HARMANLI KATLIAMI: 16-17 Ocak 1878…
Tulça, Babadağ, Köstence…
Birbiri ardına boşalan şehirler
Ve Güney Dobruca’ya doğru
can havliyle, kurtuluş umuduyla akan yüzbinler…
Ve Çarlık Ordusu’nun
Geçtiği yol boyunca devam eden
Saldırılar ve katliamlar
Ve canını kurtarma telaşı ve kaçışlar…
Silistre, Rusçuk, Kazanlık,
Eski Zağra, Filibe ve daha nicesi…
Ve suyun buza kestiği
Havanın ayaza döndüğü
Dondurucu Balkan soğuğunda
Yollara düşenler yüzbinler…
Bir Alman demiryolu memuru,
Çırılçıplak ve üst üste atılmış bir şekilde
Sadece iki yaşında bir kız bir çocuğunun
Mucize eseri hayatta kalmayı başarabildiği
Soğuktan donmuş bulunan
400 cesede rastlar,
Ölüm artık sıradan bir olaydır
Ölüm artık kurtuluşun adıdır…
Hele hele 16-17 Ocak 1878’de Harmanlı’da,
Edirne’ye 40 kilometre mesafede
Meriç nehri kıyısında yaşananlar…
Umut ve özgürlük ileride
Korku, saldırı, katliam ve ölüm geride
Kısaca gözler ilerideki ufukta
Kulaklar arkada, yaklaşan uğultuda…
Kısaca kurtuluş az ötede
Ölümse az geride…
Sadece kadın ve çocuklarla
Az sayıda yaşlıdan oluşan
Bazı rakamlara göre 60 bin
Bazı rakamlara göre ise 100, başka bazı rakamlara göre ise yaklaşık 200 bin insandan
Yani bir o kadar korku, umut, sevda, hayal ve gelecekten oluşan
Haftalardır aylardır yolda olmaktan dolayı
Yorgun ve bitkin düsen kafileye
Rus ordusunca gerçekleştirilen saldırıda yaşananlar…
Vahşet ve kıyım o kadar büyüktür ki,
Ölesiye korkunun sardığı insanlar, son çare ve bir umut olarak
Kurtuluş umuduyla Meriç’in buz gibi sularına atlarlar.
Aynı zamanda çocuklarını da kılıç artığı olmaması
Ve bu vahşi katliamdan belki kurtulur umuduyla
Buz gibi suya bırakırlar
Pek çok insan, özellikle çocuklar,
Kendilerini toparlayamazlar ve boğulurlar.
İki bin çocuk,
İki bin umut ve gelecek
Dondurucu Balkan ayazında
Meriç’in azgın ve buz gibi sularında yaşamını yitirir.
Ruhları şad olsun…