Son dönemde Bosna Hersek’in tekrar bölünebileceği ve savaş ihtimalinin değerlendirildiği ifade ediliyor. Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da konuştuğum Boşnak aileler, karma evliliklerin barışı beslediğini söylüyor. Ancak ‘Sırp ile evlenen çocuğuma hakkımı helal etmem’ diyen de var.

Bosna-Hersek’in Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt, Birleşmiş Milletler’e (BM) sunduğu rapor tehlikeyi açıkça gözler önüne seriyor. Schmidt, ülkede bölünme tehlikesine işaret ederek çatışmaya dönüşün “çok gerçek” bir ihtimal olduğunu kaydetti.

Boşnaklar bugün, Saraybosna’nın diğer sakinleri Sırplar ve Hırvatlar hakkında ne düşünüyor? Onlarla evlilik fikrini nasıl değerlendiriyorlar? Bosna Savaşı’nın çocukları ve ailelerinin hikayesini paylaşacağım.

Birleşmiş Milletler verilerine göre, Bosna Hersek’in nüfusu 3 milyon 281 bin. Nüfusun yüzde 50,11’i Boşnak, yüzde 30,78’i Sırp, yüzde 15,43’ü Hırvatlardan oluşuyor. Ülkede, 1992-1995 yılları arasındaki Bosna Savaşı’nın izlerini bugün hala görmek mümkün.

Amina ve ailesi Saraybosna’da Müslüman mahallesi olarak bilinen Vratnik’te yaşıyor.

Bahtiyar Küçük, Dünyanın Hikayesi: “Savaş zamanında Amina’yı dünyaya getirdiniz, 1992’de. O günü bize anlatır mısınız, neler yaşadınız?”

Amina’nın annesi: “Kızım Amina’yı, doğum hastanesini yıktıkları Temmuz 1992’de dünyaya getirdim. Jezero doğum hastanesini yıktılar ve çocuklar bodrumlarda doğdu. Her yere el bombaları düşüyordu. 4 yaşında küçük bir kızım daha vardı. Kocam o zaman savaş alanındaydı. İnsanlar sireni her duyduklarında, hastanenin bodrumuna kaçıyordu.”

 

Amina’nın babası: “Savaş sırasında Bosna Hersek ordusundaydım, ülkemi savundum. Görüyorsun bu tepelerin arkasında, ben orada savaş alanındaydım.”

Dünyanın Hikayesi: Bugün Sırp ve Hırvat arkadaşlarınız, konşularınız var mı?

Amina’nın annesi: “Hepimiz birlikte harika yaşıyoruz. Hem Noel’i hem de dini bayramlarımızı birlikte kutluyoruz.  Şimdi bayram geliyor, hepimiz bayram yemeği için toplanacağız. Hiçbir sorunumuz yok.”

Amina’nın babası: “Şehrimde olduğu kadar Sırbistan ve Hırvatistan’da da özgürce hareket ediyorum. Şehirlerine gitmekten korkmuyorum Belgrad, Zagreb. Temel olarak, burada kalan insanlar iyi Sırplar ve Hırvatlar”

Vratnik mahallesinde oturan Amina ve ailesi

Dobrinja savaş zamanında Saraybosna’da en çok hasar gören yerlerden birisi. Şu anda önünde bulunduğum bina savaş zamanında oldukça hasar görmüş. Binanın eski halini görüyorsunuz. Şu anda ise restore edilmiş.

Dobrinja’da yaşayan Azra, savaş dönemini İstanbul’da geçirdi. Bir çocuğu da orada dünyaya gelmiş.

Azra: “Bir tarafta Sırplar, bir tarafta Hırvatlar var. Biz Bosna Hersek bir olsun istiyoruz. Onlar tam öyle düşünmüyorlar. Onun için burada politika iyi değil. Çünkü anlaşamıyorlar. Şimdi Sırp Cumhuriyeti’nin ayrılmasını istiyorlar. Tabii ki biz vermiyoruz.”

Ajla şehri terk etmek zorunda kaldığında 6 yaşındaydı. Savaş çıktığında ailesiyle Makedonya’ya kaçtı. Eşinin babası savaş sırasında hayatını kaybetmiş.

Ajla: “Savaş başladığında Saraybosna’daydık. 1992’de rahmetli dedem bizi Makedonya’daki kızkardeşine gönderdi. Struga’daydık. Türkçe’yi orada öğrendim. O kadar öğrendim ki ana dilimi unutmuştum. 1995’te geri döndük. Sadece beni, kız kardeşimi ve annemi gönderdiler.”

Dünyanın Hikayesi: “Okulda Sırplarla arkadaş oldun değil mi? Savaştığınız Sırplarla ilk arkadaş olduğun zaman ne hissettin?”

Ajla: “Arkadaştık. Aynı okula gittik. Aynı sınıfa gittik. Aynı yerde oynadık. Şimdi de arkadaşlarım var. Politika başka arkadaşlık başka.”

