GÜNEY SANCAK, ROJAYE’NİN KISA TARİHİ
“Biz Karadağlıyız” diyen Rozayelilerin hiçbir şekilde Karadağlı olmadıklarını tarihi belgeleri ile anlatan bir video.
“Gerçeklerin, bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.”
Prof. Dr. Mustafa İmamoviç, yazdığı “Karadağ’daki Boşnakları (Müslümanların) Tarihi / Bošnjaci (Muslimani) Crne Gore” kitabında bugünkü Karadağ Devleti sınırları içinde 15. asırdan beri yaşamakta olan Müslümanları şu şekilde ikiye ayırmıştır; “İlk Müslüman Olanlar” ve “Sonradan Müslüman Olanlar”.
“İlk Müslüman Olanlar” deyimi 15. asrın sonları ile 17. asrın sonlarına kadar İslam dinine geçenler için kullanılmıştır. “Sonradan Müslüman Olanlar” terimi ise, 18. asrın ortalarına kadar günümüz Karadağ Devleti sınırları içinde yaşayıp, Doğu Bosna’nın Sancak Bölgesi içindeki Peşter Yaylası, Bihor, Rojaye, Plav, Gusinye ile Sancak Bölgesinin diğer yörelerine Osmanlı Türk Devleti tarafından göç ettirilerek “İlk Müslüman Olanları” ın yanına yerleştirilen Arnavut kökenli Katolik vatandaşlar ve aynı yüzyıl içerisinde İslam Dini’ne geçen Vasoyeviç aşiretinden bir bölüm için kullanılmıştır (Daha sonra Vasoyeviç aşireti Sırp ve Karadağlıların yaptıkları baskı ve katliamlar sonrası tekrar Ortodoks olmuşlardır).
“İlk Müslüman Olanlar” terimi içine 17. asrın sonlarına kadar İslam Dini’ne geçmiş olanlar alınmış olup, bu insanlar yüzyıllardır yaşadıkları yerlerden, Osmanlı Türk İmparatorluğu’nun 1683’teki Viyana Bozgunu’ndan sonra Avrupa devletlerinin oluşturduğu Kutsal İttifak ve onların kışkırttığı Karadağlı aşiretler tarafından 1687’de zorla Boka Kotor Körfezi civarından karayolu ile Nikşiç’e (Onogoşt), gemilerle Bar ve civarına oradan Markoyeviç’e ve de Sancak Bölgesine göçürülerek yerleştirilmiş, çoğunluğunu Müslüman olan Boşnaklar ile bir yıl sonra 1688’de Podgorica, Spuj, Gusinye, Plav, Kolaşin, Rojaye ile Sancak’ın diğer bölgelerine yerleştirilen Müslüman Kuç aşiretinden sülaleleridir.
“İlk Müslüman Olanlar” terimi içine Karadağ Bölgesi’nin Cetinje ve civarında, 1711 yılındaki “İstrage Poturaca / İslam dinini tercih etmiş olanların sorgulanması” adlı Karadağlıların isyanı sırasında Hristiyan dinine geçmeleri için yapılan baskıları kabul etmeyenleri göçe zorlama, göç etmek istemeyenleri de katletme ile sonuçlanan ve günümüz tarifi ile bir soykırım olan olayından kaçanlar Podgorica, Nikşiç, Tucemile ve Bar şehrinin yukarı kısımlarına yerleşmişlerdir.
Ayrıca, “İlk Müslüman Olanlar” terimi içinde İşkodra bölgesi etrafında yerleşik olup da Nikşiç’e göç etmiş olan Gruda aşireti de bulunmaktadır.Gusinye’de yaşamakta olan Radonçiç ve Nikşiç’te yaşayan Ferizoviç aşireti ise 18. asrın ikinci yarısında İslam Dini’ne geçtikleri için “Sonradan Müslüman Olanlar” terimi içine girmektedirler.
