BU HİKÂYEYİ HATIRLAMAKTA FAYDA VARDIR KANISINDAYIM.

 

Yeni Pazar’da görev yapmış Müsellim ve ya Mutasarruflardan birisinin dillere destan güzellikte üç kızı varmış. Cennet hurileri gibi güzel Altuna (Altın), Hacira (Hacer) ve Halima (Halime) isimlerindeki bu üç kız, Novi Pazar’da doğup büyümüşlerdi. Sahip oldukları ihtişam, mevki ve güzellik yüzünden olacak ki, hiç kimsecikler onları istemeye, onlarla evlenmeye cesaret edememiş. Çünkü onlar İstanbul’a, oradaki vezirlere layıkmış!!!

       Zaman içerisinde günler su gibi akıp gitmiş, kader bu kızlara edeceğinin en kötüsünü etmiş, kızlarımız evlenemeyip, evde kalmışlar. Yaşlanıp, ölümü hissetmeye başladıkları zaman, servetlerinin tamamını, isimlerini ebediyen taşıyacak, yararlı ve kalıcı eserlere harcamaya karar vermişler…

       En büyük kız Altun, Altun-Alem Camii’nin yapılmasını emretmiş. (rivayete göre Altun-Alem Camii adını ondan almıştır.) Ortanca kız Hacer, Novi Pazarlıların ölülerini gömebilecekleri, düzgün ve büyük bir mezarlığa hacet duyduklarını anladığından, Hacet adı verilen semtteki arazisini bağışlamış. (Günümüzde dahi bahse konu bu semtte, Hacet isimli büyük bir mezarlık mevcuttur.) Üçüncü ve en küçük kız Halime ise, şehrin orta yerine bir sebil yapılmasını istemiş, bu isteği doğrultusunda Lug semtinde, bugün dahi mevcut olan “Halimaça Çeşmesi” yapılmış…

 

Balkan Aktüel / Saffet Atalay

 

KAYNAK: http://balkanaktuel.com/haber-3794-novi_pazardan_bir_hikaye.html