Alija Neden Dayton'u İmzaladı Sorusunun Cevabı ? Çünkü ABD.... » Boşnak HaberBoşnak Haber

5 Mayıs 2024 - 10:09

Alija Neden Dayton’u İmzaladı Sorusunun Cevabı ? Çünkü ABD….

Alija Neden Dayton’u İmzaladı Sorusunun Cevabı ? Çünkü ABD….
Son Güncelleme :

02 Ocak 2016 - 21:24

Amerika Aliya İzzetbegoviç’i tehdit etti

Yakın zamanda dünyanın şahit olduğu en büyük soykırımlardan birini Boşnak halkı yaşadı. Sırp katillerinin Boşnak halkına uyguladığı vahşi katliamlara seyirci kalan ve hatta destekleyen Avrupa ve Batı dünyası, Bosna-Hersek’te 1992’den 1995 tarihine kadar süren savaşta 100 bin Boşnağın soykırıma tabi tutulmasını adeta keyifle izledi. Avrupa’nın ortasında yaşanan bu zulme 11 Temmuz 1995’te Srebrenica Katliamı eklendi. Sırp güçleri sistematik olarak yürüttükleri katliamda Srebrenica’da beş gün içinde 8.372 Boşnak’ı öldürdü, yüzlerce kadın ve küçük yaştaki kız çocuğuna tecavüz etti. Bu büyük vahşetin 20. Yılında Bosna cephelerinde savaşan iki Türk mücahitle röportaj gerçekleştirdik.

RÖPORTAJ: ÖZLEM DOĞAN

[email protected]

Boşnak asıllı Ufuk S. 27 yaşındayken Bosna savaşına giden ve Bosna şehidi Selami Yurdan’ı yakından tanıyan, onun şehadetine şahit olan bir isim. Ufuk S’ye Bosna cihadında yaşadıklarını sorduk.

Bosna Savaşı’na katılmaya nasıl karar verdiniz?

Dedem Sancaklı bir Boşnak’tı. Savaştan birkaç gün önce de Ramazanda Bosna’daydım. Arefede Türkiye’ye döndükten sonra savaş başladı. O zamanlar 27 yaşımdaydım ve hemen Bosna’ya geri dönmem gerektiğini düşündüm. Ljubljana-Slovenya üzerinden Split-Hırvatistan’a, oradan da İslami hassasiyetleri olan insanların bulunduğu bir bölge olan Zenica kasabasına geçtim.

BOSNALILAR SAVAŞI ÖNGÖREMEDİ

Bosna’da cepheye nasıl ulaştınız? Boşnaklar cephe gerisinde savaşa hazırlık yapıyor muydu?

Zenica’dan eski Osmanlı valilerinin oturduğu Travnik’e geçtim. Travnik’te Muslimanske Snage örgütüne katıldım. Birlikte cepheye gittik. Maalesef Bosnalılar savaşın olacağını öngörememişti. Ama Aliya ve partisi savaşın olacağını bildiği için insanlara silah dağıtmaya başlamışlardı. Bazı Aliya karşıtları onun savaşa hazırlık yapmadığını söyler ama ben silah dağıttıklarını gözlerimle gördüm.

Muslimanske Snage / Müslüman Kuvvetler kimlerden oluşuyordu?

Muslimanske Snage Efendija denen imamlar, ilahiyat mezunları ve İslami hassasiyetleri olanların oluşturduğu bir yapılanmaydı. Daha sonra 7. Kolorduya dönüştü.

DEMİREL-ÇİLLER İKİLİSİ BOSNA’NIN TALİHSİZLİĞİ

Bosna’dayken bir şekilde Türkiye ile iletişime geçip yardım talebinde bulundunuz mu?

Bir süre sonra Türkiye’ye dönerek Bosna için daha büyük faaliyetler yapmaya çalıştım. Farklı cemiyetlerle görüştüm. Fakat Bosna’nın en büyük şanssızlığı o dönemde Türkiye’nin başında Demirel-Çiller hükümetinin olmasıydı. Öyle ki, Bosna’ya gidip geldiğim için terörle mücadele, hakkımda dosya hazırladı. Ben de tekrar Bosna’ya geri döndüm.

