Bosna Tarihi-2 ( 1878-1995) » Boşnak HaberBoşnak Haber

5 Haziran 2023 - 19:16

Bosna Tarihi-2 ( 1878-1995)

Bosna Tarihi-2 ( 1878-1995)
Son Güncelleme :

13 Aralık 2016 - 23:56

BOSNA TARİHİ – 2, (1878 – 1995)

Nusret Sancaklı

AVUSTURYA -MACARİSTAN ve  I. YUGOSLAVYA DÖNEMİ

Bosna, 1878’de Berlin Antlaşması’yla Avusturya-Macaristan’a verilmiştir. Bosna Müslümanları, Avusturya-Macaristan işgaline karşı koydularsa da işgal 20 Ekim 1878’de tamamlanır. Boşnak halkı, ellerindeki basit silâhlarla Avusturya-Macaristan ordusuna karşı büyük bir mücadele verir. Jajce, Doboj ve Maglaj şehirlerinde yoğunlaşan direniş hareketleri ancak iki ay sürer. Bu tarihlerde Bosna-Hersek’ten büyük bir göç dalgası yaşanır. 1918’e kadar 300.000’e yakın Boşnak, başta Türkiye olmak üzere Arnavutluk ve bazı Arap ülkelerine göç ederler. Bosna, 7 Ekim 1908’de Avusturya-Macaristan toprağı olarak ilân edilir. 1878’deAvusturya-Macaristan idaresine verilen Bosna-Hersek’teki Osmanlı Devleti’nin hakları 1908’deki kesin ilhaka kadar sürmüştür. ( mamovic 1998:361-397 )

1908 yılında Bosna-Hersek’i işgal eden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Hırvatların nüfuzunun artmasına zemin hazırlar. 1914’te Avusturya-Macaristan veliahdının Saraybosna’da bir Sırp tarafından öldürülmesiyle Birinci Dünya Savaşı başlar. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda mağlup olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra 1918 tarihinde Slovenler, Hırvatlar ve Sırpların bir araya gelmesiyle I.Yugoslavya kurulur. Kuruluşu takip eden günlerde Bosna-Hersek de Yugoslavya’ya katılır. Sırpların hâkimiyetindeki I.Yugoslavya’nın ömrü fazla uzun sürmez. II. Dünya Savaşı sırasında Almanya saldırılarına dayanamayarak 1941 yılında teslim olur ve tekrar parçalanır. Bu dönemde bölgeye anarşi hâkim olur. Almanların desteği ile bağımsız bir Hırvat devleti kurulur. Bugünkü Hırvatistan ve Bosna-Hersek bu devletin sınırları içindedir. Bu devletin ömrü II. Dünya Savaşı’nın bitimine kadar sürer. 1945 yılında yıkılır. ( Bojic 2001:171 )

II. YUGOSLAVYA DÖNEMİ

29 Kasım 1945 yılında II.Yugoslavya ( Sosyalist Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyet ) kurulur. Bosna-Hersek de bu devlete dâhil olur. Josip Broz Tito dönemi Yugoslavya’yı Avrupa’da önemli bir güç hâline getirmiştir. Üniter esaslara dayanmayan Federatif bir devlet olan Yugoslavya, Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek, Makedonya ve Karadağ cumhuriyetleri olmak üzere 6 cumhuriyetten oluşmaktadır. Federal Yugoslavya 1980 yılına kadar Tito’nun idaresi altında kalır.

