Gelin, şüphesiz kendini en rahat ve mutlu hissettiği ailesini sevdiği adamın aşkı uğruna “terk eden” kişidir. Doğal olarak yeni geldiği evinde saygıyı hak ediyor. Düğününde giydiği gelinliği ve nikahında attığı imzası, gerçekte seçmiş olduğu yeni ailesine giriş yapması için aldığı biletleri oluyor. Anne babasından, teyze ve halalarından, kız kardeşleri ve kız kardeşleri gibi gördüğü kuzenlerine kadar herkesten saygı ve sevgi gördüğü ailesinin yerine doğal olarak; başka gelenekleri, adetleri olan gittiği yeni aileyi, ailesi olarak kabul eder. Ancak, hiçbir aile birbirine benzemediği 

gibi ve her şey her yerde aynı değil !!!

Gelin, her aile toplantısında herkesin dikkatinin ana nesnesi kendisi olduğunu çok iyi bilir. Her hareketinin yakından izlendiğini, söylenen herşeyin hafızalara kaydediliğini, hatta hiçbir şey söylemese bile o sessizliği, vermediği cevapları da akıllarda tutulduğunu iyi bilir. Çünkü aile, yeni gelininin gerçekte konuşmazken de gelinin doğru yapıp yapmadığı sonucuna varmak ister.

Ancak çoğu durumda herkes görmek istediğini görür ve bu yeni gelinin hayatını yeterince ağırlaştıran bir durum olur. Bu öyle bir durumdur ki eşinden başka kimseyi iyi tanımadığı bir ortamda diğerlerinin onlar için getirdiği hediyenin (kendisi) ne olduğunu merak ederek devamlı ona gözlemlemeleri gibi bir şey. O hediyenin ne olduğu ancak belli bir zaman geçtikten sonra ortaya çıkar.

Bu yazılanlar bir gerçek. Gelinler için çok daha kötü ortamlar da söz konusu olabiliyor.Gelin ne kadar genç olursa olsun, kaynanası ona saygı duymalı. Kaynana unutmamalı ki gelin, “köksüz ağaç” değildir, bunu aklınızda bulundurun. Gelin de bir aile içinden geldiğini ve yeni geldiği ailede ne kadarlık bir saygıyı hakettiğini iyi bilir. Kaynana ona saygı gösterir, çünkü gelininin oğlu tarafından seçilmiş özel biri olduğunu bilir.

Geline saygı gösterilmeli, çünkü artık kaynananın oğluna o bakacak. Ve o oğlunu kaynanasından koparıp almış ya değildir. Çünkü kaynana da gelinin annesidir. Gelin, sadece oğulun karısıdır. Oğul her ikisini çok sever ama her ikisine duyduğu farklı iki sevidir.

Gelin kocasını sever ona saygı duyar ve ömür boyu onun yanı da olur. Bir anne oğlu için daha fazla ne isteyebilir ki ?!

Geline saygı duyulmalı, çünkü her zaman her konuda kaynanasına yardım eder. Kaynana artık başta oğlu olmak üzere evdekilere kahve yapmaz misafirleri karşılayıp uğurlamaz, Yemek pişirmeyi, sofraya servisi, sofrayı kaldırmayı ve bulaşıkları yıkamayı yapmaz. Hepsini gelin yapar.

Gelin, bütün bunları gösteriş olsun diye de yapmaz. İçinden geldiği için, annesi onu başkalarının evinin kızı olacak şekilde yetiştirdiği için yapar. Boşnak anneleri kızlarını yetiştirirken, kızları hata yaptığı zaman kızlarına şunu derler: “Bir daha sakın hata yapma, Ben bağışlarım anne, gelecekteki annen bağışlamayabilir.”

Gelin, Kaynanası misafirlerleri ile oturup, rahat rahat konuşması, eğlenmesini ve sonra da dinlenmesini istediği için bütün bunları, annesinden gördüğü için yapar.

Gelin-Kaynana, Boşnak düğünlerindeki kadınlar gününde (gelinlerin yeni evlerine geldiği düğünün ertesi ve son günü) beraber giderler. Düğün yerinde gelin kaynana ayrılır. Gelin diğer gelinlerin yanına gider, milli giysileri içinde tüm gelinler sıralanır. Kaynanalar gelinlerine gururla bakarlar. Güzelliklerine bakmazlar. Çünkü Boşnaklarda gelinlerin hepsi güzeldir. Terbiyeli, ağırbaşlı ve saygılı duruşlarına bakarlar. Kendilerinle değil, gelinlerini yetiştiren dünürleri ile iftihar ederler.

Gelin, her iki aile için dünürlüğü kardeşlikten öteye götürür.

Gelin, kaynana ayrı yaşıyorlarsa evine ziyarete geldiği zaman veya birlikte eş-dost, akraba ziyaretine gittikleri zaman da aynısını yapar.

Geline saygı göstermek gerekiyor, çünkü kaynana çok daha önce yaşlanır ve bakıma muhtaç kalır. Kaynanaya oğlu değil hep gelin bakar !

Gelin, kaynanaya dünyanın en güzel hediyesini sonradan verir. Torun !!!

Gelin, kaynanaya yeni bir hayat verir. Yaşlılığında ona mutlulukların en güzelini yaşatır. Gelin-Kaynana onları birlikte büyütür. Torun birine “mayko” diğerine “nano” der.

Gelin, hep kaynnanın yanında olur ve hep yanında durur. Çünkü ihtiyacı olduğunda kaynanasının yanında olmak için yeni evine gelmiştir. Bunun kocasını çok mutlu ettiğini de iyi bilir. Kaynana şunu da iyi bilir. Kimse kızının yerini alamaz ama, o kızı onun yanında kalamaz, başka birine, gelinin ona geldiği gibi kızı da yeni evine ve bir kaynanın yani yeni annenin yanına gider. Kızı da başka birinin gelini yani kızı olur.

Gelin, kaynanası ondan memnun olmasa da, bu memnuniyetsizlik ne kadar uzun sürerse sürsün kaynanasına hiçbir zaman saygısında kusur etmez. Gelin , gerçekte kaynananın son nefesine kadar yanında duran bir arkadaştır.

Boşnak gelini kaynanasına “majko/majko” der.

Boşnak kaynana da gelinine ne kadar yaşlansa da çocukları olsa da “sine/kızım, evladım veya snaho/gelinim” der ve onu ilk gün evine geldiği gibi ömür boyu öyle görür öyle sever.

 

 

YAZIDAKİ GİBİ GELİN (KIZIM)-KAYNANA (ANNEM) ŞİMDİLERDE KALDI MI ?