Sırpların vahşetini tetikleyen en büyük unsurlar nelerdi?

Papazlar, “Tanrı adına Müslümanları öldürün. Ölürseniz de şehit olacaksınız” sözleriyle Sırplar’ı daha çok insan öldürmeye teşvik ediyorlardı. Sniperistler; yani keskin nişancılar kimseye göz açtırmıyordu. Sırplar vahşi katliamlar yapıyorlar, bunun neticesinde insanlar korkup kaçsın istiyorlardı.

PLANLAR DAHA ÖNCE YAPILMIŞTI

Sizce savaş sonrası paylaşılacak topraklar daha önceden belli miydi?

Drina Nehri’nin Batı Yakasının Hırvatların, Doğu Yakasının ise Sırpların olmak üzere savaştan önce planlar yapıldığını biliyoruz. Sırplar ve Hırvatlar kadar bu savaşta BM’nin, Avrupa’nın ve Fransa’nın da rolü vardır. Ruslar ise Sırplar’a verdiği desteği asla gizlememiştir.

SELAMİ YURDAN YANIMDA ŞEHİT OLDU

Bosna şehidi Selami Yurdan’ı tanıyor muydunuz?

Selami Yurdan’ı Bosna’ya ben götürdüm. Bizi pusuya düşürdüler. Ağır bir ateş altında kaldık. Selami’nin lakabı albaydı. Göğsünden giren mermi arkasından çıkmıştı. Beş kere üst üste tekbir getirerek vefat etti. Onu Travnik’te bir caminin avlusuna gömdük. Selami’nin naaşını ve defnedilirken ki tüm fotoğraflarını ben çektim.

 

SIRPLARIN ARKASINDA AVRUPA VARDI

Avrupa’nın Sırplara verdiği desteği cephede ve cephe gerisinde açıkça hissediyor muydunuz?

Sırplar durdurulazmadı çünkü Avrupa arkalarındaydı. Havaalanı BM’nin elinde olduğu halde Havaalanından Bosna’ya dönen Bosna Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hakkı Turayliç’in bindiği BM’ye ait zırhlı araç durduruldu. Sırp katiller, Turayliç’i zırhlı aracın içinde tarayarak katlettiler. BM askerleri ise seyretmekten başka bir şey yapmadı.

Bosna savaşında en çok adından söz edilen sniperler durdurulabildi mi?

Müslüman Boşnakların başta hiçbir gücü yoktu. Fakat daha sonra gittikçe güçlendiler. Rusya ve Romanya’dan gelen keskin nişancıların kafalarını dışarıdan gelen Mücahitler kesmeye başlayınca halkı çocuk kadın demeden haince vuran bu sniperler kaçmaya başladı.

Savaşta sizi en çok etkileyen hadise ne oldu?

Cephede sabahları operasyona gidiliyor. Bazı arkadaşlarımız gözümüzün önünde şehit oluyor, bazıları ise yaralanıyordu. Mavi gözlerine sürme çeken bir arkadaşımız vardı. Çok güzel ilahi okurdu. Bir gün mayına bastı ve ayağını kaybetti. Geçenlerde Bosna’ya gittiğimde onun iyi olduğunu ve düzenli bir hayat kurduğunu öğrendim ve çok mutlu oldum.

Sırplar en büyük kayıpları nasıl gerçekleştiriyorlardı?

Sırplar bir noktaya üç havan topu atıyorlardı. İlk havan topunun ardından yaklaşık bir dakika sonra ikinciyi attıklarında en büyük kayıp veriliyordu. Pazar yeri katliamında yaralılara yardıma giden insanların parçalanmış cesetleri her yere savrulmuştu.

Dayton anlaşması için neler düşünüyorsunuz?