1936 Sovyet anayasasının bir kopyası olarak hazırlanan anayasa 1946 yılında yürürlüğe gieri. Tito önderliğinde tesis edilen sistem, Sovyetler Birliği’nden esinlenmekle birlikte kendi şartları göz önünde bulunduran özgün bir yapıya bürünmüştü.1945 yılından itibaren Sovyetler Birliği ile ilişkileri zayıflama yoluna giren Yugoslavya, bağımsız ve Balkanlarda lider ülke olma iddiasındadır. Nitekim 1948’den itibaren Moskova’dan tamamen kopacaktır. 1945-1965 yılları Soğuk Savaşın en yoğun yaşandığı yıllardır. Bu yıllarda Yugoslavya ‘Bağlantısızlar Grubu’ olarak tanınan bir devletler grubunun başını çeker. Yugoslavya’da bu dönemlerde dil reformu yapılmaya çalışılmış ve esasını Sırp lehçesinden alan standart bir dil meydana getirilmek istenmiştir. Bu durum özellikle Hırvatların başını çektiği itirazlarla sosyal bir dalgalanma hâlini alır. Rejime karşı örgütlü ilk direnişin örnekleri 1968 yılında görülür. Kosova ve Doğu Makedonya’daki Arnavutların hareketliliği Kosova’daki isyanla sonuçlanmıştır.1974’te yapılan anayasa değişikliği ile cumhuriyetlere kurucu unsur statüsü, Kosova ve Voyvodina’ya da özerklik verilmiştir. Bunun yanında bu federal unsurlar, kendi anayasalarını yürürlüğe koyma, sosyal ve kültürel politikalarını belirleme haklarına sahip olmuşlardır. ( Imamovic 1998:529-540; Bojic 2001:185-219)

TİTO SONRASI DÖNEM ve BOSNA SAVAŞI

1980’li yıllara gelindiğinde Yugoslavya’daki ekonomik ve sosyal sorunlar giderek devletin istikrarını tehdit edecek duruma gelmeye başlar. 1980 yılında Tito ölür. Bu ölüm, farklı unsurları bir arada tutan bağı da koparır. Tito’nun ölümünden sonra bu göreve Slobodan Milosevic getirilir. Milosevic, Ortodoksluk, Komünizm ve Sırp ırkçılığına dayanan bir sistemi Yugoslavya’da uygulamak istiyordu. Onun bu düşüncesi, dağılma sürecini de beraberinde getirmiştir.25 Mayıs 1991 yılında Slovenya, Yugoslavya’dan ayrılma kararı alarak kopan ilk parça olur. Onu Hırvatistan takip eder. 25 Haziran 1991’de Hırvat hükûmeti, Yugoslavya’dan ayrıldığını resmen ilân eder.

Alija İzetbegovic, 1990 yılında Demokratik Eylem Partisi’ni (SDA) kurar. 1970 yılında yayımladığı ‘İslâm Beyannamesi’nden dolayı 1983 yılında 14 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Alija, Mladi Muslimani ( Genç Müslümanlar ) **Teşkilâtı’nda aktif ( ** 1939 yılında Bosna-Hersek’te bir grup Müslüman öğrenci, ‘Genç Müslümanlar Teşkilâtı’nı kurmuştu. O dönemlerde Müslüman Boşnaklara karşı bir anti-İslam propagandası yürütülüyordu. Bundan dolayı Müslüman gençleri bir araya getirip, tehdit altında olan Müslüman kimliklerini korumak gerekliydi.Bu teşkilatın kuruluş amacı buydu.İktidar, onların çalışmalarını yasaklamıştı ama onlar ‘El Hidaye’ kültür derneğinin gençlik kolu olarak görüşlerini yaymaya devam ettiler. Genç Müslümanlar Teşkilatı’nın çalışmaları başta başkent Sarajevo olmak üzere Mostar, Banja Luka, Tuzla ve Zenica gibi şehirlerde devam ediyordu.