Osmanlı Türk İmparatorluğu tarafından yeni oluşturulan yerleşimler Kunkanj ile Taşlıca (Pljevlja) şehrinin civarı, Plyevlya (Pljevlja), Medun, Podgorica, Mrkoyeviç ile Bar, Ulcinj), Gusinye, Plav, Kolaşin ve Berane şehirlerinde yaşayanlar, çok daha önceden İslam Dini’ne geçmiş oldukları için onlar “İlk Müslüman Olanlar” terimi içine girmektedir.
Oysa Sırp etnograflar, bunların yeni oluşturulmuş yerleşimlere geldikten sonra Müslüman olduklarını iddia etmektedirler ki bu tezleri ile ilgili sağlam, güvenilir ve o dönemden kalma yazılı belgeleri yoktur; doğru değildir.
“Muhammediler”, “Turçin” ve “Poturica” terimleri de Boşnak ve Arnavut Müslümanlar tarafından kullanılmamıştır. Bu gibi terimleri Müslüman olmayanlar özellikle 1789’daki Fransız İhtilali’nden sonra ortaya milliyetçilik kavramının çıkması ve Avrupa devletleri tarafından kışkırtılması sonucu Osmanlı Türk İmparatorluğu’nun Balkanlarda parçalanması için kullanılmıştır
Bogumillik ve Aryanizm inançlarından İslam Dini’ne geçen Boşnaklar kendilerine Türk ya da Osmanlı dememiş, konuştukları dili Boşnakça olarak adlandırarak Türkçe’den özellikle ayrı tutmuşlardı. Örneğin Podgorica, Zeta, ve İşkodra’da yaşayanlara, konuştukları dilin hangi dil olduğu sorulduğunda “Bizim dilimiz / Naški, Naš Jezik” gibi terimleri kullanmayı tercih etmişlerdir. Böylece kendi gerçek kimliklerini, kültürlerini, örf ve adetlerini, geleneklerini korumayı amaçlamışlardır. Yani hem Boşnakça hem Arnavutça hem de Türkçe konuşmuşlardır.
ROJAYE (ROŽAJE) OSMANLI TÜRK DEVLETİ TARAFINDAN KURULMUŞ BİR ŞEHİR OLUP, İLK YERLEŞENLER “İLK MÜSLÜMAN OLANLAR” DAN YEREL BOŞNAKLAR İLE BUGÜNKÜ KARADAĞ DEVLETİ SINIRLARI İÇİNDE KALAN KUZEYBATI ARNAVUTLUK’TAN GÖÇ EDİP GELEN KUÇ VE KLİMENT AİLELERİDİR.
ROJAYE’DE TARİHİN HİÇBİR DÖNEMİNDE KARADAĞLILAR YAŞAMADI !”BİZ KARADAĞLIIZ” DİYEN ROJAYELİLERİ, PAYLAŞIMDAKİ VİDEODA GÜNEY SANCAK BÖLGESİNİN ROJAYELİ TARİHÇİLER YALANLIYOR !?
“Gerçeklerin, bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.”
Paylaşımdaki değerli Boşnak tarihçilerin verdikleri bilgilere katkıda bulunmak için Prof. Dr. Mustafa Memiç’in Rojaye ile ilgili bölümün mealen özeti.
Osmanlı Türk İmparatorluğu Sancak bölgesini ele geçirmeden önce, Yeni Pazar (Novi Pazar) ile Aşağı ve Yukarı Bihor arasında, Trgovişte yerleşimi yer alıyordu. Bölgenin varoş tipindeki tek yerleşimi olup ticaret ve madencilikte bir hayli gelişmişti. Bu yerler ilk defa, 1441 Osmanlı kayıtlarında geçmektedir.
1585 yılına ait kayıtlarda Rojaye (Rožaje) köyünün de adı geçmektedir. O dönmede bu köyde mevcut olan sadece 8 hanede, Hıristiyan dine mensup aileler yaşıyordu ki bu ailelerin kökeni bilinmemektedir (Boşnyaninler olabileceği gibi 1878’den sonra Sırp yapılmış Ulahlar (Vlah) da olabilirler).