Dayton Anlaşması’ndan önce Boşnaklar büyük bir atağa geçmişti. ABD Aliya’yı ‘Sırbistan’a doğru ilerlemeye devam ederseniz sizi bombalayacağız’ diye tehdit etti. Şunu unutmamalıyız ki; Aliya İzetbegoviç bu ümmetin gördüğü en yiğit insandı ve çok cesurdu.

BOSNA’DA YÜKSELEN İSLAM

Bosna’da savaş öncesi ve savaş sonrasını kıyaslarsak İslami uyanışta bir değişim oldu mu?

Savaştan önce Saraybosna’da sadece iki hanım kapalıydı. Biri profesör Türkoloji uzmanı, diğeri ise bir telefon teknisyeninin hanımıydı. Artık İslami uyanış Bosna’da çok daha ileri boyutta.

***Hırvatlar çok kalleşçe davrandılar. Yanlarında gibi görünüp Boşnakları arkalarından vurdular. Mostar Köprüsü’nü de yıkan Hırvatlardır.

***Hırvatlar Mostar’da Müslüman mahallesinin tepesine büyük bir haç dikti. Alija’ja bu haç hatırlatıldığında Bilge Kral, “Ne olursa olsun onun üzerinde her zaman hilal var” cevabını verdi.

********* ****** ********

MAYINA BASTIĞIMI SONRADAN FARK ETTİM

Sırpların Boşnaklara karşı başlattığı soykırımın acısına daha fazla dayanamayarak Bosna cihadına katılan Siirtli Mehmet Hakan, savaş esnasında mayına basarak gazi olan bir başka Türkiyeli mücahit. Mehmet Hakan, uzun süre cepheden cepheye koşarak Müslüman Boşnakların yanında yer almış bir Müslüman. Hakan’ın ağzından Bosna Savaşı:

KATLİAMLARA SEYİRCİ KALAMADIM

Sizi Bosna Savaşı’na katılmaya yönlendiren sebep nedir?

19 yaşımdayken Bosna Savaşı başladı. Katliam haberleri geldikçe bir Müslüman olarak içimiz acıyordu. Selami Yurdan’ın şehadet haberi geldikten sonra ben de Bosna’ya gitmeye karar verdim. Üç kişi ile birlikte karayolu kullanılamadığı için havayoluyla Ljubljana-Slovenya üzerinden Zagreb’e, oradan da Travnik’e geçtik.

Bosna’ya geçene kadar ne tür zorluklarla karşılaştınız?

Hırvat kontrol noktalarından geçerken Bosna’ya gazeteci kimliğiyle gitmek istediğimizi söylüyorduk. O dönem yayınlanan İmza Dergisi’nin muhabiri olduğumuzu belirtiyorduk. Hırvatlar bizi istemiyor ve zorluk çıkarıyorlardı. Ancak Boşnaklara ait olan kontrol noktalarında rahat bir nefes alabildik.

ALİJA’NIN ORDUSUNA KATILDIM

Cepheye ulaşmak sizin için zor oldu mu?

Travnik’te Aliya İzetbegoviç’in kurmuş olduğu Muslimanske Snage gücüne katıldık ve onlarla birlikte hareket ettik. Sırplar’ın karşısında silah gücü olarak zayıf durumdaydık. Karşımızda ise her türlü teknolojik imkânı olan düzenli bir ordu vardı. Biz ise kendimizi hem imânen hem de psikolojik olarak hazırladığımız için Allah’a inananların galip geleceğini bildiğimizden rahattık.

Cephede yan yana savaştığınız kişilerin hayat hikâyelerini biliyor musunuz?

Cephede yan yana savaşırken çok farklı insanlarla karşılaştık. Anne ve babalarının gözlerinin önünde yakıldığını, eşlerinin, çocuklarının vahşice katledildiğini anlatıyorlardı. Bu vahim durum bizi derinden etkiliyordu.

HIRVATLAR ARKADAN VURUYORDU

Hırvatlar kimden yana tavır aldılar ve Boşnaklara Sırplar kadar zarar verdiklerini düşünüyor musunuz?