II Dünya Savaşı’ndan sonra komünist rejimi teşkilatın çalışmalarını yasaklamıştı ve derhal bu teşkilatın kurucularından Asaf Serdarevic’i öldürdüler.Diğer üyelere baskı yapılıyordu ve çalışmalarından vaz geçmeleri isteniyordu.1946 yılında, Genç Müslümanlar Teşkilatı yeniden çalışmalarını başlattı ancak bu sefer illegal çalışmak mecburiyetindeydi.Teşkilatın terörist özelliği yoktu.Tam üç sene boyunca illegal çalışmalarına rağmen üye sayısı çok artmıştı ve birkaç bine ulaşmıştı. 1948 yılında Genç Müslümanlar Teşkilatı’nın Zagreb (Hırvatistan), Belgrad (Sırbistan), Sancak (Sırbistan ve Karadağ) ve Makedonya’da merkezleri olmuştu. Çalışmalarında, Teşkilat, İslam’ın sadece ibadetten ibaret olmadığını ve İslam’ın evrensel bir kanun olduğuna vurgu yapıyordu.Teşkilat, eşitlik için mücadele veriyordu.Toplumda herkes için eşitlik istiyorlardı.İslam ve demokrasi prensiplerini bağdaştırmaya çalışıyorlardı. Milliyetçiliği kabul etmiyorlardı. Teşkilatın ne terörist ne de anti-Hristiyan özelliği vardı.Anti-komünist ve anti-kapitalistti.Komünist rejimin gizli polisi (UDB), teşkilatın çalışmalarını takip ediyordu ve 1946 yılında tutuklamalar başlamıştı.Bosna’nın farklı şehirlerinde Sarajevo, Mostar, Zenica gibi üyeler tutuklanıyordu ve mahkemelere sevk ediliyorlardı. 1949 yılında Teşkilatın üyelerinin çoğu tutuklanmıştı. Gizli polisin yeni görevi, Yugoslavya’nın en iyi organize olmuş illegal teşkilatını bitirmekti. Komünistler, teşkilatın üye sayısını, çalışma bölge genişliğini, yayımlarını öğrenince şaşırmıştı.Soruşturmalar devam ediyordu.Soruşturmalar gece vaktinde yapılıyor ve üyeler ağır işkencelere tabi tutuluyordu.Genç Müslümanlar Teşkilatı soruşturması tam 10 sene sürmüştür.Üyeler milliyetçilikle ve dinî fundamentalizmle suçlanıyordu.Ama teşkilatın amacı ne milliyetçilik ne de dinî fundamentalizmdi.Teşkilatın amacı, Sırplaşmaya ve Hırvatlaşmaya karşı mücadele vermekti.

1949 yılında Sarajevo’da yapılan Genç Müslümanlar Teşkilatı’nın üyeleri, mahkemede, cinayet, casusluk, sabotaj gibi suçlarla yargılanıyordu. Teşkilat tarafından yapılmadığı ve mahkeme tarafından kanıtlamadığı halde, çok sayıda idam cezası verilmişi ve gerçekleştirilmişti.Yugoslavya komünistleri ‘düşmanlarıyla’ hesaplaşıyorlardı.Diğer taraftan rejimin düşmanları olarak Sırp ve Hırvat faşistleri için aynı şekilde idam cezaları gerçekleştirilmiyordu. İdam cezası almayan binden fazla Genç Müslümanlar Teşkilatı üyesi için 1-3 yıla kadar zorunlu çalışma cezası verilmişti. Teşkilatın çalışmaları ve yaşadıkları acılar, dış dünyada bilinmiyordu.Teşkilat, adil bir sistem, dinî özgürlükler ve eşitlik için mücadele verdiği için halktan büyük destek görüyordu.Dinî özgürlüklerin hiçbir rejim tarafından yok edilmemesinin sembolüydüler.Üyelerinden biri olan Aliya İzetbegovic, bağımsız Bosna-Hersek devletinin ve ilk Cumhurbaşkanı ve Boşnakların lideri oldu. Aliya  teşkilâta üye olmak suçundan da beş yıl hapis yatmıştı. 1989 yılında serbest bırakıldıktan sonra da kurduğu bu partiyi seçimlere hazır duruma getirmişti.

Sırplar Radovan Karadzic liderliğinde Sırp Demokrasi Hareketi (SDS)’ni, Hırvatlar ise Styepan Kljuic başkanlığında Hırvat Demokrasi Partisi’ni (HDZ) kurar. 1990 yılında yapılacak ilk serbest genel seçimlere hazırlığa başlarlar. A.İzetbegovic, Yugoslavya ile yollarına devam etmek istediklerini ama eşit oranda haklara sahip olmak istediklerini dile getirir. Bu seçimin galibi SDA olur ve İzetbegovic, devlet başkanlığına getirilir. Seçimleri kaybeden Sırplar, 16 Eylül 1991’de Bosna’nın Krajina bölgesinde otonomluklarını ilân ederler. Bunları Hersek’teki Sırplar ve Bosna’nın kuzeydoğusundaki Sırplar takip eder. Karadzic, değişik kereler Alija İzetbegovic’i Fundemantalist ilân ederek onların İslâm devleti kurmak istediklerini söylüyordu. Bosna Sırpları 9 Ocak 1992’de kendi parlamentolarını kurarak ‘Bosna Sırp Cumhuriyeti’ adı altında otonomluklarını açıklarlar. Alija İzetbegovic, Sırpların bu son girişimlerini yasa dışı kabul ederek Sırpları uyarır. Karadzic ise Sırbistan’dan ayrılmış bir devlette yaşayamayacaklarını açıklar.