Rojaye, 18. asrın ilk yıllarından itibaren önce Bihor ve Budimye’ye, daha sonra ise Bosna Eyaletine bağlanmıştır.
Müslüman nüfusun Rojaye’ye, tam olarak ne zaman yerleşmeye başladığına dair elimizde gerçek kaynak yoktur. Rojaye yerleşimi 1638 yılındaki isyancıların yıktığı bir kale ile anılmaktadır. Kaleden başka camiden de bahsedilmiş olması, burada yerli halktan olan Müslümanların o dönemde de var olduğunu göstermektedir.
Bu bölgede gelenekselleşmiş anlatılanlara göre bu caminin, Sultan 2. Murat’ın (1421-1444 ve 1445 -1451) annesi tarafından yaptırılmış olduğu söylense de bunun kabul edilmesi mümkün değildir; çünkü 2. Murat’ın hükmettiği dönemde bu bölgede yerleşik Müslüman nüfus yoktu. Bu nedenle cami, 4. Murat Döneminde (1623-1640) yapılmış olabilir.
Rojaye Kalesi ve ona bitişik olarak yapılmış olan camii, Mahmud Paşa Vuça tarafından, yenilenmek maksadıyla 1638 yılında yıkılmıştır. Müslüman nüfusun, 17. asrın sonları ile 18. asrın başları arasındaki dönemde, Rojaye şehrinde çoğalmaya başladığını görüyoruz. Bunun nedeni, daha önce bahsetmiş olduğumuz üzere, 1688 yılında Kuç aşiretinin içinde yer alan Müslüman ailelerin yaşadıkları bölgeden Karadağlı aşiretler tarafından sürülmesi olmuştur.
O dönemde göç yoluyla gelen ailelerin başında Ganiç, Fetahoviç ve Beçirbegoviç aileleri geliyor.
1702 yılına tarihlenen bir belgede bu bölgeye, Kelymendi aşireti ile İşkodra Malesiya’sında yerleşik bazı ailelerin gelip yerleştiği kaydedilmiştir.Oysa 2 yıl önce 1700’de, Kelymendi aşiretine bağlı, Plav ve Gusinye’de yerleşik olan aileler, o dönemin Dukacin Sancak Beyi Hüdaverdi Mahmutbegoviç tarafından zorla, Peşter Yaylasına yerleştirilmişlerdi.
1702’de kendi rızalarıyla Rojaye’ye gelmiş Kelymendi ailelerine, dostça davranılması, verimli topraklar verilmesi, evlerini inşa edebilecekleri uygun yerlerin tahsis edilmesi ve her türlü yardımların yapılması için Osmanlı Türk Devleti idarecileri, Rojaye’nin yerel yöneticilerine talimatlar vermiştir.
Peşter Yaylasına yerleşenler, Rojaye’ye yerleşenlere göre çok değişik davranışlar sergilenmişler, Peşter yaylasına yerleşenlerden bazıları, yurtları olan İşkodra Malesiya’sına geri dönmüşlerdir. Katolik misyonerler ise bölgede olan biten hakkında İtalya’nın Roma şehri Kongre üyelerine devamlı bilgi vermişler ve daha sonra bu bilgiler doğrultusunda, Rusya’nın da kışkırtması ile 1711 yılı Karadağ Boşnak Soykırımı (İstraga Poturica) yapılmıştır.
Rojaye’ye yerleşen Kelymendi aileleri ise, yeni yaşamlarına çok çabuk uyum sağlamış, buraya daha önce “İlk Müslüman Olanlar” olarak yerleşmiş olan Kuç aşiretine bağlı aileler ile iyi ilişkiler içerisine girmişlerdir. İşkodra Malesiya’sından Rojaye’ye gelen Katolik aile mensupları da ortamdan etkilenerek, çok çabuk İslam Dini’ne geçiş yapmışlardır.