Dünyanın Hikayesi: “Bir araya gelip eskilerden konuşuyor musunuz?”

Ajla: “Eskilderden konuşmuyoruz, savaştan da konuşmuyoruz.”

Dünyanın Hikayesi: “O dönemin dramını unuttunuz mu ya da unutmaya mı çalışıyorsunuz? Nasıl atlatıyorsunuz o süreci?”

Ajla : “Hayır, unutmadık. Unutamayız. Eşimin babası şehit, unutamayız. O, hayatını askerde kaybetti. Belki onunla ilgi çok konuşmuyoruz, ama unutmak olmaz”

Ajla, savaş zamanında annesi ve kız kardeşiyle şehri terk ederek Makedonya’ya gitti.

Salih Hoca, Vratnik mahallesindeki camilerde görev yapıyor.

Dünyanın Hikayesi: “Bosna Savaşı’nın ardından Sırplarla ve Hırvatlarla birlikte yaşamaya devam ediyorsunuz. Günümüzde toplumların birbirine bakış açısı nasıl?”

Salih Hoca: “Biz Boşnaklar kesinlikle dünyadaki en hoşgörülü insanlar arasındayız. Büyük Hüseyin Kaptan Gradaşçeviç’in dediği gibi, “Bosnalı müezzinler hiçbir zaman kilise çanlarından rahatsız olmadılar. Burada halkımızla, komşularımızla Ortodoks, yani Sırplar ve Katolikler, yani Hırvatlar ve tabii ki Yahudiler ve diğer dini toplulukların üyeleri ile bir arada yaşamak istiyoruz. Allah’a şükür kesinlikle bir sıkıntımız yok. Sözlü ya da fiziki herhangi bir suç işlenmiyor. Bazen tatilde ve futbol maçında sıkıntı oluyor. Milliyetçiliğin ortaya çıkardığı bazı hastalıkları var.”

Amina da savaş sırasında, 1994’te dünyaya geldi. Laboratuvar Mühendisliği bölümünden mezun olmasına ragmen o, babasıyla birlikte, Osmanlı döneminden kalan kalaycılık mesleğini yaşatmaya devam ediyor.

Savaş zamanında doğan Amina, babasıyla birlikte Başçarşı’da kalaycılık yapıyor

Amina: “Annem kardeşini savaşta kaybetti. Ancak bu, Sırp birinden nefret etmesi gerektiği anlamına gelmez. Her yerde iyi ve kötü insanlar var. Benim kuşağım ve benden daha gençler duruma nefretle bakmıyor. Biraz nefret eden ve biraz korkanlar daha çok yaşlılar. Bence insanlar aslında başka bir savaş istemiyorlar. Çünkü ekonomik sorunlar gibi başka sorunlarımız da var. Kimsenin ayrılık ya da başka bir savaş hakkında düşündüğünü sanmıyorum. Eğer olduysa kimse savaşa gitmek istemez.

Bosna Hersek’in geleneksel müziği Sevdalinka’nın günümüzdeki genç temsilcilerinden Alma Subasiç de savaş sırasında doğdu.

Alma Subasic: 1994 Mayıs’ında doğdum. Ailemin pek paylaşmadığı bir tür duygu vardı ama yaşadıklarını hayal edebiliyorum. Çevremdeki her şeyin farkına varmaya başladığımda bu konuyu da anladım. Bu konu hakkında konuştuğumuzda çok şey öğrendim.”

Savaş Çocukluğu Müzesi

Saraybosna’da 2017’de açılan Savaş Çocukluğu Müzesi’nde şehrin kuşatma altında olduğu dönemdeki çocukların hikayelerini anlatan objeler sergileniyor.

Savaş Çocukluğu Müzesi: “Serginin amacı sadece savaşın, silahlı çatışmaların çocukları nasıl etkilediğini göstermektir. Savaş söz konusu olduğunda çocuklar aslında herhangi bir tarafın parçası değiller, Boşnak, Sırp, Hırvat, hatta Bosna Hersek’in ötesine geçseniz de çocuklar aynı şekilde etkileniyor.”

KARMA EVLİLİKLER

Peki bugün Boşnaklar Sırplarla evlilik fikrine nasıl bakıyor. Fransız haber ajansı AFP’ye göre, Bosna Hersek’te savaştan önce, farklı etnik gruplar arasındaki evlilik oranı yüzde 13’tü. Ancak ülkede bugün, bu oran yüzde 4’e kadar geriledi.

Boşnak ve Sırplar arasında evlilik denilince aklıma ilk olarak Bosna Savaşı sırasındaki trajik olay geliyor. Bosna’nın Romeo ve Juliette’i olarak anılan Admira ve Boşko. Admira Boşnak, Boşko ise Sırp’tı. Evlilik planı yapıyorlardı. Savaş sırasında Saraybosna’dan birlikte çıkmaya çalışırken hayatlarını kaybettiler.

