BOGUMİLLERİN İSLÂM DİNİNE GEÇİŞLERİ SONRASI OSMANLI TÜRK DEVLETİ İLE BOSNALILAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER VE BOŞNAK KÖKENLİ ÜNLÜ DEVLET ADAMLARI. » Boşnak HaberBoşnak Haber

28 Mart 2024 - 08:10

BOGUMİLLERİN İSLÂM DİNİNE GEÇİŞLERİ SONRASI OSMANLI TÜRK DEVLETİ İLE BOSNALILAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER VE BOŞNAK KÖKENLİ ÜNLÜ DEVLET ADAMLARI.

BOGUMİLLERİN İSLÂM DİNİNE GEÇİŞLERİ SONRASI OSMANLI TÜRK DEVLETİ İLE BOSNALILAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER VE BOŞNAK KÖKENLİ ÜNLÜ DEVLET ADAMLARI.
Son Güncelleme :

08 Haziran 2022 - 12:46

16. Asrın ortalarına kadar (1550’li yıllar) 1463’ten beri Osmanlı idaresi altına olan Bosna nüfusunun yarısından fazlası İslam Dini’ne geçiş yapmıştı.
Bosnalıların İslam Dini’ne geçme nedenleri arasında, Bosnalıların Osmanlı Ordusu ile birlikte savaşlara katılması, Müslümanlar ile eşit şekilde şehir hayatına katılıp kendilerini sosyal olarak kabul ettirmeleri, aynı zamanda İslâm dininin Boşnakların eski dini ile olan benzerlikleri önemli rol oynamıştır.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar, Bosna’dan halkın, Bosna’nın fetih öncesinde Osmanlı Devleti’nin topraklarına sığınıp Türklerle yaşamış olmaları ve onların fetihten sonra iyi intibalarla Bosna’ya geri dönmelerinin etkisinin varlığını gösteriyor.
Genel olarak bakıldığında önceleri Bosna’daki din adamları İslam’a katılım için olumsuz yaklaşırken, normal halk ise tam tersi davranmıştır.
Gerçekte Osmanlılar, Bosna’da fazla sayıda Bosna Tarikatı’ndan olan (Katolik ve Ortodoks tarikatından olmayan) ve kimi tarihçilerin Bogumil kimi tarihçilerin de Maniheist veya Ariyan olarak adlandırdıkları, Bosna’da ise kendilerini “Kristiyanlar/iyi insanlar” olarak tanıtanlara çok sayıda rastlamadı. Son yıllarda sayıları azalmıştı.
Bunun sebebi Hristiyanlarla yapılan savaşlar sonucu verdikleri kayıplardır. (Sadece Ortodoks Sırplar 1400’den sonra 40 yıl içinde Srebrenica’ya 14 defa saldırmıştır.). Son iki Bosna Kralı olan baba-oğul Tomaş ve Tomaşeviç dönemlerinde, Bosna Tarikatı inananları, Papalık ve Bosna’nın komşusu olan Katolik krallıkların baskıları ile din değiştirmeye zorlamaları sonucu Bosna’dan Hersek bölgesi ve özellikle Doğu Hersek yani bugünkü Karadağ ile bugünkü Sancak bölgesine 40.000 kişi kadar kaçmışlardı (Bugünkü dünya nüfusu ile oranlarsak bu sayı yarım milyon ile bir milyon arasındadır). Kalanların ise işkenceler yapılmış, dilleri, kulakları kesilmiş çoğu da öldürülmüştü.
Osmanlı defter kayıtlarında konu ile ilgili belgeler bulunuyor. Ancak Osmanlılar insanları inançlarına göre değil bulundukları sınıf, topluluklara göre kaydediyorlardı. Bosna Tarikatı üyeleri de topluluklar olarak kayıtlara geçirilmişti. Kendilerini topluluk olarak Bosna Tarikatı’ndan tanıtanlar sadece birkaç bin kişi olarak yazdırmışlardı. Diğerleri ise inançlarına göre değil bulundukları sınıfa göre kaydedilmişti.
