Bir toplumun geleceği o toplumun varlığını sürdürmesiyle alakalıdır. Var olmak isteyen toplumlar da geleceğe emin adımlarla yürümek isityorlarsa, geçmişten ders almak durumundadırlar. Bunun için tarihilerini iyi bilmek zorundadırlar. Bu bakımdan bizler de Batı Trakya Türk toplumu olarak bir geleceğimiz olsun istiyorsak tarihimizden ibret alamak zorundayız.
Bu noktada yakın çağ Batı Trakya tarihinin anlam ve önemine değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum.
‘Yakın çağ Batı Trakya tarihi, Batı Trakya’da ikamet eden Müslüman Türkler için ne ifade eder?’ sorusunun cevabını bulmak zorundayız. Şayet bu sorunun cevabını bulamazsak Batı Trakya’da mevcut olan siyasi, ekonomik, dini ve kültürel alandaki hiçbir sorunu çözüme kavuşturamayız.
Günümüzde Batı Trakya’yı anlamanın yolu yakın çağ Batı Trakya tarihindeki olayları detaylıca tespit ve analiz etmekten geçmektedir.
Yakın çağ Batı Trakya tarihinde yaşanan olaylar günümüzde Batı Trakya’da var olan problemler ile bir takım benzerlikler göstermektedir.
Sorunları çözmek için halen Batı Trakya’da yaşayan eski fikir sahiplerine, yani basiret sahibi insanlara danışmamız şarttır. Eski fikir sahipleri de sorunlara çözmek için yakın çağ Batı Trakya tarihini referans almalıdırlar. Böylece yeni nesil, eski nesil birlikte geçmişiten ders alarak yeni vizyon ile topluma projeksiyonlar sunmalıdır.
Aksi halde toplum olarak daha çok bocalamak zorunda kalırız. Burada önemli olan tarihten kopmadan, geçmişten ders ve ibret alarak geleceğe birlik ve beraberlik içerisinde konsensüs ile adım atabilmektir.
Basiret sahibi şahıslar ile birlikte yakın geçmişte ortaya çıkmış olan ekonomik, siyasi, dini ve kültürel problemlerinin o dönemlerde nasıl çözüme kavuşturulduğu hakkında bir taslak hazırlayıp günümüzde ve gelecekte Batı Trakya Müslüman Türklerinin var olan hatta ileriki yıllarda çıkması ihtimal dâhilinde olan problemlerinin nasıl çözüleceğine dair bir yol haritası hazırlayıp problemlerin çözümüne ışık tutulmalıdır.
Bu noktada toplum olarak ideal, yani hedeflerimi tespit etmek, buna ulaşmak için inançla, azimle, gayretle, ilim, fikir ve istişareyle aşamayacağımız hiçbir sorun kalmaz diye düşünüyorum.
Aksi takdirde dünya haritası üzerinde yer alan diğer toplumları ve medeniyetleri taklit eden toplumlar arasında yer almaya devam ederek bir 100 yıl daha kaybetmeye mahkûm olacağız. Tarih sayfalarını karıştırdığımızda diğer toplumları taklit eden milletler taklit ettikleri ulusların daima 100 adım gerisinde kaldığı gerçeği mutlak karşımıza çıkacaktır.
