Diri Dir Yakılmak Nasıl Bir Şey ? » Boşnak HaberBoşnak Haber

20 Nisan 2024 - 05:29

Diri Dir Yakılmak Nasıl Bir Şey ?

Diri Dir Yakılmak Nasıl Bir Şey ?
Son Güncelleme :

17 Haziran 2022 - 23:06

Bu sorunun cevabını Vişegrad şehrinde 27 Haziran 1992 günü 70 kadar Boşnağın kapatılıp yakıldıkları evden sağ kurtulabilen tek kişi olan Zehra Turyaçanin veriyor !
27 Haziran 1992 gününün arifesinde, Sırp Karadağlı çetnik lideri Milan Lukiç ve bir grup asker, aşırı milliyetçi Sırp müziği eşliğinde Zehra’nın Vişegrad’ın Bikavac semtindeki evinin önüne gelmişlerdi. Annesi, iki ablası ve gelini, çocukları, bir komşusu ile o komşunun reşit olmayan kızı da evdeydi. Lukic ve adamları önce onları dışarı çıkardılar, ardından, sözde Banya Başta şehrine götürülmeleri için bir konvoy düzenlediklerini” açıklayarak, onları Meho Alyic’in evine götürdüler.
“Maalesef o evde çok çocuk vardı” diyen Zehra, en küçüğünün bir yaşından küçük olduğunu da sözlerine ekledi. Çoğu çocuklu genç annelerdi ve yanlarında yaşlı erkekler ve kadınlar vardı. Dışarıda, Sırp askerler önce camları taşlarla kırdılar, ardından el bombaları attılar. Bir süre evdeki insanlara ateş ettiler, ardından evi ateşe verdiler.
Lahey Adalet Divanı’da konuşan Zehra, “İnsanlar diri diri yanıyordu, herkes inliyordu, o zaman duyduklarımı anlatamam” dedi.
Alevler kıyafetlerini de sardığında, kız kardeşlerden biriyle ön kapıya girmeyi başardı, ancak ağır, demir bir garaj kapısı tarafından engellendi. Kız kardeşi evde kalırken bir şekilde kapıdaki küçük açıklıktan garajın içine girmeyi başardı ve oradan dışarı çıkarak meydandaki evlere doğru koşarak kaçarken, o an işlerini bitirdiklerini sanan Sırp ve Karadağlı çetniklerin çimenlere uzanıp içkilerini içiyorlardı.
Yüzünde ve kollarında ciddi yanıklar olmasına rağmen bir süre sonra yaşadığı Bikavac semtine dönen Zehra, ev ev dolaşarak komşularını başlarına gelebilecekler konusunda uyardı ve son uğradığı komşusunda geceledi.
Ertesi sabah Sırp ordusunun komutanlığına durumu anlatmaya gitti ve çaresizce ona yardım etmelerini istedi. Onu dinlemek bile istemediklerini görünce kendisini kurşunla vurarak öldürmelerini istemişti.
Kimse de ona yardım etmemiş aradan 11 gün geçtikten sonra Sırp askerlerinden biri onu kaçması için uyarmıştı. Zira Milan Lukiç, Zehra’nın nerede olduğunu öğrenmiş ve gelip işini bitirmeye niyetli olduğunu Zehra’ya söylemişti.
Bu uyarıdan sonra Zehra, kalan Boşnaklarla birlikte Visegrad’dan Mececa’ya doğru yaya olarak yola çıkmıştı.
Gittiği hastanedeki doktorun “ölümün eşiğinde” olduğunu ve onun için ilaç harcamaya değmeyeceğini teşhis etmesine rağmen Zehra dayandı ve hayatta kaldı.
Bu arada Mececa’da enfeksiyon kapan yanıklar ve yaralar nedeniyle tanınmaz hale gelmişti. O kafar ki onu en iyi tanıyan yakın arkadaşının kocası bile onu gördüğünde tanıyamamıştı.
İnsani yardım kuruluşları tsrafından Fransa’ya götürülen Zehra, yıllardır tedavi gördüğü Fransa’da 1992 yılında Bikavac’ta başına gelenleri unutmaya çalıştığı “yeni vatanını” bulmuştu.
Ancak Milan ve kardeşi Sredoye Lukiç’in yargılandığı davada Fransızca ifade veren ve Mikan Lukiç’in ömür boyu hapis cezası almasını sağlayan tanıklardan biri olan Zehra Turyaçanin, karardan sonra “Hayat güzel ve ben yine de dolu dolu bir hayat yaşamak istiyorum.” demişti.
İfadesinde, o gün 70’den fazla Boşnak sivilin vahşice öldürüldüğünü ve ne yazık ki kesin sayının asla bilinemeyeceğini doğruladı çünkü Zehra öldürülenlerin hepsini tanımıyordu.
İVO ANDRİÇ’İN YAZDIĞI DRİNA KÖPRÜSÜ ROMANINDA TAMAMEN YALAN OLAN SIRP KÖYLÜ RADİSAV’IN TÜRK ABİT AĞA TARAFINDAN KAZIĞA GEÇİRİLİP, UZUN SÜREN İŞKENCEDEN SONRA CESEDİNİN SÖZDE DRİNA KÖPRÜSÜ AYAKLARINA GÖMÜLMESİNİN İNTİKAMI SIRP VE KARADAĞLI ÇETNİKLER TARAFINDAN HEM 1941-1945 HEM DE 1992-1995 YILLARI ARASINDA VİŞEGRADLI BOŞNAKLARDAN YA ONLARI BİR EVDE YAKARAK YA DA DRİNA KÖPRÜSÜ ÜZEİNDE TOPLAYIP ONLARI BOĞAZLAYARAK VEYA KURŞUNA DİZEREK ÖLDÜRDÜKTEN SONRA CESETLERİNİ DRİNA NEHRİNE ATMAK SURETİ İLE ALINMIŞTI !
BU NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜNÜ VERENLER GERÇEKTE KİM ?
ZİRA “SREBRENİCA’DA BOŞNAKLARA SOYKIRIM YAPILMADI” DİYEN BALKANLARIN KASABI SLOBODAN MİLOŞEVİÇ’İN YAKIN ARKADAŞI OLAN AVUSTURYALI YAZAR PETER HANDKE’YE DE NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ VERİLDİ !
NEDEN ?
 
NUSRET SANCAKLI

YORUM YAP