Müslüman ve Hırvat milletvekillerinin katılımıyla Bosna-Hersek’in Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlığını kazanması için bir halk oylaması yapılması kararı alınır. Yapılan oylamada Bosna-Hersek’in bağımsızlığı için halkın yüzde doksan dokuzu evet der. Halk oylamasının henüz devam ettiği 1 Mart 1992’de Sırplar Saraybosna’da ilk kurşunu sıkarlar ve katliamları başlatırlar. Gelişen olaylar kısa süre içerisinde Saraybosna’nın her tarafına yayılır. Şehir, Müslümanlar ve Sırplar arasında ikiye ayrılır. Olaylar kuzeydoğu Bosna’ya doğru devam eder. Ülkenin kuzeyinden her gün katliam haberleri gelir. Bu gelişmeler üzerine devlet, meclisi feshederek savaş hâli ilân eder. Devlet başkanı Alija İzetbegovic, bütün yetkileri üzerine alır. 20 Mayıs 1993’te ilk düzenli ordu oluşturulur. Bosna’nın doğusunda Zvornik, Visegrad, Foca, Gorazde, Srebrenica gibi şehirlerde Müslüman halk katledilir.

Diğer taraftan Hersek’in orta ve güneyinde Hırvatlar devlet kurduklarını ilân ederler ve başkentini de Mostar olarak gösterirler. Bu kez Sırplar gibi Hırvatlar da saldırıp, sivil halkı katletmeye başlarlar. 1995 yılına kadar sürecek bu katliamlarda 350.000 kişi ölür, 65.000 kadına tecavüz edilir. Camiler, köprüler ve pek çok tarihî eser yok edilir.Yüz binlerce insan göç etmek mecburiyetinde kalır. ( Durakovic 1998 : 265 – 297 )
Yugoslavya, din ve kültür olarak birbirinden farklı unsurları bir arada bulunduran bir ülkeydi. Lâtin Katolik kültür ile Ortodoks kültür bu topraklarda bir araya geliyordu. Slovenler ve Hırvatlar Katolik kültürün; Sırplar, Karadağlılar ve Makedonlar ise Ortodoks kültürün temsilcileriydiler. Bu iki kültürün arasında kendisi de ufak bir Yugoslavya olan Bosna-Hersek bulunuyordu.Zira bu ülkenin içinde üç ayrı halk, üç ayrı din vardı.1961 nüfus sayımında Boşnaklar ‘Müslüman’ adı altında etnik bir grup olarak kaydedilirler. 1968’de ise Komünist partisi, Boşnakları Müslüman ismiyle Bosna-Hersek’te bir ırk olarak ilân eder. 1971 yılında ise Bosna-Hersek Müslümanları Yugoslavya’da millet olarak tanınmışlardır.

Müslüman kelimesi büyük M harfi ile yazılırsa Bosna-Hersek’te yaşayan Boşnak halkının etnik ismi kast edilmekte; küçük m ile yazılırsa dinî tâbiyeti ifade etmekteydi. Yani Yugoslavya’nın farklı yerlerinde yaşayan Türkler, Arnavutlar, Makedonlar anlaşılmaktaydı. Müslüman kelimesinin alışılmış klâsik anlamı dışında Boşnakların ırk isimlendirilmelerinde kullanılmasıyla ilk kez millet statüsünü almış oldular. Zira 1948 nüfus sayımında kendilerine üç şekilde kaydolma imkânı verilmiştir. Müslüman Sırp, Müslüman Hırvat ya da milletini açıklamak istemeyen Müslüman. Bu sayımda Boşnakların yüzde doksanı üçüncü grupta yani milletini açıklamak istemeyen Müslüman adıyla kaydolmak ister. ( İmamoviç 1998 )

KAYNAK : “BOSNA HERSEK TARİHİ”, KASTAŞ YAYINEVİ

YORUM YAP