BOSNA KİLİSESİ VE BOŞNAKLAR
Ortçağ’da Bosna’nın doğusundaki Ortodoks dünyası ile Bosna’nın batısındaki Katolik dünyası arasında Ortodoks ve Katolik olmayan Boşnyaninler (Boşnaklar) vardı.Boşnyaninler Ortodoks veya Katolik değildi. Boşnakların büyük bir kısmı Tek Tanrı’ya inanan Hristiyan mezhebinden olup, Bosna Kilisesi’nin cemaati idiler.
Bosna Kilisesi’nin temel görüşleri şöyle özetlenebilir:
1-Ruhun dünyevi kurtuluşa ermesi için pek çok defa bedenlenmesi gerekir.
2-Ruhun kurtuluşunu maddi bağlardan kopma yoluyla aramak gerekir.
3-Nefis terbiyesi ruhun kurtuluş sürecini hızlandırıcı bir yoldur.
4-Dünyada düalite (ikilem) ilkesi geçerlidir.(iyilik ve Kötülük).
5-Dünyada Şeytan’ın egemenliği hüküm sürdüğünden, dünya yaşamı ötesinde bir cehennemden söz etmeye gerek yoktur (Yani cehennem bizzat yaşadığımız kötülük dolu yeryüzü olarak kabul edilebilir).
6-Kötülüğün kaynağı bedensel istekler, maddi hırslardır.
7-İsa’nın dediği gibi, mal mülk edinme kaygısı kaçınılması gereken nefsani bir kaygıdır.
8-İsa Tanrı’nın oğlu değildir, o da hepimiz gibi, bir ruhtur.
9-Katoliklik boş inançtan başka bir şey değildir.
Bosna Kilisesi inananları sadece Bosna’da yaşamıyordu. Kuzey İtalya ve Almanya’da Albigenler (Albililer), Fransa’da Katharlar (arınmışlar) ismi ile yok edildikleri 13. yüzyıla kadar, Bosna’da ise topluca İslâm Dini’ne geçmeye başladıkları 1463 yılına kadar varlıklarını sürdürdüler.
Günümüzde Bosna Hersek’teki en büyük dini grup olan Bosnalı Müslümanların Ortaçağ Bosna’sında derin kökleri vardır ve dini bağlılıkları ve kimlikleri sıklıkla yanlış yorumlanıyor.
Bosnalı Müslümanların aslen Ortodoks veya Katolik olduğunu iddia etmek doğru değildir. Aksine, bunların çoğu, Ortaçağ Bosna’sında önemli bir rol oynayan belirli bir dini topluluk olan Bosna Kilisesi’nin üyelerinden geliyor. Otokton ve kendine özgü bir dini cemaat olan Bosna Kilisesi (Kristiyanlar), Katolik ve Ortodoks kiliselerinden (Krisçiyanlar) farklıydı.
Kristiyanlar olarak bilinen takipçileri, maneviyat ve sadeliğe vurgu yapan, kendi dini geleneklerine dayanan bir inancı uyguluyorlardı. Bu kilise Bosna devletinin ve kimliğinin önemli bir kurumu ve takipçileri Bosna topraklarına ve kültürüne derinden bağlıydı.
15. yüzyılda Osmanlı Türkleri Bosna’ya geldiğinde, Bosna Kilisesi’nin pek çok üyesi İslam’ı kabul etti.
Bu dönüşüm bir baskının sonucu değil, bölgedeki siyasi ve toplumsal değişimlerin doğal bir sonucuydu.
Bosnalı Müslümanların, din değişikliğine bakılmaksızın Ortaçağ Bosna’sıyla, tarihi ve kültürel mirasıyla bağlarını koruduklarını belirtmek önemlidir.Bu nedenle Bosnalı Müslümanların Hırvatlar, Sırplar veya Türklerle etnik veya dini kimlik açısından doğrudan bir bağlantısı yoktur.
Kimlikleri, dini ve kültürel özgünlüklerinin kaynağı olan Bosna Kilisesi’nin himayesi altında, 4. yuzyıldan beri Bosna’da yüzyıllarca süren yaşam boyunca oluşmuştur.
Bugün Bosnalı Müslümanlar, Ortaçağ Bosna’sının mirasını korumaya devam ediyor ve bu bağlantıyı kimliklerinin ayrılmaz bir parçası haline getiriyor.
ORTAÇAĞ’DA SIRPLAR ORTODOKS DÜNYASINA, HIRVATLAR KATOLİK DÜNYASINA AİT İDİLER.
BOŞNAKLAR İSE HER İKİ DÜNYANIN DIŞINDA BOSNA MEZHEBİNE AİT İDİLER.
BU NEDENLE ORTODOKSLUK VE KATOLİKLİK ÇIKTIĞI TARİHTEN BERİ HER İKİ TARAF BOSNA KİLİSESİNİ SAPKIN İNANÇ (HERETİK) OLARAK İLAN ETMİŞ VE HER İKİ TARAF DA BOSNA KİLİSESİNİ YOK EDİP BOŞNYANİNLERİ KENDİ KİLİSELERİ İNANANLARI YAPARAK ONLARI KENDİLERİNE ASİMİLE ETMEK İSTEMİŞLERDİR.
GÜNÜMÜZDE DE BU DURUM AYNEN DEVAM EDİYOR.
TEK FARK BOSNA KİLİSESİ YERİNİ MÜSLÜMANLIK ALMIŞ VE BOŞNAKLAR ÇOK DAHA BÜYUK BIŔ DÜNYANIN İNANANLARI OLMUŞLARDIR.
(Süleyman Alickovic’ten derleme)
TERCÜME : Nusret SANCAKLI