Hırvatlar sürekli arkadan vuruyorlardı. Boşnak’lara giden tüm yardımlara el koyuyorlardı. Yardım getirenleri de hapse atıyorlardı. Sağlık malzemelerinin geçişlerine bile izin vermiyorlardı. ‘Biz Boşnaklarla savaşmıyoruz’ havası estirmelerine rağmen cephede Sırplarla birlikte hareket ediyorlardı.

MAYINA BASTIĞIMI FARK ETMEDİM

Cephede sizin göreviniz neydi?

Ben Karakuğular’da yer alıyordum. Osmanlı’da Akıncılara denk gelen ve ilk operasyonu yapan birlik olan Karakuğular Aliya’nın özel birliğiydi. Sarajevo’da Sırpların hakim olduğu bir bölgeye önemli bir operasyon gerçekleştirecektik. Planımız hazırdı. Cepheler birbirine çok yakındı. 20 metre yakınımızda Sırplar vardı ve gece o bölgeye mayın döşemişler. Çatışma başladığı esnada koşarken mayına basmışım ama ben ilk etapta fark etmedim. Silahla yaralandığımı sandım. Kalkmaya çalıştığımda bacağımın olmadığını görünce anladım.

Yaralandıktan hemen sonra tedavi altına alınabilme şansınız oldu mu?

Beni oradan almaları hemen mümkün olmadı. Zira çatışma tüm şiddetiyle sürüyordu. Tesirli bir mayına basmıştım, elimdeki silah bile yamulmuştu. Bir süre bekledikten sonra beni alıp küçük bir sağlık ocağına götürdüler ve ağrı kesici verdiler. Hastaneye gitmeliydim ama bunun için Sırpların kontrolündeki dağları aşmamız gerekiyordu.

BİZİM MERHAMETİMİZ VAR

Savaş şartları içerisinde sizi hastaneye ulaştıramayacaklarını düşündünüz mü?

Ben baygın haldeydim. Arkadaşlar büyük tehlikeler atlatarak, mermi sesleri arasında Pazariç’te hastaneye dönüştürülmüş bir okula beni götürdüler. Ameliyatımın başarısız geçmişti ve sürekli kan kaybediyordum. Bu yüzden tam teşekküllü bir hastaneye götürülmem gerekiyordu. Üzerimize yağan Sniper atışlarına rağmen bir şekilde hastaneye ulaştım. Boşnaklar o hastanede kendilerine karşı savaşan yaralı bir Hırvat askerini de tedavi ediyorlardı. İşte bu merhamet biz Müslümanları diğer insanlardan ayıran en büyük özelliğimizdir.

Savaşı sona erdiren Dayton Anlaşması’nı Boşnaklar nasıl karşıladı?

Dayton Anlaşması savaşta mücadele verenlerin ve katledilen insanların yakınlarının beklediği sonuç değildi.. Aliya oradaki halkı ve mücahitleri savundu, buna bizzat şahidiz ama yapabileceği bir şey kalmamıştı.

Sizin için Bosna cihadı ne anlama geliyor?

Biz Bosna’ya mazlum halka sahip çıkmak ve yardımcı olmak için gittik. Bugün cihadın anlamı ciddi şekilde kirletilmiş durumda. Cihad kafa kesmek demek değildir. Biz sadece mazlum Boşnak halkını korumak için cihad ettik.

*** Boşnaklar bizi Osmanlı’nın devamı olarak görüyorlardı ve hâlâ Türklere karşı büyük bir muhabbet besliyorlar. Bizi sevgiyle kucaklamalarını unutamam.

***Avrupa’nın ortasında Müslüman bir toplumun olması Batı’yı rahatsız ediyordu. Bu topluluğun Avrupa’yı etkilemesinden korkuyorlardı. Bu yüzden Boşnak soykırımını bütün Batı dünyası destekledi.

Kaynak: http://www.milatgazetesi.com/amerika-aliya-izzetbegovici-tehdit-etti/71102/#.VogiyhWLTIU

YORUM YAP