Bir defterde bir yerleşim birimi için1468 yılında Müslüman olarak kaydolan Boşnakların sayısı 332 iken, bu sayı 1530 yılında 16.935 kişiye yükseldiği görülüyor..
Bosna Tarikatı 1463 yılında, Vatikan ve Katolikler ile Ortodokslar tarafından sapkın ilan edilmiş olduğundan, son 1440’lı yıllardan sonra Bosna Krallık Devleti içinde de artık normal bir inanç kurumu olarak tanınmamış, Bosna Krallığı içinde herhangi bir kurumsal statüleri kalmamıştı.
Bu nedenle Bosna’nın fethinden sonra Ortodoks Kilisesi ile Osmanlı İmparatorluğu belli bir düzen kurarken, Katolik Fransesken Tarikatı”na da Ahitname verildiği gibi Osmanlı İmparatorluğu büyük çoğunluk olmalarına rağmen karşılarında bir dini kurum bulamadıklarından onlarla resmi bir ilişki doğal olarak kurmadılar.
Bir başka durum da esir alınan Bosnalılar ile ilgilidir. Bosna’dan getirilmiş çok sayıda insan, Bursa’da çalıştırılmak için toprak sahipleri ve esnaflar için gönderilmişlerdi. Bu insanlar, Osmanlı defterlerine “Bosnalı” adı ile yazılmışlardı. O tarihlerde esirlerin satışı konusunda Osmanlı İmparatorluğu’nda herhangi bir siyasi ve dini engel bulunmuyordu. Bu esirlerin Bosna’da Osmanlı Ordusu’na karşı direnenler olduğu düşünülüyor. Onların haklarını korumak için hiç kimse kadıya gidip başvurmak ta istemiyordu.
Diğer taraftan Bosna Tarikatı üyelerinden 30.000 kişinin, Bosna’da Fatih Sultan Mehmet’in önünde İslam dinine geçtiği de bir gerçek.
Bu sayıda insanın birden İslam’a geçmesi Bosna Halkının kendilerine Katolik ve Ortodokslar tarafından yıllarca yapılan baskı, saldırıların ve din değiştirmeye zorlanmalarının etkisi vardı.
Son iki Bosna Krallının da iktidarlarnı korumak için Katolik olmak zorunda kalmaları bardağı taşırmıştı. Bir kısım Bosnalının da esir alınmaktan korkması sonucu İslâm Dinini tercih ettiği düşünülüyor.
Bunun yanında kayıtlarda “Osmanlı imparatorluğu tarafından istisnai durumlarda el konulan” mal ve mülklerden çok daha fazla bahsedilmekte olduğu ve toprak sahibi ailelerin zaten Katolik olmak istememelerinin etkisi ile de İslâm Dinine geçişleri söz konusu olmuştur.
Buna örnek olarak Bosna Kralı Tomaşeviç, Krallık başkenti Bobavac’ı koruması için teslim ettiği Bosnalı asilzade Radak, şehri direniş göstermeden Osmanlılara teslim etmesinin başlıca sebebi Asilzade Radak’ın zorla Katoliği kabullenmeye zorlanması ve Bosna Tarikatı inancında ısrar ettiğidir.
Ayrıca, Bosna Tarikatı üyelerinin genellikle Hristiyan olmayanlarla karışık yaşamadıkları da belgelerde yazılı. Yine iki belgede Bosna Tarikatı üyelerinin, Osmanlı askerleri ile birlikte adlarının geçtiği ve birlikte Osmanlı Ordusu’nda görev yaptıkları biliniyor. Bundan da anlaşılıyor ki Bosna Tarikatı üyelerinin yüksek bir sayıda Osmanlılar ile ilk günlerden beri bütünleştiğidir.