18. asırda, Bosna Sancağına dolayısıyla Bosna Eyaletine bağlı, Rojaye Kadılığından bahsedilmektedir.19. asırda Rojaye ve civarının nüfusunun çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyordu. Toplam nüfusun % 85-90 teşkil eden Müslümanlar, Boşnak olarak olarak hayatlarını sürdürmüşlerdir.
Rojaye bölgesi, çok sık Karadağ haydutlarının saldırılarına maruz kalmış, halkın mal ve mülklerine zarar verilmiş evleri yakılıp yıkılmıştır. Bu saldırılar, özellikle; 1691, 1764 ve 1770 yıllarında olmuştur. Bu haydutların, 1691 yılında, İşkodra Vezirlerinden birisine ait kervanı soyduklarından bahsedilmektedir.
17. asrın sonları ile 18. asrın başları arasındaki zaman dilimi içerisinde bu bölgede, çok sayıda göç hareketliliğinin yaşandığı tespit edilmiştir. Değişik yerlerden gelmiş olsalar da, Rojaye bölgesine yerleşenler, birbirlerine karşı hoşgörülü davranışlarda bulunmuşlardır. Ait oldukları ailelere göre gruplaştıkları görülse de, aynı dinden olduktan sonra ayırt etmeksizin kaynaşmışlardır. Her iki taraf (Kuçlar ve Kelymendiler), kendi semtlerini, kendi camilerini inşa etmiştir.
İşkodra Malesiya’sından gelmiş olanlar her ne kadar Arnavut kökenli iseler de, Boşnak dilini, Boşnak kıyafetlerini ve Boşnak halkının diğer karakteristik özelliklerini benimsemişlerdir. Bu nedenle Osmanlı Türk Devleti idarecileri, resmi belgelerde onlardan “Arnavutlardan çok daha değişik özelliğe sahip Boşnaklar” olarak bahsetmişlerdir.
Her halükarda bölgede yaşan nüfusa, öncelikli olarak Boşnaklık, etnik bir sembol gibi etkili olmuş ve her bakımdan bölgenin, Boşnak bölgesi olarak gelişmesinde nüfusu da kendisini Boşnak olarak hissetmesine neden olmuştur.
Hatta Rojaye bölgesinden Türkiye’ye göç etmiş kişilerin tamamı, kendilerini Boşnak olarak tanımlamaktadırlar (Maalesef son 10 yılda bazı Rojayeliler tarihi gerçeklere aykırı olarak Boşnak ve Arnavut kökenli olmadıklarını, Müslüman Karadağlılar olduklarını önce kendilerine sonra da çevrelerindeki insanlara inandırmaya çalışmışlar ve bu amaç uğruna bir dernek kurmuş, Karadağlı göçmen kimlikleri dağıtımını yapmışlardır).
Daha önce Rojaye’ye, “İlk Müslüman Olanlar” olarak gelip, Boşnak kökenli olduğunu söyleyediğimiz ve buraya yerleşen aileler; Ganiç, Fetahoviç, Beçiragiç, Kurtagiç aileleridir.
Kökleri İşkodra Malesiya’sı aileleri; Ademagiç, Agoviç, Ćatoviç, Kurpeyoviç, Nuhagiç aileleridir. Bunların ortak atası Zek Leka, İşkodra Malesiyasında yer alan Selca köyündendir.Satoviçlerin, Kuzzey Sancak Priyepolye yakınlarındaki Kolovratlıdan oldukları, Selca köyünden olmadıkları düşünüldüğü için yukarıdaki grubun içine dahil edilmemişlerdir.
Rojaye’yenin diğer yerleşik aileleri olarak, Nikşiç’ten buaraya taşınmış olan Bayroviçler ve onarlın ardından da, Gusinyeli Muyoviçler, Peşterli Cerekarlar ve Bihorlu Çoroviçlerdir.Bölge nüfusunun % 85’ini teşkil eden Müslümanlar, kendilerini Boşnak olarak görmekteler.
Video : https://www.youtube.com/watch?v=zvLjjBVZyC4
NUSRET SANCAKLI