Bosna Hersek’in Romeo ve Juliette’i olarak bilinen Admira ve Bosko savaş sırasında birlikte hayatlarını kaybetti. Fotoğraf: Bahtiyar Küçük, Saraybosna

Alma Subasic: “Aşkları çok güçlüydü. Aileleri bile kabul etti. Onlar aşkın sembolü. Bu duygular gizlenemez. Aşk gerçekten sonunda kazanır. O sırada birlikteydiler, el ele tutuşuyorlardı. Gerçekten çok acıklı bir hikayeydi, onlar o savaş zamanında, aşkın bir sembolüydü.”

Bosnalılar, onların mezarını bugün de ziyaret etmeye devam ediyor. O da Admira ve Boşko’nun hayatını kaybettiği Vrbanja köprüsünün bulunduğu mahallede oturuyor: “Onlar bizim çocuklarımız. şehrimizin çocukları. Benim için çok zor. Onlara çiçek vermek istedim. Savaştan sonra bazı insanlar fikrini değiştirdi (karma evlilik hakkında) Ama bence bu değiştirilemez. Aynıyız. Kırmızı kanımız var. Hiçbir şey farklı değil. Bence aşkın tüm insanlar arasında olması normal.”

Admira ve Boşko, savaş sırasında 19 Mayıs 1993’te bu köprüyü geçmeye çalışırken hayatlarını kaybetti. Burasi Vrbanja Köprüsü. Yeni adıyla Sueda ve Olga Köprüsü. Burada bir tabela var. Sueda Dilberovic ve Olga Sucic. Her ikisi de 1992’de bu köprüde hayatını kaybetti. Hemen alttaki yazıda, ‘Bir damla kanım aktı, Bosna kurumadı’ şeklinde ifade var. Köprüden hemen karşı tarafa geçtiğinizde savaşın izlerini görmek mümkün. Savaşın üzerinden yıllar geçmesine ragmen bu binada kurşun izlerini hala görebiliyorsunuz.

Dünyanın Hikayesi: “Siz çocuğunuzun bir Sırp ya da Hırvat ile evlenmesine nasıl bakarsınız?”

Amina’nın annesi: Bu konuda hiçbir sorunumuz yok. Şimdi de karışık evlilikler oluyor. Önemli olan insanın dürüst ve çalışkan olması, gerisi önemli değil.

Amina’nın babası: Bir Sırp ile veya Hırvat ile evlilik yapılmasını desteklerim. Buna hiçbir itirazım yok.

Dünyanın Hikayesi: “Karma evlilik yok artık, öyle mi?”

Azra: “Yok, elhamdulillah yok. Olmuyor. Savaştan önce karma evlilikler vardı. Aslında fazla vardı. Ama savaş başladığı zaman hepsi bozuldular.”

Dünyanın Hikayesi: “Çocuğunuzu Sırp ya da Hırvatla evlendirmezsiniz, öyle mi?”

Azra: “Hayır. İslam’a göre yasak. Mesela kızım Sırpla evlense. Çocuk doğduğunda isim nasıl verilecek? Çocuk büyüdüğünde ona hangi din öğretilecek? Bana göre imkansız. Hakkımı helal etmiyorum. Ama çocuk bir gün isterse ne olacak. Ne yapacağım? Allah korusun ama kabul etmem lazım.”

Ajla: “Karma evlilikler oluyor ama aileler onları çok zor kabul ediyor. Arkadaşlık olur, aile kurmak olmaz. Annemin tek söylediği şey, aile birleştirmek olmaz.”

Amina: “Ben zaten evliyim, yabancıyla evlenmiş olsaydım sanırım bu kabul edilirdi. Çünkü yakın ailemde karma evlilikler var. Bence burada huzurlu bir yaşamın olmasının sebebi, çok fazla karma evlilik var. Burada Müslümanların oranı yüzde 55. Yüzde 45 Hristiyan var. Başka bir dinden biriyle tanışıp ona aşık olman gerçekten büyük bir ihtimal. Düğünlerde bize ayrı yemek verilir. Kesinlikle aramızda yüksek saygı var.”

Alma Subasic: ‘Zute dunje’ diye bir şarkı var. Bana Boşko ve Admira’nın hikayesini hatırlatıyor. Çünkü sözler yasak aşktan bahsediyor.”

Dünyanın Hikayesi: “O karanlık günler geride kaldı. Bugün buradan şehre baktığınızda ne düşünüyorsunuz bugün ve gelecekle ilgili?”

Amina’nın babası: “Sırplar, Hırvatlar ve Müslümanlardan oluşan çok etnikli bir Saraybosna’nın daha da iyi olacağını umuyoruz. Ancak burada Müslümanların ağırlığı kesinlikle daha fazla.”

Not: Kapak fotoğrafı, Alma Subasic, Bosna Hersek’in Sevdalinka sanatçısı

Kaynak: Dünyanın Hikayesi