Biyele Vode’de çeşmeden su içerken, bir bombanın patlaması sonucu ölmüştür. Kimin bombasından öldüğü belli değildir. Su içerken patlayan bombanın kendisine ait olduğu resmi olarak ileri sürülmüş ve teyit edilmiştir, ama Orle’yi tanıyanlar buna hiçbir zaman inanmamış ve böyle bir şeyin olmasının mümkün olmadığını ileri sürmüşlerdir.
Orle Kaliç’in kız kardeşi Culka1913 yılında Türkiye’ye göç etmiştir, ancak Orle Kaliç’in diğer kardeşlerinin akibeti belli değildir, hepsi yiğit insanlardı.
SEMA MANDUZ