Yüksek seviyedeki Bosnalılar ile normal halkın Osmanlılar ile olan ilişkileri doğal olarak farklı olmuştur. Tanınmış aileler Müslüman olduktan sonra devlette çeşitli görevlere getirilirken, normal halk ta devletin nimetlerinden daha fazla faydalanmak umudu ile Osmanlı ahalisi içinde olmak istemişti.
1477 yılındaki defter kayıtlarında Osmanlı toprağı olmamasına rağmen Hersek Bölgesinden Bosna Kilisesi üyelerinin de yüzlerce ifade edilen sayıda İslâm’a geçtikleri gözüküyor. Bu da bize o dönemde Avrupa ve Balkanların en güçlü devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Balkanlarda kendisinden olması için Boşnyani diye anılan Boşnakları özellikle seçtiğidir.
Bunun bir nedeni de Bosna Tarikatı temsilcilerinin kendilerine son yıllarında kandi kralları ama, Ortodoks Sırplar ve Katolik Dünyası’nın yüzlerce yıl yaptığı baskıları Bosna’nın fethi öncesi İstanbul’a gidip Sultan ile doğrudan görüşüp anlatmış olmalarının büyük etkisi olmuştur.
Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı devlet yöneticileri, Bosnalıların inançlarını (Tek tanrı ve Hz. İsa’nın tanrı olmayıp insan olduğu konusu) anlamışlar ve bu ülke insanlarını kendileri için güvenilir olarak görüp, planladıkları Belgrat seferini iptal edip önce Bosna ve Bosnalıları kendi bünyelerine katmışlardır.
Bogomill mezhebine bağlı Boşnaklar, savaş kabiliyetleri, Macarları iyi
tanımaları ve Papalığa karşı derin bir kin beslemeleri sebebiyle Macaristan ile yapılan savaşlarda etkin bir rol oynamışlardır.
Müslüman Boşnaklar her zaman Osmanlı Devleti’nin kuzeybatı hududunu yalnız başlarına müdafaa etmişlerdir. Serdarların kumandasındaki sipahilik teşkilâtına bağlı bulunan kıtalar, Türk hâkimiyeti devam ettiği müddetçe sadakat ve fedakârlıkla vilâyet makamına tâbi kalmış ve Bosna, Osmanlı Devleti’nin bir kalesi olmuştur.
Boşnaklar, İslâmiyet’i kabul etmeleri, devlete bağlılık ve güvenilirliklerini isbat etmeleri sayesinde Osmanlı Devleti’nin çeşitli kademelerinde görev yapmışlar, hatta defterdar, kaptan-ı derya ve sadrâzam bile olmuşlardır.
Osmanlı tarihini incelediğimizde beş kez sadrâzamlığa getirilen Hersekzade Ahmed Paşa (1497-1516 ), yine üç kez sadrazâmlık yapan Damad İbrahim Paşa (1596-1601 ) ve bir devre imzasını atmış Sokullu Mehmed Paşa’nın Boşnak asıllı olduklarını görüyoruz.
Bunlar haricinde muhtelif tarihlerde sadrâzamlık yapan diğer Boşnak sadrazâmlar şunlardır:
Lala Mustafa Paşa (1580-1580),
Malkoç Ali Paşa (1603-1604),
Lala Mehmed Paşa (1604-1606),
Derviş Mehmed Paşa (1606-1606),
Kara Davud Paşa (1622-1622),
Hüsrev Paşa (1628-1631),
Topal Recep Paşa (1632-1632),
Salih Paşa (1645-1647),
Sarı Süleyman Paşa (1685-1687), Damad Melek Mehmed Paşa (1792-1794).
En ünlü Boşnak paşaları:
Cezzar Ahmed Paşa (1720-1804)
Şemsi Paşa Bilevac (1846-1908)

 

NUSRET SANCAKLI FACEBOOK SAYFASINDAN ALINTI

YORUM YAP